Yanımızdan ilk uzaklaşan Işıl'dı. Bembeyaz kanatlarını açtığı gibi fırladı masmavi gökyüzüne. Hemen ardından Elisa gitti. Onun peşinden gittiğine sevinmiştim şu anda yalnız kalmasını istemiyordum. Ruh eşime aşık olsa bile. Hem bu şu anda önemini yitirmişti. Arel'in ölmemi izlersin dediği anda her şey önemini yitirmişti gözümde.
Akay'a Arel'e göz kulak olmalarını tembihledikten sonra Nira'ya seslendim ve beni takip etmesi için işaret ettim. Ağaçların arasında kaybolana kadar hızla uçtum. Arel'in dediklerinin bir gerçekliği olabilir miydi öğrenmeliydim ve eğer bunun olma olasılığı varsa bu konuşmayı onunla gözlerden uzakta yapmam en iyisiydi. Şu anda bile titreyen ellerimi durduramıyor sinirlerime zor hakim oluyordum. Böyle bir durumun gerçeklliğinde nasıl hareket edilirdi bilmiyordum.
"Bu olabilir mi Nira dedikleri doğru olabilir mi?"
Lanet olsun bilmiyorum Lal gerçekten bilmiyorum ben bunu daha önce hiç duymadım. İlk söylediğinde kulağıma bir teori gibi geldi. Ama Barın'ın gücü de bir teoriydi bir zamanlar."
"Arel'in dönüşümüne kadar" dedim.
"Evet onun bir Daimon'a dönüştürene kadar. Şimdi bunun için söyleyeceğim her şey yalan olur. Buna en iyi cevabı Arbuz verecektir. O benden daha bilgili ve tecrübeli."
Elbette onun bilgisi olabilirdi. Bunu daha önce düşünememiştim. "Haklısın bunu ona sormalıyız." dediğim anda duraksadım buradan ayrılamazdım bunu ben yapamazdım. Arel'i gözümün önünden ayırmak istemiyordum. Benim yerime onun bir tercih yaparak buradan kaçmasına izin veremezdim. "Nira bunu sen yapabilir misin onun yanından ayrılamam."dedim.
"Tabi ki yaparım" dedi soğuk eli elimi tutarken. Gerekirse bu konuyu araştırırım da biraz zaman alabilir ama bunu yaparım. Sen sadece ben dönene kadar onu sakin tutmaya ve soğukkanlı olmaya çalış lütfen."
"Tamam merak etme biz iyi oluruz. Sen de elini çabuk tut ve iyi haberlerle gel."dedim onu bu zorlu yolculuğa gönderirken.
Aklım tamamen gitmişti. Artık güzel şeyler düşünmekten uzaktaydı. Aynen Gece'nin dediği gibi mi olacaktı şimdi? Onu kurtardım sanırken kayıp mı edecektim? Hayır bu olamazdı onun ölümünü izleyemezdim. Bunun çaresini bulacaktık. Nira bunun doğrusunu mutlaka bulurdu. Derin derin nefesler alıp vererek ormanlık alandan çıktım.
Herkes bir yerlere dağılmıştı. Mavi yıldız safirle geçiş yaptığımız esnada bazı meleklerin peşisıra Barın'ın Daimon'ları da bizimle gelmişti. Güç melekleri neyseki onları etkisiz hale getirmişti ve şimdi yerde yatan bedenleri de kaldırılmıştı. Bir savaştan çıkmış kayıplar vermiştik ve tüm bu olanlardan ne kadar kayıp verdiğimizi bilmiyordum.
Akay yanında Gece'nin de olduğu bir gurupla oturuyor Arel'i izliyordu. Aslında birçok melek ile Daimon gurup gurup dağılmış Arel'i gözetim altında tutuyor gibi görünüyordu. Onlara yaptıkları her şey için minnettardım. Ölümü göze alarak yanımda yer almış ruh eşimi kurtarmama yardım etmişlerdi.
Akay'ın yanına doğru ilerlerken geldiğimi gören güç melekleri ile Daimon'lar kenara çekildi ve bana yer açtılar. "Durumlar nasıl? Çok kayıp var mı?"
"Evet var birkaç kişi ve yaralılarımız da tedavi merkezinde kontrol altında. Aynı zamanda yaralı olan Daimon'larda öyle ve onlardan da kayıp var." Biliyordum oradan ayrılmadan önce gözlerim hızla dolanmış ve kayıplardan bazılarını görmüştü. Hem meleklerden hem de cinlerden kayıplarımız yaralılarımız olması kaçınılmazdı. Onlarda biliyordu bu işe benimle birlikte girdiklerinde her türlü riskten haberleri vardı.
"Onlardan sağ olarak yakalayabildiğimiz bir Daimon var mı?" Bazı güç meleklerinin gözü Arel'e kaydı. Evet ama bir tutsak değildi onu yakalamamış kurtarmıştık. Onlara sert bir biçimde baktığımı yakalayan Gece "hayır yok hepsi öldü" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tesir III "Tamamlandı"
FantasyGece ve Akay liderliklerini yaptıkları meleklerle Arel'i arıyorlardı. Haftalardır onları görmüyordum ve bu yokluğun sonunda elime sevinebileceğim bir şeylerin geçmesi için dua ediyordum. Arel'i eskisi gibi sağ salim aramızda görmek istiyordum. Ama y...