Bölüm şarkısı; Sokratis Malamas feat. Maria Thoidou - To Gefyris Tis Dramas
Artık şeytana uymamaya karar verdiğinden beri kendi daha çıkmaza sürüklüyor gibi hissediyordu Sezgi. Verdiği karar kendini anlamsız bir şekilde mutlu de hissettiriyordu, eğer bir bebeğe sahip olacaksa bu âşık olduğu adamdan olmalıydı zaten. Ancak şekli ve şemalı konusunda hayat yine güzel bir oyun oynamıştı. Aldırma süresini geçirdiği için mi kabul ediyordu yoksa gerçekten de kabullendiği için mi artık aldırma fikrinden uzaktı, bu düşünmekten kafayı yemişti! Şimdi içinde bu bebek artık daha da büyümüşken ve itiraf etmesi gerekirse artık da bağlanmışken bir ses, tam olarak o sesi hangi hormonu salgılıyordu bilmiyordu ancak o ses, sürekli 'iyi ki de geç farkına vardığını ve bu nedenle de kaldıramayacağı için mutlu olduğunu' söylüyordu.
Acaba diyordu, bir gün bir şekilde istemsizce âşık olduğumdan adamdan bebek yapacağım filan mı demişti? Arkadaşlarının bebekleri severken hani bir anda böyle bir dua etmişti de şimdi mi kabul oluyordu?
Hiç yoktu ki böyle bir şey!
Bu hayata bir bebek getirme fikri kendisine uzaktı. Rahme düşeceği sıralarda daha bilinçli olsaydı kesinlikle kaçacak bir delik bulurdu! Mesela, insan olmakla ilgili kendi kendini sürekli mutlu ve motive etmekten ve tabii bu hayatı tam anlamıyla yaşamadan geçmişti bir otuz senesi. Gelecek bir bebek için de bunun günahı üstelenemezdi.
Ve şimdi bu günahı da sırtlanmıştı.
"Allah'ım ya! Nasıl böyle bir şeye evet diyorum? Demek zorunda kaldığımın da farkındaydım ama neden bu beni mutlu ediyor? Bak işte yine ağlama nöbeti başlıyor! Zaten baban da aramıyor!"
Salondaki koltuğun üzerinde oturmuş televizyon karşısında birazcık sağlıksız gıdalar tüketiyordu. Kendini salmış bir dönemdeydi. Ezgi'nin düğünü yaklaşıyordu, ailesi yarın geliyordu ve aldığı bu sorumluluktan korkuyordu. Kostas'la konuşmalarından sonra bir daha aramamışlardı birbirlerini. Kendi aramalıydı belki de ancak bir cesaretsizlik vardı üzerinde. Kostas'a da bir noktada söylemesi lazımdı ama şu anda diğer bebeğin sağlığı da söz konusuydu kalkıp kendi gebeliğini de söylemeyi doğru bulmuyordu.
"İnce düşüne düşüne geldim ben bu hala! Bak sürtük Eleni'ye istediğini nasıl yaptı. Sıçtı hayatımın içine ya!"
Ona olan öfkesini de günlük dile getirdikten sonra televizyondan dizisini izlemeye devam etti. Bu hafta yıllık iznine senesi dolamdan çıkmıştı, düğün olayından ötürü. Hoş düğünle ilgili pek de bir şey yaptığı söylenemez. Çünkü sürekli uykusu geliyordu. Kendini hep yorgun hissediyordu. Normal hastayken bile canlı olan kızın enerjini portakal büyüklüğündeki bir velet tüketiyordu.
Oğlu!
Cinsiyetini öğrendiğinden beri daha da geriliyordu Sezgi. Diğer bebek de erkekti çünkü. Böyle aklında sürekli saçma sapan bir kıyaslama yaşıyordu. Kimseye haksızlık yapılmamasından yanaydı, tüm bunlarla nasıl baş edeceğini bilmiyordu. Bu çıkmazlar yüzünden ekstra yorgundu ve sürekli ağlamaya başlıyordu.
Yaşlarını sinirle silip Friends'i izlemeye odaklandı yeniden. Ross ve Emily'nin düğün sahnesini izlemeye devam etti. Bir an! O korkunç bir anda Ross'u Kostas ve Emily'nin de Eleni olduğunu hayal etti. Kendini kaptırmış bir şekilde bu hayal gücüyle izlemeye başladı. Tıpkı Rachel gibi kalbi kırık bir şekilde köşesinde izlemeye başladı
Ve tam o kısımda yani yeminlerin edildiği o anda Ross'un Emily yerine Rachel demesiyle kalbinin bir anda durduğunu hissettiği. Yutkunamadı resmen! O bir diziydi ama ya şimdi Kostas salak bir kararla Eleni'yle yeniden evlenirse? Aptal bir yüreği vardı, olmadık anlarda inanılmaz iyi niyet bekçiliği yapıyordu. Etrafında onu kendine getiren kişiler vardı ama onun aklını başına getirecek esas kişi kendiydi, bunun resmen farkındaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DELİ MAVİ (Treló Ble)
Roman d'amourDenizin maviliğinden sıcak kalpli iki insanın hayatına uzanan deli bir aşk romanı... Bir varmış bir yokmuş berrak bir denizin içinde güzel bir deli maviyle, yemeklere fısıldayan havalı bir adam varmış ve bu hikâye denizin tam da ortasında başlamış. ...