Görücü

1.7K 110 23
                                    

Eve girdiğimde o tuhaf hissi hala üzerimden atamamıştım. 

Neydi bu şimdi? Heyecanlandım mı? 

Daha çok şaşkınlık gibiydi sanki. Yani beklenmedik bir anda olan hiç beklenmedik bir temastan kaynaklı şaşkınlık... Değil mi? 

Kendine gel Selin! Adam tam bir zampara. Görünen o ki ilginin üzerinden çekilmesine tahammülü yok. Baktı sen başkasıyla beraber olmayı kabul ettin, ne yapacağını şaşırdı.

Oyun oynadığı besbelli.

Şimdi sirkelen ve bu görücü meselesini nasıl halledeceğine odaklan.

Öncelik gelenleri analiz edip bir hal çaresi düşünmek.

''Evdekiler ben geldiiim.'' diye seslendim.

''Sonunda, nerede kaldınız? Birazdan gelirler senin vaziyetine bak. Çık hemen üstünü değiştir, Ayşe de sana yardım etsin.'' dedi Fahriye hala.

Ben tam merdivene yönelmiştim ki tekrar seslendi.

''Dur dur! Hani kahve, hani lokumlar?''

Ah! Ben telaşla arabanın yanından ayrılırken onları orada unutmuştum.

''Şey... Kahve şeyde..''

Dış kapı açıldı. Gelen Orhan'dı.

''Aldıklarımızı heyecandan arabada unutmuşsun Ayperi.'' dedi.

''Heyecan mı ne saçmalıyorsun sen? Niye heyecanlanayım?''

Güldü.

''Görücüler gelecek ya ondan heyecanlandın elbette. Başka neden olacak küçük?''

Öfkeyle yüzüne baktım. ''Hazırlanmam lazım müsaadenizle.''

Merdivenleri çıkarken bir yandan da içimden Orhan'a sövüyordum. Resmen benimle eğleniyordu. 

Ne planlarım vardı oysa... Elimdeki mektupla onu mahvedecektim. Şu halime bak görücüler için hazırlık yapıyorum. 

Ama sen bekle. Ben şu belayı def edeyim o zaman sıra sana gelecek.

Ayşe odamın önünde beni bekliyordu. ''Haydi çabuk ol, öğle ezanı okundu namazdan sonra gelecekler. Az vaktimiz kaldı.'' dedi.

Dolabımdan güzel bir elbise seçtik. Zaten bu dönemde en hoşuma giden şeyler elbiselerdi. Ne kadar evin içinde de giysem beni mutlu ediyorlardı.

Ayşe saçlarımı tarayıp önüme gelen tutamı güzel bir tokayla yandan tutturdu.

Sonra da 'bak bakayım bana' deyip yanaklarımı mıncıklamaya başladı.

''Ayy ne yapıyorsun bırak canım yandı.''

''Dışarıdan geldiğinden beri rengin soluk yanaklarına biraz renk gelsin. Aa aşağıdan acı biber alayım da dudaklarına sürelim kızarsıınnn.''

''Ne daha neler... Yok istemem. Madem öyle ruj sürelim, gördüm halalar sürüyor. Evde vardır git getir bir tane. Bu eziyete gerek var mı?''

''Öyle olmaz ki genç kızın boyanması münasip değil. O biçim kadınlar gibi boyamış kendini derler. Masum durmaz bir kere.''

Üstüme iyilik sağlık bunlar nasıl düşünceler böyle. 

''O zaman boş ver yeteri kadar mıncıkladın zaten, neyse o artık.''

''İyi madem.'' dedi hoşnutsuz bir şekilde. Sonra hemen tavrı düzeldi ve devam etti ''Çok güzel oldun. Zaten güzelsin de tabii.''

''Teşekkür ederim sen de çok güzelsin.'' dedim gülümseyerek.

AYPERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin