17. Benim Gibi Bir Kadın 🥊

1K 161 76
                                    

"Kırılacak tonla şey varken benim kırıldığım şeyler kırıktı. "

Gözlerimi gözlerine diktim ve öylece yüzüne baktım. Şimdi şöyle dikkatle bakarsam etkilenir mi? Ama nasıl dikkatle?

Hafifçe geri çekildim ve sağ profilimi gösterecek şekilde yüzümü çevirip gözlerimi kıstım. Ufuk garip hareketlerimi dikkatle izledikten sonra o da beni taklit etti. İki tavuk gibi birbirimize baktık.

"Şu an ne yapıyoruz?" dedi gözlerini biraz daha kısarak. Ne olursa olsun asla duruşumuzu bozmayışımız saygıyı hak ediyordu.

"Kesişiyoruz?" dediğim an kahkaha atınca kaşlarımı çatarak geri çekildim.

"Ciddi misin?" deyip katıla katıla gülmeye başlayınca elimi omzuna koydum.

"Ulan ya, nefes alsın yeter, sen bile beni kız olarak göremiyorsun anasını satayım!" dediğimde bir anda doğruldu.

"O ne demek Eylül?" dedi gülerek. "Sadece o kadar bizden davranıyorsun ki seni kardeşim gibi görüyorum." dediğinde anlamsızca yüzüne baktım.

"Sizden?" dedim kaşlarımı çatarak.

"Tabii ya. Kim bir başkasının atletini giyip spor yapar. Kızlar spor yaparken bile güzel gözükmek ister ama sende ve diğer ikili de o yok." deyince geri çekilip arkada bilen güreşi yapan Güneş ve Eylem'e baktım. Salondaki tek kızlar bizdik zaten.

"Doğru." dedim omuz silkerek. "Burası bir orman ve hepimiz ayıyız." diyerek arkamı döndüm ve ayaklarımı yere sürüye sürüye yanlarına gittim.

"Kanka!" dedim ağlamaklı bir ses ile. "Kız düşkünü Ufuk bile beni kız görmüyor!" diyerek sırt üstü yere yattığımda ikisi tartışmayı bırakıp yanıma uzandılar.

"Kanka aşk dediğin şey kovalanır mı ki? Duyguların kendiliğinden oluştuğu aptal bir şey değil mi?" dedi Eylem kolunu başının altına atarak.

"Harbi. Yani eğer aşk varsa ve kadere inanıyorsak bir şekilde birleşeceğiniz anlamına gelmez mi?" dediklerinde dudaklarımı büzdüm.

"Kazanmak ya da kaybetmek kaderimizdeyse neden antrenman yapıyoruz?"

Bu soru üçümüzü de susturdu. Öylece tavana baktık. Ne diyelim yani şimdi? Ne desek boş.

"Bugta* kaldım oğlum. O nasıl soru?" dedi Eylem derin ve sesli bir nefes çekerek.

"Harbi, şimdi evde mi kaldık?" diyerek de araya girdi Güneş. Sesinde bir tık mutluluk sezmedim değil.

"Kafa atarım Güneş. Lez de değilsinki." diyerek göz devirdiğim sıra içeri giren Sinan hoca ile hepimiz ayağa kalktık. Hızlıca kendime çeki düzen vermişken Sinan hoca direkt bize gelmişti.

"Neden tembellik ediyorsunuz?" dedi kafamız önde beklerken.

Ayaklarımı yere sürterken spor salonun kapısı açılınca çıkan ses dikkatimi çekti. Gözlerimi diğerlerinde gezdirdim çaktırmadan.

"Yemek siparişi!" diye bağırdı tanıdık ses. İstemsizce kafamı kaldırdım. Mavi gözleri günümü maviye boyamıştı resmen. Hızlanan kalbim ile etrafa bakışını izledim. Kurban olduğum, bir de gülümsese öleceğim herhalde.

"Kime diyorum?"

Gelen ses ile kaşlarımı çatarak doğrulduğumda Sinan Hoca ile karşı karşıya geldim.

"Mavi mi?" dedim gözlerimi kırpıştırarak.

"Ne mavisi Eylül?" dedi sinirle. "Son zamanlarda hiçbir şey yok sende. Ne bir gelişme ne bir istek ne de bir azim. Sen böyle değildin? Başına ne geldi birden bire?" diyerek üzerime yürüdü.

Benim Gibi Bir KadınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin