Bütün gece düşünmekten uyuyamadım. Bu gerçek olabilir mi? Bu kız gerçekten o kendini beğenmiş adama aşık mıydı? O kadar kendinden emin konuşuyordu ki belli bir şeyler olmuş.
Eğer gerçekse, eğer Ayperi onun ayaklarına kapanıp aşk dilendiyse bu beni bir zavallı yapardı.
Madem bu beden de yaşayacağım o Orhan'ın beni küçük gören tavırlarına bir çare bulmam gerekir. İyi geçinmeye çalışsam bana aşıksın diyecek. Üzerine gitsem bu evlilik meselesini daha da uzatabilir. Zaten herkes ağzının içine bakıyor benim başımı yakması onun için çocuk oyuncağı.
Bir şey bulmam şarttı. Bir açığını yakalamalıydım. Benden çekinmesini sağlayacak bir şey ama ne?
Takip bile edemezdim ki. Evden dikkat çekmeden çıkmam çok zordu. Üstelik hiç bir yeri bilmiyordum. Eşyalarının içinde bir şeyler bulabilir miydim acaba?
Bu kadar kalabalık bir evde bir şey saklaması mümkün gözükmüyordu.
Ama ben yine de şansımı denemeliydim.
Sabah olup kahvaltı için aşağıya indiğimde çoktan baş köşeye kurulmuştu.
Büyük hala Keriman beni görünce gülümseyip günaydın dedi.
''Günaydın güzel kızım. Bugün nasılsın aklın hala karışık mı?''
''Pek bir değişiklik yok büyük hala. Dünden bari başım epey ağrıdı ama geçecektir yakında.''
''İlacını ihmal etme ayrıca büyük hala da nereden çıktı sen bana haminne derdin. Büyük hala demen tuhaf geliyor. Eskisi gibi hitap etmeni tercih ederim güzel kızım.''
''Peki siz nasıl isterseniz. Ben hala çoğu şeyi hatırlamıyorum maalesef ama unuttuğum şeyleri söylerseniz benim için daha iyi olur.''
Orhan oturduğu yerde kıs kıs gülüyordu. Baya ayan beyan belli şekilde. Öyle ki Keriman halanın bile dikkatin çekti.
''Oğlum neden gülüyorsun bir şey mi oldu?''
''Yok sultanım, aklıma bir şey geldi de o güldürdü beni sizinle ilgili değil.''
Sabrımı öyle sınıyordu ki bunun tarifi yok. Sözde beni düşünüyormuş da üzülmemi istemezmiş değer veriyormuş hepsi hikaye. Bu konuyu hiç açmayabilirdi ama resmen hoşuna gidiyor. Bu kızın ona aşık olması egosunu tatmin ediyordu.
Bugün Orhan beyin ilk iş günü olduğu için herkes pek bir ilgiliydi. Bir imalathaneleri varmış. Buradan çıkan ürünlerin ticaretiyle ilgilenip işleri büyütecekmiş. İnşallah eline yüzüne bulaştırırsın da rezil olursun herkese.
Bugün evde olmaması benim için bir şans. Odasına kimseye görünmeden girip kimseye görünmeden çıkarsam hiç bir problem olmayacak.
Kahvaltı bittikten sonra herkes ayaklanıp Orhan'ı yolcu etmek için kapıya yöneldi. Ben yerimden hiç kıpırdamadım. Lütfiye hala beni dürterek ''kalksana kız Orhan'ı uğurlayalım.'' dedi.
''Siz geçirin halacım benim kahvaltım bitmedi henüz.''
Gülümseyerek Lütfiye halaya baktım. Şaşkınlıkla bir kaç saniye bana baktıktan sonra cevap vermeden kapıdakilere yetişmek için salondan çıktı.
Dış kapının sesini duyunca ayaklanıp ben de salondan çıktım. Keriman Hala ''Allah'ım sen güç kuvvet ver yavruma, hayırlı işler nasip et.'' dedi.
Diğer herkes de amin diyerek onu onayladı.
Bütün gün ortalığın sakinleşmesini bekledim. Sonunda herkes işe güce koyulunca ben de Orhan'ın odasına doğru yavaşça süzüldüm. Kapıyı açıp sessizce içeri girdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYPERİ
RomanceUyandım... Ama 100 yıl öncesinde. **Selin yetimhanede büyümüş, hayat mücadelesinde yalnız kalmış bir kızdı. Bir gün öyle bir şey oldu ki kendini 1800'lü yılların sonunda bir konakta buldu. Üstelik kocaman bir aile ve geçmişin en çapkın delikanlısıyl...