14. BÖLÜM

10.1K 621 103
                                    

Bölüm şarkısı; Jehan Barbur - Yeni Hayat

Bugün ilk kar sabah saatlerinde yere düşmüştü. Ve bu kar Kostas için yeni açtığı sayfa kadar temizdi. Saat öğlen on bir buçuktu ve artık evli bir adam değildi. Yarım saat önce bu ilişki tam anlamıyla sonlanmıştı. Eleni hiçbir pürüz çıkartmadığı gibi boşanmak istediğini çok net bir şekilde ifade etmişti. Son ana kadar yine bir şeyler olacak diye korkmuştu Kostas ama Eleni onu güzel şaşırtmıştı. Hâkim iki tarafın da istekli olmasından sonra bu evliliği tek celsede sonlandırmıştı. Mahkeme salonu boşaldığında Eleni ve avukatı salonu terk edince Kostas Eleni'yle biraz konuşmak istemişti. Ne olursa olsun onunla uzun bir yaşanmışlığı vardı ve yine ne olursa olsun böyle bitmesini istememişti. Zaten onu azıcık tanıyorsa arabasına geçtiği gibi ağlayacağından emindi.

Avukatına teşekkür ettikten sonra hemen onun ardından binadan çıkarak hızlı adımlarla o araca binmeden yetişti. Birkaç adım mesafeden ona seslenerek durdurdu.

"Biraz konuşalım mı?" diye sordu sakin bir sesle Kostas. Eleni ona dönünce tam da tahmin ettiği gibi ağladığını gördü. Üzgün bir şekilde iç çekti. Bir yerlerde, kendisini köşeye sıkıştıran bir his vardı. Onu bu hale getirenin kendisi olduğunu söylüyordu.

Eleni başını olumsuz bir şekilde salladı. Onunla konuşmak istemiyordu. Ondan artık ne kadar uzakta olsa o kadar iyiydi. "Ne konuşacağız? Teşekkür mü edeceksin bana mahkemede sorun çıkarmadım diye?"

Kostas derin bir nefes alıp gözlerini yumdu. "Neden böyle yapıyorsun? Neden suçluyorsun beni ben anlamıyorum bunu. Sadece normal insanlar gibi davranalım diye konuşalım dedim. Senin aksine ben senden nefret etmiyorum," dedikten sonra gözlerini sinirle ona dikti.

Eleni alaycı bir gülüşle baktı. "Senden nefret etmiyorum, senin aksine ben hala aşık tarafıyım bu ilişkinin. Bu yüzden seninle her şey normalmiş gibi konuşamayacağım, kusura bakma!"

"Bizi bu hale getiren şeyin ne olduğunu ikimiz de biliyoruz."

"Seni kadınlardan kıskanıyorum diye benden boşanan da sensin. Bunu sana olan aşkımdan yaptığımı anlamayacak kadar bitirmişsin sen bizi! İstediğin oldu. Artık kiminle istersen görüşebilirsin de. Seni kıskanmayan kadınlarla gezersin, istediğin bu ne de olsa!"

Kostas vicdanına küfür savurdu. "Yanına tartışmak için gelmedim. Kafanın içinde nasıl bir kurgu var bilmiyorum ama kıskançlığın da bir seviyesi olmalı. Neyse bunu konuşmayacağım. Şu saatten sonra gerçekten de ne desem boş, keşke ikimiz de birbirimizi bir gram olsa da tanımış olsaydık bu zamana kadar. Belki birbirimizin nedenlerini anlar, verdiğimiz kararların sonuçlarına saygı duyardık." Eliyle buyur git gibisinden bir hareket yaptı. Eleni, gözlerinden akan yaşlarla birlikte başını iki yana salladı.

Eleni arabasının kapısını açıp binmek üzereyken bir anda Kostas'a dönüp ona sarıldı. "Bu sonuca saygı duymuyorum Kostas. Sana olan aşkım da son bulmayacak. Hoşça kal!" dedikten sonra onun boynuna bir öpücük kondurdu.

Kostas kaskatı kalırken ona müdahale edemedi. Şu anda ona ters olabilecek ne derse, o bunu olay yapıp krize girecekti. Vicdanı zaten izin vermiyordu ters bir şey yapmasına... Son kez sarılmanın bir olumsuz yanı yoktu. Eliyle onun koluna dokundu ve "Hoşça kal Eleni," dedikten sonra geri çekildi.

Eleni onun geri çekilmesiyle hızla arabasına bindi. Kısa sürede aracını çalıştırdı ve Kostas'ın da kendi aracına gittiğini gördü. O aracına binene kadar onu izledi. Düşük omuzlarını görmesi bile ona kızgınlığını dindirmiyordu. Kalbi paramparça olmuştu ve bunu hazmedemiyordu.

Eline telefonunu alıp burnunu içine çekti ve biraz kendini sakinleştirdi. Son aramadaki isme dokunup kulağına koydu telefonunu. Dikiz aynasından elinin tersiyle yaşlarını sildi. Telefon ikinci çalınmasından sonra hemen açıldı.

DELİ MAVİ (Treló Ble)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin