Bölüm 18 - Fırtına Grileri

426 37 60
                                    

Merhabalar,

Biliyorum biraz zaman aldı bu yeni bölüm ancak beklediğinize değdi. Lafı uzatmadan sizi aşağıda bölüm sonunda bekliyorum.

Sevgiler...
***
Geri dönüşümüz tam bir sükunet içindeydi. Biz gelene kadar Akay'da gerekli önlemleri almıştı. Gerekli önlemden kastım evi ve etrafını güç meleği ile çevrelemiş olmasıydı.

Ancak anlamadığım neden bu kadar az güç meleği getirmiş olduğuydu yani bu Akay'a göre değildi. Ona kalsa şu andakinin en az iki katı melek olmalıydı. Demek ki ona kalmamış bir şey olmuştu. Evin içine adım attığım anda Elisa'nın duygularını hissettim. Aşkla sarmalanmış bir duygu. Odaya öyle ani girmiştim ki toparlanmaları için melek hızları bile onları kurtaramadı. "Özür dilerim" derken geriye adım atıp kaçmaya çalışmam da benim tuzağa düşmemin başlangıcıydı.

Sıcak göğsüne yaslanmamla ellerini bedenime koyması bir oldu. Ani bir refleks gibi. Mükemmel bir refleks... "Yakaladım seni" Hem gerçek hem de mecaz anlamda duruma uyuyordu. Kesinlikle yakaladın beni!

Akay'ın ortaya çıkmasına kadar da gerçekten elindeydim. "Döndüğünüzü duymadım." Sahi mi? O kadar kaybolmuştun ki Elisa'nın kollarında duyacak olman mucize olurdu. Tabi ki bunları demedim. Ben etrafımdaki insanları sözlerimle utandıranlardan değilim. Göker olsa kesinlikle bunu yapardı.

Gece'nin kollarından ayrılıp "Yeni geldik. Güç meleklerini çağırmışsın."dedim.

"Evet ama hepsini getiremedim. Yine düşmüşlerle ilgili bazı sorunlar var, insanları rahatsız ediyorlar. Onunla ilgileniyor bir çoğu."

"Sayının senin kriterlerine göre az olduğunu görünce anladım bir sorun olduğunu. Tamam durum çözülünce bana da haber verir misin?"

"Elbette. Siz ne yaptınız görüşebildiniz mi?

"Evet ancak elimizde somut bir şey yok. Seraphim araştıracak bizim için. Yukarıdaki odalardan hangisi uygun biraz dinlenmek istiyorum."dedim çok fazla uzatmamasını umarak.

"Henüz kimse yerleşmedi istediğin odada kalabilirsin."

"Tamam teşekkürler sonra görüşürüz" diyerek yanlarından ayrıldım ve seçtiğim bir odaya girerek yatağa kendimi bıraktım. Kapının hafif tıklamasıyla başımı yastıktan kaldırdım ve kapıya doğru baktım. Gece içeri gir dememe gereksinim duymadan hızla girdi ve kapıyı da kapattı. Bunu yapacağını tahmin etmeliydim.

"Sence de konuşmamız gerekmiyor mu?" Ağzımı açacağım sırada bana hangi konuda diye sorma çünkü sen biliyorsun."dedi. Şaşırdığımı görünce ekledi "senin gibi zihin okumuyorum hayır ama senin ne düşündüğünü hissediyorum."dedi önce başını sonra kalbini göstererek. Yine heyecanlanmıştım kalbim gümbürdüyordu ve iyi duyan kulakları eminim farkındaydı.

Yataktan doğrularak oturdum ayaklarımı kendime doğru biraz çektim ve oturmasını işaret ettim. "Hangisinden başlamamı istiyorsun?"dedim tereddütle. Hayır Lal tereddüt etme kendinden emin ol.

"Sana bırakıyorum sen seç. Sonuçta bu odadan tüm cevapları almadan çıkmayacağım." Yine konuşacağım sırada "uyuyamayacağın kadar yorgun olmadığını biliyorum ve bence bu kadar beklemişken bahanelere sığınmamanı isterim."dedi. Tam olarak ayağımın ucuna karşı karşıya geleceğimiz şekilde bağdaş kurarak oturdu ve konuşmamı bekledi sessizce.

Pes ettim. Zihnimi okumadığına emin miydi? Ben değildim. Ama bunu ispat edemezdim. Zihnini okuyup okumadığımı merak eden düşünceler geçerken aklından başladım konuşmaya "evet zihnini okuyabiliyorum."

Tesir III "Tamamlandı"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin