23. Bölüm~Yalanlar~

32 13 4
                                    

“İnsanların çoğunun ruhu, bedeninden önce çürür

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

“İnsanların çoğunun ruhu, bedeninden önce çürür.”

-Zülfü Livaneli

Herkes zamanla alışıyor her şeye. Acı çekmeye, ağlamaya, yalnızlığa, susmaya, susturulmaya, yalan söylemeye... Herkes bir acıyı yaşar ve unutur. Ama ben... Ben tırnak diplerimden saç diplerime kadar acıdan oluşmuşum. Bu dünyaya acı çekmeye değil, onun ta kendisi olmaya gelmişim.

Boğazını temizleyip konuşmaya başladı.

“Levlâ’cığım, bayılıp bu yere kaldırılmışsın. Doğru mu?”

Başımı evet anlamında sallasam da cevap olarak kabûl edilmiyormuş gibi,“evet” dedim.

“Peki... Orada dikkatini çeken herhangi bir şey fark ettim mi?”

“Ne gibi mesela?”

“Mesela... Birsürü ilaç gibi.”

“Hayır, bütün gün boyunca dinlendim.” bu cevabımdan tatmin olmuş gibi dudağını büktü.

“Anladım. Sence neden şikayet ettiler burayı?”

“Bir fikrim yok.”

Bizim konuşmamız onunkine göre kısa sürdü. Kapıdan çıktığımda heyecanla ayağa kalktı ve endişeyle gözlerimin içine baktı. Normal bir baba-kız gibi görünmek için elimden tuttu. Binanın içinden çıkar çıkmaz ilk işi bana ne dediğimi sormak oldu.

“Ne konuştunuz? O sana ne dedi, sen ona ne dedin?”

“Dediğin gibi polise yalan söyledim.”

Bir oh çekip yüzüne büyük bir gülümseme yerleştirdi. Teşekkür beklemiyordum, etmedi de zaten. Arabaya bindik. Bir yandan biriyle konuşuyor, bir yandan araba kullanıyordu.

“Mahkeme yarın mı?”

“Delilleri yok etmemiz lâzım.”

“Levlâ değil, belliki içimizden biri.”

“Levlâ polislere yalan söyledi.”

Söylediği şeyler ister istemez gülümsetirken, o da benden farksızdı. Uzun süren sessizliği o bozdu. Bana dönmeden,“seni boş yere suçladım... Özür dilerim...” bunu ondan hiç beklemiyordum açıkçası. Kendiliğinden açılan ağzımla beraber, ne cevap vereceğimi bilemedim.

“Bunu diyen sen misin?”

“Biraz garip olsada...” dedi ve devam etti. “Evet... Benim.”

“Alışık değilim. Şaşırdım.”

“Biliyorum.”

Bundan sonra hiçbir şey konuşmadık. Yoldan geçen arabaları izlemek isterdim ama trafiğe kaldık. O, şoför koltuğunda sinir krizi geçirirken, ben gayet sakindim.

Levlâ'nın Hikâyesi Sarı Kurdeleli KızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin