Duydum ki pazartesi sendromunuz varmış o zaman buyurun bölüme. :D :D
"Buraya mı odaklansan Kostas? Çünkü gündemimiz sadece sensin de?" Alexis agresif bir şekilde yanında koşmakta olan arkadaşına bir bakış atıp, dengesini korumak için yeniden önüne döndü. Bugün Kostas'la program çekimi ve bir röportajı olduğu için sabah erkenden ona gelip birlikte koşuya çıkmışlardı. Dün gece geç yattığı için uykusunu alamamıştı, sabahın beşinde uyandığı için de sürekli esniyordu zaten. Kostas da sinirli bir şekilde gelmemesini söylemişti ki onun siniri daha çok magazin gündeminde olmasınaydı.
"Başka bir şeye odaklanmama izin mi veriyorsun? Biraz unutup kafamı dağıtmak için sabah koşusuna çıkıyorum ve sen yine geliyorsun!" Yerinde durup ayağının tekini banka koyup öne doğru esnemeye başladı. İki bacağını da aynı şekilde esnetip suyundan bir yudum aldıktan sonra kolundaki saate baktı ve bir buçuk saattir koştuğunu gördü. Antrenman ekranını kaydedip suyundan içmek için banka bıraktı kendini.
Alexis de hemen yanına oturup "Şundan daha zevkli kalori yakma yöntemleri varken, neden bu yolu seçiyorsun acaba?" diyerek nefesini kontrol altına almaya çalıştı.
Kostas onun haline gülmeden edemedi. Başını geriye atıp temiz havayı içine çekti. "Onun için mi böyle nefes nefese kaldın?"
"Bacaklarımı pek çalıştırmadığım için böyle oldu."
"Sabah sabah seninle cinsel hayatın üzerine konuşmak istemiyorum. Ne olacak şimdi onu söyle."
Alexis de suyundan içmeye başladığında bir süre sessizlik oldu. Uzun su içme seremonisi bitince "Agresif davranmamaya özen göstereceksin. Medyayı biliyorsun az çok, buna aldırış etmeyeceksin," dedi uyarısı bir sesle.
"Sezgi'nin fotoğrafının altına saçma sapan şeyler yazıyorlar, bunları durdurmak lazım."
"Dediğim gibi aldırış etmeyeceğiz. Onları ne kadar yok sayarsak o kadar sakinleşecek her şey."
Kostas alaycı bir gülüş sergiledi. "Hiç sanmıyorum. Eleni gibiler her gün daha da artıyorlar." Sezgi hiç şikâyet etmemişti aslında bunu yazıyorlar şunu diyorlar gibilerinden fakat Kostas onun son paylaşımındaki yorumları görünce şalterleri atmıştı. Zaten araları pek ekşiydi. Zira bundan önce ciddi anlamda tatlıyken şimdi bu ekşilik sinirlerine dokunuyordu. O anda Sezgi'ye mesaj atıp takmamasını, halledeceklerini söylemişti ve Sezgi'den de gelen kısa yanıtla konuyu geçiştirdiğini görünce daha da sinirlenmişti. O günden sonra onun paylaşımlarını ve gelen yorumlarını takip eder olmuştu.
Alexis dudak büzdü. "Onun da sesi çıkmaz oldu? Seni arıyor mu hala?"
"Bilmiyorum en son engelledim."
"Şaka yapıyorsun?"
"Hayır gerçekten. Tanışma akşamını bozmasın diye engellemiştim sonra da unuttum."
"İyi yapmışsın. Ve şu diğer konuya dönecek olursak, lütfen sakinliğini koru. Kimseye cevap verme. Şu noktada özellikle olmaz, tek bir yanlış cevapla tüm imaj sarsılabilir."
"Tamam dedim kaç kere. Ama bu işte Sezgi'yi üzen olursa, ben de onu üzerim, imaj umurumda olmaz."
"Neden üzülsün ya? O bu sektörün kurdu, ne yapacağını senden daha iyi bilir, merak etme."
"Tam bir dijital tanrıçası! Bu sıralar iş hariç pek konuşmuyoruz. İş yerinde de biraz sorun çıkarıyorlar anladığım kadarıyla."
"Ne gibi sorun?"
"Başlarda kimse onunla konuşmuyormuş. Tam durumlar düzelmişken bu olay çıktı."
"Merak etme bu da bir hafta sonra unutacaktır. Bu haftaya sakin atlatalım yeter."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DELİ MAVİ (Treló Ble)
RomansaDenizin maviliğinden sıcak kalpli iki insanın hayatına uzanan deli bir aşk romanı... Bir varmış bir yokmuş berrak bir denizin içinde güzel bir deli maviyle, yemeklere fısıldayan havalı bir adam varmış ve bu hikâye denizin tam da ortasında başlamış. ...