17.Bölüm~Anılar~

96 45 49
                                    

“En iyi insanlar tamamen deli olanlardır

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

En iyi insanlar tamamen deli olanlardır.”

-Lewis Carroll

Uyandığımda,başımda kahverengi saçlı, kahverengi gözlü, tombul,soluk tenli bir adam vardı. Beyaz ışıklar yine gözümü alırken,her şey netleşmeye başladı. Yeni yeni hatırlamaya başladım başıma gelenleri. Onun tarafından dövülüşüm...Kan kusuşum... Ölümle yaşam arasında verdiğim savaş... Başımı etrafıma çevirdiğimde duvarlar değil,naylon poşetler vardı.

Filmlerden bildiğim kadarıyla,burası yasadışı tedavilerin yapıldığı bir yerdi. Beni nelere alet etmişlerdi... Yine de, anlamamış gibi yapıp,buranın neresi olduğunu sordum.

"Benim ilaçlar ürettiğim, gizli ameliyathanemdesin küçük hanım."

"Neden gizli?" diye sordum,cevabını bilmezmiş gibi.

"Çünkü..." dedi baş ucumdan kalkıp. "Çünkü kötü adamlar,bizim burada gizlice ilaç ürettiğimizi, hasta tedavi ettiğimizi görürlerse bizi sobelerler."

Bu söylediği şeyle beraber,elimi ağzıma götürüp kıkırdadım. Etrafı biraz daha inceleme fırsatı bulduğumda naylonlar dışında dikkatimi çekecek birşey yoktu. Adını bilmediğim ama bana tanıdık gelen doktor aletleri, yasa sedye,serum... Ama yasadışı ilaçlar vardı.

Burayı ihbar edersem,hepsi hapse girebilirdi. En azından annemin intikamını almış olurdum. Doktor gittiğinde,başımı diğer tarafa çevirdim ve serumun içine koyulmuş kanı gördüm. Çok kan kaybetmiştim muhtemelen.

Bakışlarımı biraz daha aşağı çevirdiğimde ankesörlü, eski bir telefon gördüm. Tam telefona uzanacakken odaya birisi girdi. O! Ben,telefonu yerleştirmeye çalışırken o çoktan bir dolap çevirdiğimi anlamıştı.
Hızla yanıma yaklaştı ve yakama yapıştı.

"Ulan yine mi ihbar etmeye kalkıyorsun! Keşke seni orada bıraksaydım da,leşini toplasalardı!"

Hem benden nefret etmesinin,hem de beni öldürmemesinin sebebini gerçekten anlamıyordum. İçinde bir yerlerde beni yaşatıyor mu yoksa?

Birinin içinde yer edinmek... Düşüncesi bile kalbimi huzurla doldurmaya yetmişti. Aptal gibi yüzüne karşı sırıtmıştım. Anlamayan gözlerle yüzüme baktı.

"İster döv,ister öldür..." dedim gülüşümden ödün vermeden. "Ne yaparsan yap,senden korkmuyorum!"

O an, annemin sıkça dinlediği bir şarkı geldi aklıma. Sözlerini mırıldanmaya başladım. İçini biraz da olsa acıtabilmek için...

"Anladım,sonu yok yalnızlığın."

"Her gün,çoğalacak."

"Her zaman böyle miydi? Bilmiyorum." daha başlar başlamaz yumuşamıştı.

Levlâ'nın Hikâyesi Sarı Kurdeleli KızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin