"Benim gibi bir kadına aşık olur musun ki?"
"Usta şuraya ne varsa getir. 'Yeter' diyene kadar getir tüm baklavaları..." diyen Erdal ile elimi enseme attım.
"Burada yemek yemek hangi peze****in fikriydi?" dediğimde Özgür sırıtarak baş parmaklarıyla gurur duyulacak bir bok yapmış gibi kendisini işaret etti.
"O peze**** ben oluyorum!" dediğinde elimi ensemden çekip derince iç çektim.
"Ya kanka bir boşver ya. Hangi yakışıklı şerefsiz bir tepsi baklavadan önemli olabilir?" diyen Güneş ile alt dudağımı ısırdım.
"Doğru dedin."
Eylem'in Güneş'i desteklemesiyle derince nefes alıp oturduğum yerde dikleştim.
"Haklısınız lan." dedikten sonra elime aldığım çatalı kılıç gibi çevirdim ve önümüze konan baklava tepsisindeki bir baklavaya sapladım.
"Bugün sekiz yumurta yedim. " diyen Erdal ile Güneş ağzındakileri umursamadan bağırdı.
"Oha, hayvan oğlu hayvan!" dediğinde Sercan gülerek Güneş'e bakmıştı. "Ben üç tane gömüyorum diye övünüyordum." dedi yüzünü asarak.
"Allah'tan halterci değilim. "diyen Eylem ile Erdem Özgür'ü ittirdi.
"Boyun kısa zaten. Kaldıramazdın. " dediğinde Eylem kaşlarını çattı.
"Boyum kısa ama senin boyundan yükseklere tekme atabiliyorum. "
Erdem kaşlarını havaya kaldırdığı sıra Erdal ayısı çatalına son üç baklavanın hepsini birden saplayınca boş tepsiye şaşkınca baktım.
"Kelleni uçururum oğlum! İnsan gibi ye!" diye bağırdığımda Güneş göz devirdi.
"Bu ayıya mı diyorsun bunu?"
Erdal ağzına soktuğu üç baklava ile sırıttığında herkes kahkaha atmıştı. Kafamı geriye atıp dudaklarımda kalan şerbeti yalarken bir tepsi baklava daha getiren çocuk ile göz göze geldik. Dilimi sakince mağarasına geri sokarken bize garip bakışlar atarak ikinci tepsimizi masanın ortasına koyup gitmişti.
Sıçayım, gözleri niye bu kadar güzel bunun?
"Yarın ne yapıyoruz?" diyen Ömer ile Okan sırıtarak çatalını fıstıklı baklavaya batırıp havaya kaldırdı.
"Ringi alaşağı ediyoruz!" diye bağırdığında gaza gelip hepimiz çatalımızı baklavaya batırmış ve baklavaları havaya kaldırmıştık.
"Ediyoruz!"
Karnımız şişip de yolda fıçı gibi yürüyecek hâle geldiğimizde ayağa kalkmıştık.
Hayatın en güzel şeyine gelmişti sıra. Özgür'ün cebinden sponsorumuzun kredi kartını havalı bir hareket ile çıkarmasıydı...
Hepimiz tek dizimizin üzerine çökmüş ayin yaparken Özgür kartı hepimizin huzurunda post makinesine sokmuştu. Ne yaptığımızı anlamayan yeni çocuk garip garip yüzümüze baktığı sıra Halil abi sırıtarak ortamıza geldi.
"Afiyet olsun!!!" diye bağırdığında Özgür gözüne güneş gelmiş gibi elini alnına dayayıp kutsal şifreyi girdi. Post makinesinden gelen cart curt sesinden sonra Halil abinin "ödendi." deyişiyle hepimiz bağırarak ayağa kalkmıştık.
"Ya ya ya! Şa şa şa İsmail başkan çok yaşa!"
Bağıra bağıra dışarı çıkarken hepimiz çok mutluyduk. Çünkü İsmail Poyraz bizim sponsorlarımızdan biriydi. Çoğu toplu yemeğimizi o karşılıyordu. Birkaç sponsorumuz da vardı. Bazıları ayakkabı, bazıları kıyafet, bazıları yol...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Gibi Bir Kadın
HumorEylül, sporcu olarak hayatına yön vermiş güçlü bir kızdır. Onun ile birlikte bu hayatı seçen Güneş ve Eylem ise en yakın arkadaşlarıdır. Bir gün erkeksi tavırları ile girdiği restorantta gördüğü yakışıklı adama aşık olur. Ancak kendisi ilişkile...