DELİ MAVİ (Treló Ble)

3. BÖLÜM

Şöyle güzelce gerinerek uyandı. Açık balkonundan içeriye esen rüzgarla güzel bir oksijen çekti içine. Sonbaharı oldum olası çok severdi, kendisine hep iyi gelirdi. Biraz melankolik bir tip olmasından kaynaklanıyor olabilirdi. Bir tarafında bastırmaya çalıştığı romantik bir kişilik yatıyordu, henüz tam anlamıyla keşfedilmemişti. İlk aşkı ve ilk resmi ilişkisinde ilk başlar da elbette normal bir romantiklik sürecine girmişti lakin o ne zaman ki değişmiş, romantikliği de kalbinin bir köşesine çekilmişti. Yeniden ortaya çıkartabilir miydi hiç bilmiyordu. Belki bir gün...

Eline telefonunu aldıktan sonra hızla bildirimlerini kontrol etti. Instagram gibi fazla sosyal olan uygulamaların bildirimlerini es geçerek WhatsApp mesajlarını kontrol etti. Dün gece bir film izledikten sonra erken uyumayı seçmişti. Biraz normalin üzerinde sağlıklı yaşıyordu aslında. Erken uyur, erken kalkardı. Sporunu düzenli yapar ve sağlıklı beslenmeye özen gösterirdi. Mesleği gereği fazla yemek tattığı için formunu da buna göre kontrol altına alması lazımdı, neyse ki bu konuda oldukça iyiydi. Üstelik artık bir yemek programında jüri olacaktı, biraz daha kendine özenmenin hiçbir zararı yoktu. Kostas dış görünüşe pek önem veren bir insan değildi, insanların iç güzelliğine önem vermeye başlayalı çok zaman olmuştu. Bunu iyi bir tecrübeyle de onaylamıştı.

Kendisini ses kaydına boğan menajerini dinlemeden evvel yerinden doğrulup ilk iş olarak duş aldı. Odasına yeniden döndüğünde menajeri Alexis'in ses kayıtlarını dinlemek üzere telefonunu eline aldı. İlk ses kaydını açarak dinlemeye başladı, ses kaydı otomatik olarak diğerine geçerken kendisi de yerinden kalkıp giyinmeye başladı. Televizyon programından bahsediyordu. Getireceği müşterileri ballandıra ballandıra anlatmakta cidden ustaydı bu adam. Ancak bir husus vardı ve bu konunun hızla çözülmesinde yanaydı. Konuşmasını bu önemli hususla sonlanırken, Alexis beni uyanır uyanmaz ara dediği için durakladı.

Üzerine geçirdiği tişörtle birlikte telefonunu eline aldı. Daha ilk çalınmada karşı taraf hemen telefonu açtı. "Bana gerçekten de âşık olacağını düşüneceğim, telefonlarımı bu hızla açmanın başka açıklaması olamaz," dedi Kostas gülerek.

"Yaptığın yemekler gibi bana da âşık olacaksan seve seve sana aşkın en derinini yaşatabilirim."

"Yemeklerime âşık olmaya devam etmelisin o zaman."

"Ben de öyle düşündüm dostum. Şu an yoldayım, restoranda görüşelim sana anlatmam gerekenler var." Alexis'in sesi oldukça ciddi çıktı. Bu da demek oluyordu ki ortada önemli bir mesele vardı.

Yine de Kostas keyfini henüz kaçırmak istemiyordu. Bu nedenle "Hazır bana anlatman gerekenler varken, kahvaltıyı da benim mekânda etmek istedin değil mi?" diye neşeli bir şekilde söyledi.

"Peynirli omletinden yaparsan günah çıkarmış kadar sevap işlemiş olacaksın."

"Bu kadar basitse bu işler, ben baya günahsız bir adamın. Hatta pederlerden bile günahsız sayılabilirim."

"İşte buna gülerim! Her gün sana omlet yemeye—pardon günah çıkartmaya gelirim."

Kostas hafifçe gülerek "Hadi kapat artık da çıkayım," dedi.

Alexis de ona karşılık verdi. "Tamamdır görüşürüz," deyip kapattılar.

Kostas odasını topladıktan sonra saçını düzeltti, parfümünü sıktı ve aşağıya indi. Salonun ortasında yayılmış olan kızını görünce gülümseyerek hemen yanına gelip onu kucakladı. Babasına kavuştuğu için kollarını onun boynuna dolayıp heyecanlı sesler çıkarttı Ezio.

"Benim güzel kızım açıkmış mı? Bugün doktor kontrolü öncesinde seni biraz şımartalım mı? Doktor sonrasında da yine şımartırız hiç üzülme. Sen yılın babasına sahipsin."