8.Bölüm~Evin Farklı Yerlerinde~

69 23 6
                                    

“Eksikliğe mi alışmıştım ne? Mutsuzluğa mı yoksa?”

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Eksikliğe mi alışmıştım ne? Mutsuzluğa mı yoksa?”

(Sevda Sözleri, Cemal Süreyya)

Verdiğim hiçbir savaşı kazanamadım. Düşmanlarıma inat gülemedim mesela. Çok çabaladım annemin intikamını almak için. Ama bir intikam alayım derken,benim hayatım mahvoldu. Çok istedim annemi geri döndürmeyi, bir şeyler başarabilmeyi... İstemekle yetinmeyip, çabaladım. Fakat olmadı,yapamadım... Umarım beni affedersin anne. Seni çok seviyorum, seni asla unutmayacağım. Zihnimde yaşatacağım seni...

               🕊🕊🕊

Odayı aramaya başladım. Çekmecelerde,gardıropta, parkenin altındaki ufak gizli bölmede bir kaç tane not vardı. İlk not şöyleydi;

Canımdan çok sevdiğim kızıma;

Kızım.. Canımın içi. Biliyorum,aramız biraz soğuk.Sebebi ise baban. Bana,'eğer bu kızla yakınlık kurarsan seni öldürürüm dedi' ben de seni yalnız bırakmaktansa soğuk oluruz,daha iyi olur diye düşündüm. Beni affet olur mu? Aslında ben seni canımdan bile çok seviyorum. Hangi anne,evladını sevmez ki? Eğer birgün bana birşey olursa,bu notları oku ve sakla. En azından,'annem beni hiç sevmedi' diye düşünmezsin. Çok isterdim;her canının yanışında yanında olmayı,her düştüğünde kaldırmayı, her ağladığında gözyaşlarını silmeyi,mutluluklarını ilk benimle paylaşmanı,üzüntülerini ilk benimle paylaşmanı... Özür dilerim kızım,beni affet.

İkincisi;

Her evladın yeri annesinin yanıdır. Ben seni yanımda tutamasam da gönlümde tuttum. Bu yüzden sakın ola ki seni sevmediğimi,senden nefret ettiğimi düşünme.

Üçüncüsü ise;

Her çocuk farklıdır da, kız çocuğu bir başkadır. İşte, ablan ve sen de benim için bir başkaydınız. Fakat babana bunu inandıramadım. Ablanı beyin kanamasından kaybettik. Sen de aynı onun gibisin siyah saçların,ela gözlerin var. Leyla ablan şarkı söylemeyi çok severdi. Her akşam,okuldan geldiğinde radyoda çalan şarkıları söylerdi. Ben ve baban da ona eşlik ederdik... Neyse ölmeden önce benden son birşey istedi. Ela gözleriyle gözlerimin içine baktı ve dedi ki;"kardeşim büyüdüğünde benim gibi şarkı söylemeyi çok sevsin."

Son not gözlerimin dolmasına sebep olmuştu. Bu kez yutkunamadım bile. Boğazıma bir yumru oturdu. Ne hissedeceğimi bilemedim. Koşarak annemin odasından çıktım. İki adımlık odama ulaşmam zor olmadı.

Odama girdiğim gibi öğretmenimizin bize öğrettiği çocuk şarkılarını söylemeye başladım. Sanki bir sahnede söylüyormuş gibi yüzüme sahte bir gülümseme takındım.

"Mini mini bir kuş donmuştu,pencereme konmuştu.. Aldım onu içeriye,cik cik cik ötsün diye..."

Sonra odanın kapısı açıldı. Gelen o'ydu...

Levlâ'nın Hikâyesi Sarı Kurdeleli KızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin