Ajda Pekkan gibi gerilmeye hazır olun!!!! 🥲🥲
****
Kulağına gittikçe artarak ilişen telefonun titreme sesiyle gözlerini zar zor açıp komodinin üzerinden telefonunu aldıktan sonra, ilk iş bakmadan telefonun yan düğmesine basıp susturdu. Tek gözünü açıp akşamdan kalan her insan gibi başına giren ağrıyla gözlerini açmadan sıktı ve tekrar çalmasına karşı tek gözünü açarak ekrana baktı. Bilinmeyen bir numaraydı? Sabah sabah bilinmeyen bir numara ne alakaydı? Esneyerek yeniden uyumaya koyuldu ki telefonu yeniden titremeye başladığında sinirle kaşını kaldırıp eline telefonunu aldı ve sevgilisini uyandırmadan yerinden sessizce kalktı. Odadan hızla çıktıktan sonra telefona yeniden baktı ve saatin öğlen on ikiyi gösterdiğini gördü.
Merdivenleri inmeye başlarken "Alo?" diye merakla konuştu.
"İyi günler Konstantinos Constantinou'yla mı görüşüyorum?"
Duyduğu kadın sesiyle iyice meraklandı. Hatta aklına gelen ilk kötü düşünce, Eleni'nin yeniden intihara teşebbüs etmesiydi. "Evet benim? Peki ya siz?"
"Merhaba. Ben Petaloúda gazetesinden Terrian. Acaba sizinle röportaj yapma—"
Kostas rahatlamış halde, aynı hızla sinirlenerek kaşlarını çattı. Salona geldiğinde pencereye doğru ilerledi. Olabildiğince yukarıya sesinin gitmemesini sağlıyordu. "Numaramı nereden buldunuz? Bu tip konularla menajerim ilgileniyor."
"Ben sadece birkaç soru için buluşma—"
"Kusura bakmayın, ancak dediğim gibi bu tür konularla menajerim ilgileniyor. Özel numarama nasıl ulaştığınızı bilmiyorum ama... Hiç hoş değil."
"Özür dilerim, sizi rahatsız etmek istemedim. Aksine haftalardır yaşadığınız sıkıntıyı gidermek için belki küçük bir röportaj yaparsak—"
Kostas kadının sözünü yeniden kesti. "Bu konu hakkında konuşacak bir şey yok hanımefendi. Lütfen bu tarz sorularla ilgili rahatsız etmeyin bizi. İyi günler," dedikten sonra sinirle telefonunu kapattı. Nereden buluyorlardı bu cesaret anlamıyordu, bu hafta iyice özele girmeye çalışmışlardı.
Alexis hiçbir şey yokmuş gibi davranıp normal yaşantılarına devam etmelerinden yanaydı, onlar da öyle yapmaya başlamışlardı. Hatta dünkü doğum gününü de bu rahatlıkla kutlayıp geçireceklerdi, daha sabahında rahatsız etmeye başlamışlardı işte. Sezgi belki de haklıydı, en iyisi durumla alay etmekti ve onların kafalarını karıştırmaktı? Pencerenin kenarında durmaya son verip ardına dönmüştü ki merdivende oturan Sezgi ve Ezio'yu görünce tüm neşesi yerine geldi.
"Günaydın güzellerim," diyerek onlara doğru yürüdü Kostas.
Sezgi'yse tuvalet için kalktığında Kostas'ı odanın banyosunda bulamayınca işini halledip yatağa dönecekken merakla aşağıya inmeyi seçmişti. Kostas'ın konuşmasının bitimine yetişince de sessizce merdivende oturup yanına gelen Ezio'yla birlikte onun ardına dönmesi bekledi. Onu öyle görmek nedense içini sızlattı. Adamın doğru düzgün rahat bir nefes alacağı zaman olmuyordu, bunu gün geçtikçe daha net görüyordu. Ailesinin baskısı, sapık gibi kendine haber uçuran eski karısı derken, bir de bu magazin haberleri falan cidden iyi ayakta kalıyordu. Hatta bunu geçenlerde ona söylediğinde, romantik bir ses eşliğinde bu ayakta kalma meselesinde kendisinin payının oldukça büyük olduğunu öğrenmişti. Aslında o anda onunla herkesten uzakta bir doğum günü kutlaması yapmanın çok güzel olacağını düşünse de, aynı gün Yunanistan'ın Bağımsızlık Günü de olunca milliyetçi bir ailenin oğluyla sevgili olduğundan doğum gününü hep birlikte geçirmişlerdi. En sonunda babaannenin uykusu gelince gençler serbest kalabilmişlerdi de dışarıya çıkabilmişlerdi. Gecenin sonunda sadece ikisi kalınca da yarın iş yok diye eve gelince içme işini abartmışlardı. Gece güzel sonuçlar elde etmiş olsalar da gündüzü yine hüzünlüydü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DELİ MAVİ (Treló Ble)
RomanceDenizin maviliğinden sıcak kalpli iki insanın hayatına uzanan deli bir aşk romanı... Bir varmış bir yokmuş berrak bir denizin içinde güzel bir deli maviyle, yemeklere fısıldayan havalı bir adam varmış ve bu hikâye denizin tam da ortasında başlamış. ...