B.40/ Burası Bizim Topraklarımız

16 0 0
                                    


#LİNA#

Yaşanan onca şeyden sonra üç kız koridorda ki Atatürk büstünün dibinde oturmuş sırtlarımızı Atamıza yaslamıştık.

Talya; Bittiğine inanamıyorum.

Açelya; İki adam vurdum.

Talya; Ben kütüphanede sistemleri kontrol edebilmek için kilitli kaldım. Sizinle olmadığım üzgünüm diyemem. Birini devirebileceğimi bile sanmıyorum.

-Sonuçta bizim için oradaydın. Hepimizin amacı aynıydı kızlar. Sorun yok bunu da atlatacağız. Birlikte...

Açelya; Gerçekten sorun yok mu? Büyük sorunun ortasındayız. Her şey normalmiş gibi mi yapacağız?

Talya; Başka çaremiz var mı? Mecburuz dünya bundan ibaret. Hayatta kalmak için uğraşıyoruz. Hep birlikte olduğumuz sürece atlatacağız.

Talya, uzun kolları ile ikimizi de sardığında karşıdan endişeli gelen Akel'i gördüğümüz de hepimiz kalkıp ona koştuk ve birbirimize sıkıca sarıldık. Boka batmış olabiliriz ancak bu durumdan yine birlikte çıkabilirdik.

Akel; Şükürler olsun iyisiniz...

-Sen peki?

Geri çekilip karşımdaki kıza baktığımda yüzündeki kızarıklıklar dışında ciddi bir şey yok gibiydi ancak o an boynundaki kızarıklıkları fark ettim. Boynunu görebilmek için saçlarını geri ittiğimde bileğimi tutup tekrar saçlarını önüne çekti.

- Ne oldu?

Akel; İyiyim bir şey yok.

Açelya; Noris?

Akel; Yaşayacak.

Talya; O pislik mi yaptı?

Akel; Evet.

Talya; Onu öldürmeliydik.

Az önce bir adamı bile öldürmediği için sevinen Talya bir anda sert hale bürününce kaşlarımı kaldırdım.

-Bu traji komik, önce öldürüyoruz sonra hayatta tutmaya çalışıyoruz.

Talya ; Kesinlikle. Uraz bir kaç saate toplanalım demişti, kütüphane de olmalılar gidelim hadi.

Açelya; Buna şu an mecbur muyuz? Ben sadece bayılmak istiyorum.

- İnsanlarla toplanmadan önce bizimle özel görüşmek istedi.

Akel; Pekala gitsek iyi olur konuşacak şeylerimiz var.

Yorgun olduğu her halinden belli olan Akel'e baktığımda, bakışlarımı hissetmiş olmalı ki bana gülümseyerek uzandı ve kollarının altına aldı. Önden ikimiz sarılarak yürürken kızlarda arkamızdan geliyordu.

Akel; Ben iyiyim... Neler yaptın öyle Prenses.

- Lütfen hayır...

Akel; Oov evet bunu konuşacağız ama önce şu işi halledelim. Şunu bil ne olursa olsun bugün yaptıklarımız zordu. Bir taraf tutmamız gerekiyordu ve bu sadece bizim tarafımız olabilirdi. Seninle gurur duyuyorum.

- Öyle mi? Adam öldürdüğüm için mi?

Akel; Adam değil, düşman öldürdün. Onlarla uzlaşmaya çalıştık, istemediler. Biz köle değiliz asla da olamayız.

ZOMBİ ÇAĞI- PARAZİTLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin