#AÇELYA#
Annem bir keresinde "her ölümün ayrı bir güzelliği vardır. Önemi olan o şekilde görebilmek" demişti, anneannemin mezarının başında. O an onu anladığımı söylemem ama şimdi anlıyordum. Bazen ölüm gereklidir, bu kısa yoldan kurtulmak olsa bile. Bazen ise işkencedir hayatta kalmak isterken. Ölmek istemiyordum ama hayatta kalacak kadar gücümde kalmamıştı. Potansiyelimi biliyorum, beni korkutan çok şey var ama yinede mücadele etmeden pes etmeyeceğim. Her zaman mutluydum, şanslı olduğumu biliyordum ailem ile aram mükemmeldi ve istediğim her şeye izin veriyorlardı. Onları o kadar çok özledim ki... Bu dünya bana çok ağır geliyordu.
Lina; Bir şeyler yemelisin.
Uzattığı ekmeği alıp ona gülümseyebildim. Hala yüzüme yayabildiğim bir gülümsemem olduğu için bile şanslı olmalıyım.
-İştahım yok.
Lina; Direncini kaybetmemelisin. Ye hadi, her zaman hazırlıklı olmalıyız.
- Neden? Etrafta onca asker var. Burada bize bir şey olmaz sonuçta.
Lina; Buna emin olamayız.
Talya; Hala ses yok.
Talya bıkkınlıkla yanımıza oturduğunda, Akel ve diğerlerinden bir haber alamamış bugünün de bu sessizlikle geçmesini atlatıyorduk. Sanki ölüm kapıda ama biz öylece oturup kapıyı aralamasını izliyor gibiydik.
Lina; Size söylemem gereken bir şey var.
- Dinliyoruz.
Kampüsün bahçesinin bir köşesinde üçümüzün arasında etrafımızda pek insan olmasada eğilince bizde onun örneğini takip edip eğildik.
Lina; Cenk, diğerleri ile iletişim halinde ve Akel'de Emre'de onlarla. Durumları iyi...
-Ne... bu...harika...
İçimdeki ağırlık bir nebze de olsa büyük bir nefes almış gibiydi.
Talya; Bunu nereden biliyorsun?
Lina; Cenk söyledi.
Talya; Yanlış sordum o halde ne zamandır biliyorsun?
Lina; Dün Mert ile tartıştıktan sonra söyledi.
Talya; Ve bize söyleme gereği duymadın mı?
Lina; Üzgünüm kimseye söylememem gerektiğini söyledi.
Talya; Biz o kadar merak içindeyken bunu nasıl yapabildin?
Lina; Ben daha fazla tutamadım, gece uyuyamadım bile. Hepinizin iyi olmasını istiyordum.
- O zaman söylemeliydin.
Lina; Mert'in ters tepki vermesinden korktuk. Cenk'i ele verebilirdi yada bizi şüpheli gösterecek bir harekette bile bizi buradan atarlardı.
- Neden ele versin, o da Emre'yi merak ediyor.
Lina; biliyorum ama ispat isteyebilir yada kendi alıp konuşmak ister... göze batabiliriz, birileri duyarsa sonuçları ağır olur.
- Tamam belki biraz haklısın.
Talya; Bize söylemeliydin. Şimdi nasıl söylemeye karar verdiysen o zamanda söyleyebilirdin.
Lina; Özür dilerim kızlar... Yanımda iyi olduğunuzu bildiğim için dayanabildim ama elbette bilmeye hakkınız vardı.
Talya; Pekala, önemi olan Akel iyi ve buraya geliyor .
- Bunu Burak'a söylemeliyim. Emre için çok endişeli.
Lina; Hayır, Cenk kimseye söylememem konusunda uyardı. Akel onlarla, aksi bir durumda her şey değişebilir.
-Onlar hala tehlikeliler.
Talya; Kesinlikle... Neden kurtulamadık o çocuklardan...
- Çünkü peşimizden geldiler...
Lina; Bu aramızda ve Burak'la Mert'i gözümüzün önünde tutalım. Onların iyi olması için uğraşırız.
Talya; Bence o çocuklardan da ayrı olmalıyız. Kızlar sizi anlıyorum ama onları tam tanımıyoruz bile. Siz ikinizde onlara adeta kapıldınız.
- Kapılma falan yok.
Lina; Bir tercih yapmam gerekirse tercihim belli. Biz sadece yanımızda oldukları ve bize destek oldukları için bu durumdayız.
Talya; Daha çok biz onların yanında gibiyiz. Biz onları kolluyoruz.
- Burak iyi biri zarar görmesini istememem normal.
Talya; Kötü olduklarını söylemedim. Sadece... sadece biz varız. Dördümüz, geri kalan herkes değişebilir. Anladınız mı?
Lina; Aynı Akel gibi konuştun.
Talya; Sonuçta kankam bir şeyler kaptım belli ki.
Lina ile birbirimize bakıp el ele tutuştuk ve Talya'ya döndük.
Lina; Evet anladım. Sadece biz.
- Anladım.
Talya; Buda ne?
Etrafımızı bir anda örten sis bulutu bizi şaşkına çevirmeye yetmişti.
Lina; Neler oluyor?
- Bir şey göremiyorum!
Talya; Binaya girelim hadi.
Arkamızdaki büyük binayı gözden kaybetmeden bir an önce hızlı davranıp o yönde koştuk ve silah sesleri her yerde yankılanınca korku bizi gafil avlanmıştı. Dizlerimin üzerine düştüğümde Lina'nın çığlığını duymuştum ancak onu artık göremiyordum. Ayağa kalktığımda etrafımı bembeyaz bir bulut sarmıştı.
- Hayır...hayır, hayır.... Linaaa, Talyaaa...
Silah sesleri benim sesimi bastırıyordu ancak yakarışlarım durmamıştı. Bu sis bulutunun içinde kaybolup gidemezdim...
-YARDIMMM EDİNNNNN....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZOMBİ ÇAĞI- PARAZİTLER
General Fiction#Kaderlerini ölümün kollarına bırakmak istemeyen bir grup insan... İstedikleri şey ise karşılarına çıkan fırsatları kullanıp, dünyalarını koca bir yıkımdan kurtarmak ancak her biri geçmişlerine o kadar takıntılı ki birbirlerini göremiyorlar. Bu yo...