18.Bölüm~Seni Affetmeyeceğim~

100 45 48
                                    

“Ruh, güzel ve derin olan her şeyi sever

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

“Ruh, güzel ve derin olan her şeyi sever.”

-Paulo Coelho

Eve onun arabasıyla geldik. Arabadan indiğimizde bu sefer o açtı kapıyı. Şaşırdım. Benim şaşırmamı umursamayarak bahçe kapısına doğru yöneldi. Cebinden çıkarttığı anahtarla siyah,demir kapının kilidini açtı.

Açar açmaz bahçeye adımını attı ve kapıyı benim yüzüme kapattı. Yüzüme çarpmasının etkisiyle, oturur şekilde yere düştüm. Kaldırımın ve popomun birbirine kavuşmasıyla birlikte güldüm.

Üstümü bile çırpmadan ayağa kalktım. Ayağa kalktım ve kapıyı hafifçe ittirdim. Kapıyı ittirdiğimde ilk gördüğüm şey, o olmuştu. Biraz irkilmemle beraber,bir adım geri attım kendimi.

Beni kemerle dövdüğü anı anımsadım. Korkuyla,“yapma,dur!” diye bağırdım. Kendimi yere attım. Babam bana saldırmaya devam ediyordu. Bir elinde bıçak varken, diğer eliyle başımı halıya yaslayıp bıçağı boğazıma dayadı. O kadar korkmuştum ki o an,anlatamam...

Sonra bir anda kendime geldim. Kendime geldiğimde babamın kucağındaydım. İnanamıyorum,o beni kucağında, taşıyordu! Az önce ne olmuştu bana? Odamda değildik,bahçedeydik. Babamın elinde bıçak yok,aksine beni kucaklamış, eve götürüyordu.
Her şey yeni yeni netleşmeye başladı.

Yorgun çıkan sesimle,“Salona gidelim...” diye mırıldandım. Birşey demeden  salona doğru yöneldi. Göremesem bile hissedebiliyordum. Salona geldiğimizde usulca kucağından indirdi.

Başımı önüme eğdim ve,“Uzaklaş benden...” diye mırıldandım. Yine birşey demeden dediğimi yaptı. Kelimeleri dilime getirmek istercesine boğazımı temizledim. Son sözlerimi söylecekmiş gibi...

“Biliyor musun? Sen hayattayken bile senin hasretini çektim ben. Sürekli başımı okşadığını,bana sarıldığını,benimle oyunlar oynadığını, bana abur cuburlar aldığını hayal ettim.” bana eşlik etmek için başını eğdi. Görmesem de hissedebiliyordum.

Biraz duraksayıp konuşmama devam ettim. “Ablamı çok güzel sevmişsin. Beni neden sevmedin? Hiç olmazsa bir gram sevseydin. Ben bana uçmanı değil,bir adım yürümeni istedim.”

“dur!” dedi titreyen sesiyle. Ben onu dinlemeyip konuşmama devam ettim. “Keşke bir kere kızım deseydin. Vurmak yerine babalık yapabilirdin.”

Pantolonunun kenarından silahını çıkardı ve namlusunu başıma koydu. Alnımdan soğuk terler aktığını hissedebiliyordum.

“Sus dedim sana! SUS!”

Başımı kaldırmadan cevap verdim. “Ölümden korkmadığımı biliyorsun!”

“Birazcık babalık yapsaydın, birazcık karını sevseydin. Çok değil,birazcık. Sen bana bir adım atsaydın,ben sana uçardım. Kanatlanıp gelirdim.” derin bir nefes verdim. “Ama sen bunları bile yapamayacak kadar korkaksın!”

Levlâ'nın Hikâyesi Sarı Kurdeleli KızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin