11. BÖLÜM

10.6K 653 132
                                    

Bölüm şarkısı; Giorgos Mazonakis - Ela Na Deis

Üzgün ve mutsuz geçen bir haftanın ardından yine bir aile yemeği için ailesinin evine doğru yol alıyordu Kostas. Bu defa yemek babaannesinin evinde gerçekleşecekti. Babaannesinin evinde genellikle yemekler ya çok eğlenceli geçerdi ya da çok ciddi bir gerginlik olurdu. Boşanma kararını açıkladığından bu yana kesinlikle eğlenceli kısımlar atılmıştı hayatından. En son evlenme kararında herkes pek mutluydu zaten. Zira abisinin de kız kardeşinin de evlilik kararı aileyi inanılmaz üzmüştü. Hoş üzülen tek onlardı çünkü kardeşleri son derece mutluydu. Onların kararlarının arkasında durup mutluluğu yakalamaları kendisini yine çok güldürdü. Devrim yapmışlar gibiydi ki bu fikir bile ailelerine karşı olmalarına yeterdi. Bu akşam için konuşacakları konunun da belli olduğunu biliyordu. Özellikle geçen hafta sonu yaşanan Eleni krizinden sonra bu konunun üstü kapalı geçiştirileceğini sanmıyordu. Açıkçası bu konuda Eleni'nin ailesi daha mantık çerçevesinde davranıyordu. Elbette ki üzgünlerdi. Hatta Kostas onların gözlerindeki kırgınlığı görebilmişti. Ancak yapacak bir şeyin olmadığı o yola çoktan girilmişti.

Radyoda değişen müzikle beraber kırmızı ışıkta durdu. Biraz camını açarak artık soğumaya başlayan havayı içine çekti. Ekim ayına girmişlerdi ve artık yeni yıla bekar bir adım olarak girmeyi umuyordu. Şarkının sözlerine kulak verdiğinde burukça gülümsedi. Bu hafta dinlediği her şarkı kendisine onu anımsatıyordu. Aslında Sezgi'yi o gün göreceği için fazlasıyla heyecanlanmıştı. İlla ki onunla konuşmanın bir yolunu bulmayı planlamıştı fakat gördüğü sahne onun ilk kez kıskançlığıyla yüzleşmesine neden olmuştu. O anda konuşup onu daha fazla üzmemek için susmayı tercih ederken, toplantı sırasında çaktırmadan sürekli onu süzmüştü de. Zayıflamıştı. Onu ilk tanıdığı zamanlardan daha farklı görünüyordu. Üzgündü, mutsuzdu ve en önemlisi cidden kimse onunla diyaloga girmiyordu. Bunu daha önceki toplantılarda fark etmemişti fakat Sezgi'nin parti gecesi bunu yaralı bir şekilde söylemesi üzerine dikkati elbette ki buna da çekilmişti. Gördükleri hoşuna gitmemişti. Bu kadar kısa sürede birden böyle zayıflaması da onu endişelendirmişti aslında. Yine de içindeki o kıskançlıkla sınanan adamla ilk kez tanıştığı için onu dizginlemesi gerektiğinden biraz ondan uzakta kalması lazımdı.

Hatalı olduğunu biliyordu ve bu hatasını düzeltmek için deli gibi çabalıyordu. Ancak Sezgi'nin hiç oralı olmadan eğlenceli yaşantısına devam etmesi de kalbini kırıyordu. Üstelik Timun denen o adamla da baya yakınlardı. Belki de birliktelerdi, hiçbir şey bilmiyordu. Hakkı olmamasına rağmen inanılmaz gücenmişti. İtiraf konusunda ne çok başarılı, ne de çok başarısız bir insandı aslında. Ancak o anda hissettiği duygunun saf kıskançlık olduğunun farkındaydı. Üstelik kendisi ona bir şeyler anlatmaya çabalarken, onu başkasıyla 'öpüşme' yakınlığında görmek hiç iyi olmamıştı. Unutması gerekiyordu bu noktadan sonra. Onu daha fazla rahatsız edemezdi. Fakat Sezgi'nin mesajı üzerine biraz bir rahatlık da gelmemiş değildi. Çevrimiçi mi diye telefonu eline alıp hemen ismine tıkladı ve baktı. Çevrimiçiydi. Yine eli bir şeyler yazmak için hareketlendiyse de vazgeçti. Sondaki mesajı okudu.

Treló Ble
'Haklıyken haksız duruma getiremezsin beni! Gözlerini de öyle dikemezsin bana! Ne düşündüğün aslında umurumda değil ama düşündüğün o saçmalıkların hiçbiri gerçek değil. Aklıma gelmişken, sana hala deli gibi öfkeliyim!'

Mesajına dönmek için parmakları o kadar çok klavyenin üzerinde dolanmıştı ki... ama her defasında pes etmişti. Aslında düşündüğü gibi olmaması elbette ki sevindirmişti. Ondan hoşlanıyordu ve onun başka biriyle bu olayların kıyısında gezinmesini kesinlikle istemiyordu, kabul edemezdi. Ona kendini nasıl anlatacağını bulamıyordu. Hanımefendi bir açık kapı bıraksa koşarak girecekti. Ondan bir adım gelse Kostas uçabilirdi bile. Gitmeyi her ne kadar deli gibi istese de şu anda bunu yapmak doğru gelmiyordu. Hoş şarkıdaki gibi her şeyi boşaltmıştı ona yer açmak için. Bu hayatının en hızlı ilişki atağıydı resmen. Kalbi çok uzun bir süredir boştu. Bu nedenle işine kendini inanılmaz kaptırmıştı. Ancak Sezgi hayatına girdiğinden ve kendisini kurtardığından beri düşündüğü tek şey olmuş. Duyguları gün geçtikçe artan bir ivmeyle kalbini sarmaya devam etmişti.

DELİ MAVİ (Treló Ble)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin