10. BÖLÜM

10.5K 691 114
                                    

Yalancı Niko

'Seni kırdığım için çok özür dilerim Sezgi. Ben normalde insan kırmaktan kaçınan biri olmuşumdur. Sırf bu hassasiyetim yüzünden yıllardır süren boşanma davamın sonucuna varamadım. Fakat görüyorum ki bu kadar kaçmanın sonunda benim başıma gelenler beni yaktı. Haklısın, sana bahsetmeliydim. Ama hak verirsin ki her şeyi ikimiz de birdenbire yaşadık. Ve ben bunları hesaba katmadan direkt söylüyorum, senden etkilendim. Neşenden, gülüşünden, gamzenden ve en önemlisi bana olan bakışlarından. O gecenin sabahında söylemek daha doğru olurdu yine haklısın ama Sezgi, bazen sadece o anı yaşamak için duygularımızın yönlendirmesine de kapılabiliriz. O gece evli olduğumu bilseydin, emin sen de o sabahı yaşamayı her şeye rağmen isterdin. Zaten amacım bunu senden saklamak değildi, saklanacak bir şey de değil. Sana en doğru anda anlatacaktım. Yani ertesi gün ilk buluşmamızda... Her şey hayal etmediğim bir şekilde sonlandı. Hoş senin için de öyle olduğunu düşünüyorum ve tekrardan özür diliyorum. Sadece senden bir şans istiyorum. En azından anlatmam için bir şans, çünkü beni böyle tanıyıp silmeni istemiyorum. Lütfen.'

Sezgi okuduğu mesajla öylece kalakaldı. Yüzünün daha önce bu kadar uzun süre sabit bir şekilde kalmadığına adı kadar emindi. Gözleri sulanmaya başlayınca onları bile kırpıştırmadığını anladı ve hızla gözlerini yumdu. Kostas kendisine mesaj atmıştı. Saat kaçtı? Başı çatlıyordu ve boğazı yanıyordu. Bir de sırtı biraz üşüyordu. Bir saniye! Kostas kendisine mesaj atmıştı. Kalbi uzun zamandır bu kadar ritmi sorgulamadan atıyordu. Mesajı tam algılayamamıştı da... Sanki beceriksiz bir çevirmenin çevirdiği kitabı düzenlemeye çalışıyordu, beyni o derece algılamıyordu çünkü. Editörlük yaptığı dönemlerde bunu çok yaşamıştı. Mesajı sakin bir kafayla okumak için hareketlenince Timun'un varlığını hatırlayarak ona döndü. Pikeyi beline çekmiş mışıl mışıl uyuyordu.

Dün gece onunla yaşadıkları bir elin ve dilin ötesine geçmemesine rağmen, yaşadıklarını anımsayarak utandı. Üzerine Kostas'ın attığı bu mesajla darmaduman oldu. Mesajı tam algılayamamış olabilirdi fakat ondan gelen günaydın mesajı bile şu anda kendisini kötü hissettireceğini adı kadar biliyordu. Mesaja tekrardan göz gezdirirken etkilendim, neşenden, gülüşünden, gamzenden, bakışlarından kısımları gözüne çarpınca kalbinin bu ritme dayanamayacağını anladı. Pikeyle birlikte hızla yerinden kalkmak istedi ama başarılı olamadı. Çünkü Timun dün gece yaşananları pikeye geçişirmiş gibi sıkı sıkı sarılmıştı. Koştura koştura gitmeyi planladığında Timun'dan çıkan ses ve hareketlerle onun uyanmak üzere olduğunu düşününce ayarsız gücünü devreye sokup bir hışımla pikeyi kendisine çekti. Timun gözlerinin önünde dönerek sırtüstü yere, baya, ciddi anlamda, hiç abartısız çakıldı. Ve işin komik yanı-ki Sez buna komiklik demezdi-o korkuyla pike üzerinden düşüverdi. Çarşafa dolandık deyimi ilginç bir şekilde fiilen hayata geçmiş oldu.

"Ne oluyor? Ne? Ne oldu? Kim o?" diye bağırarak yerinde bin bir surat canlandırdı Timun.

"Timun! İyi misin dostum?" diyerek seslendi Sezgi.

"Kafam, sırtım ve kalçam dışında iyiyim Sezgiciğim. Buralarda takılıyorum gördüğün gibi!" Timun'un sesi öyle sert çıktı ki, Sezgi adamın kendisine artık selam dahi vermeyeceğini düşündü.

"Çok özür dilerim ama geceyi pikeyle geçirmiş gibi sarılmışsın be oğlum," dedi. Timun o anda yataktan destek alıp kalkmaya çalışınca da Sezgi hemen kendini yüzüstü yatağa atıp, arka kısmını da pikeyle saklamaya çalıştı.

Timun hafifçe doğrulup Sezgi'nin karaya vurmuş ve yeniden denize dönmek için mücadele veren büyük balık halini şaşkınlıkla izlemeye başladı. Kendisini onun yanına bıraktı. Sezgi onun uyku modundaki erkekliğiyle yüz yüze gelince panikle başını çevirdi ve hemen hareketlenmeye çalıştı ama Timun Efendi pikenin üzerine yattığı için kıpırdayamadı. Hala kapatamadığı poposu aklına gelince o panikle poposunu sıkarak içe doğru saklamaya çalıştı, pekâlâ hayal etti. Öylece bekledi.

DELİ MAVİ (Treló Ble)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin