# LİNA;
Bulduğumuz arabaya dolup akvaryum koyuna doğru yolda giderken sokaklarda hala mücadele eden insanları gördükçe neden kaçmak zorunda kaldığımızı düşünüyordum. O insanlarında yardıma ihtiyaçları vardı ve kimse yardım etmiyordu. Bir başımıza kalmıştık ama ne için! Hayatta kalmak için bunca şeye değer miydi peki? Arka koltukta oturmuş camdan dışarı bakmayı kesmiştim. Telefon yok, artık santraller çökmüş, internet ağları tamamen bitmişti ve kimseye ulaşamıyorduk. Bir kaç günde bu hastalık tüm dünyaya yayılmıştı resmen. Her şey bir anda olmuştu ve kimse böylesini ön görememişti. Nereden geldi bu hastalık?
Kaya; Geldik.
Araba durunca indik ve kayalıklara doğru yürümeye başladık. Yağmur yol boyu hafif başlamıştı ama şimdi biraz daha hızını arttırmıştı. Yerde oluşan çamurlara dikkat ederek tepenin ucuna gelebilmiştik.
Akel; Burası baya yüksekmiş.
Kayalardan aşağı inecek yol bile yoktu. Büyük bir uç ve hemen deniz başlıyordu.
Kaya; Buradan atlayacağız, altı mağara.
-Ne?
Cenk; Duydun prenses tekne birazdan gelir ve burada da iskele veya yol olmadığı için devriye gezmiyor. Bizi buradan alacak.
Ahmet; Aşağıda görüşürüz.
Diyerek bir anda atlayınca arkasından baktık. Çok yüksekti ama yapabilirdim bu benim için harika bir andı. Akel'e baktığımda bu durum onu germiş gibi duruyordu.
-Pekala iyi misin?
Başını sallamıştı ancak bu beni ikna etmemişti.
- Yükseklik korkun olduğunu söyleme bana.
Akel; Hayır sadece; geceleri su beni geriyor.
-Nefes al sorun yok.
Akel; Vay canına... Şimdi sen mi bana yol gösteriyorsun.
-Her zaman patron sen olamazsın değil mi?
Akel; Patron demek. Öyle olduğumu düşünmemiştim ne diyebilirim doğuştan patronum.
İkimizde gülerken gerginliği biraz daha dağılmış gibiydi.
Akel; Nefes konusunda suda karada olduğundan daha iyi olduğunu duymuştum. Şimdi gösterini yap.
Uraz; Hadi neyi bekliyorsunuz. Huhuuuu!
Oda atlayınca Cenk silahlarımızı alıp aşağıdaki Uraz'a tutması için attı.
Cenk; Umarım yakalarsın. Ahhh, ıslanmaktan nefret ederim.
Sonrasında hiç vakit kaybetmeden peşinden gitti.
Kaya; Neyi bekliyorsunuz?
Derin bir nefes alıp tekrar aşağıya baktım.
-Aşağıda görüşürüz.
Onlara el sallayıp kendimi gecenin derin sularına bıraktım. Vücudumu saran bu tarifsiz duygunun keyfini çıkarırken suyun yüzeyine ulaştım ve nefes aldım. Akel hala kayanın üzerinde duruyordu.
-Sorun yok, su harika gel hadi.
Akel uca yaklaşıp bana gülümsediğinde, gecenin karanlığında gökteki dolunayın ışıltısından başka aydınlık yoktu ve bu manzarada harika gözüküyordu. Resmini çekme fikri bile aklıma dolarken Kaya bir anda Akel'i de beraberinde götürerek uçtan atladılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZOMBİ ÇAĞI- PARAZİTLER
General Fiction#Kaderlerini ölümün kollarına bırakmak istemeyen bir grup insan... İstedikleri şey ise karşılarına çıkan fırsatları kullanıp, dünyalarını koca bir yıkımdan kurtarmak ancak her biri geçmişlerine o kadar takıntılı ki birbirlerini göremiyorlar. Bu yo...