20. Benim Gibi Bir Kadın! 🥊

843 127 70
                                    

    "Dolu dolu gözüksün diye çer çöp biriktirdim gönlüme..."

   1. Gün

   "Hayır." dedi Özgür kafasını iki yana sallayarak. "İki sağa bir sola." diyerek iki adım sağ gidip elini döndürdü ve sonrasında bir adım sola gitti ve kendi ekseninde döndü.

   Kaşlarımı çattım. Dans etmek bana göre değil. Bu işten gram anlamıyorum.
 
   "Biz ne yaptık la sanki?" dedi Eylem. Sonrasında garip bir şekilde sağa doğru iki adım attı. Dudaklarımı birbirine bastırdım. Neden Özgür yapınca farklı Eylem yapınca farklı? Sonuçta ikisi de adım atıyor!

  "Eylem, hipopotam gibi yürümezsen olacak gibi." diyen Okan ile gözlerimi devirdim.

  "Sen her işe karışma antilop!" diyerek araya giren Güneş kaşlarını kaldırdı. "O sıska bedenini salonun her duvarına çarpar çarpar aklını yerine getiririm."dediğinde gülmemek için gözlerimi kaçırmıştım ki Burak hoca ve Sinan hocayı gördüm. Gözlerim aralarında gezen dosyaya kaydı önce ama sonrasında Burak hocaya bakarken buldum kendimi.

   İyi miydi?
 
   Acaba dünkü kız ona bir şeyler söylemiş miydi? Söylese bile ne yazardı ki, sonuçta kız beni tanımıyor. Ayrıca o benim aşk hayatıma yeterince dahil olmuştu, izinsiz bir şekilde, bu şekilde ödeşmiş sayılabiliriz.

   Saçlarımı geriye attığım sıra dün konuşulanlar da geldi aklıma. Acaba çok üzülmüş müydü? Çok üzüldüğü için mi böyle şerefsiz bir insan olmuştu. Çok da şerefsiz değil, öyle de demeyelim şimdi. Ama yine de aklımı kurcalayan şeyler vardı. Gülerek etrafa bakan adam acaba gerçekten gülüyor muydu?
  
   Kafamı iki yana sallayıp kollarımı bağladım.
 
  "Eylül, bu gece zıp zıp zınk!" dedi Güneş gülerek.

  "Aynen, ne zamandır yapmıyoruz. "

   Eylem'in de desteklemesi ile kafamı iki yana salladım. "Üzgünüm kızlar ama bu gece mavi ile buluşacağım. Bu yüzden biraz dışarı çıkmam lazım." dediğimde gözlerini kocaman açtılar.
  
   "Ne!? İkinci randevu mu?" diye bağırdıklarında gülümseyerek kafamı geriye attım.

  "Tabii, ne sandınız." dedikten hemen sonra aklıma gelen gerçek ile duruşumu düzelttim.  "Benim çıkmam lazım." dedim aceleyle. "Alışveriş lazım, bir şeyler..." koşarak aralarından geçtikten sonra soyunma odasına girdim.   Üzerime gelişi güzel bir şeyler giydikten sonra soyunma odasından dikkatle çıkmıştım. Spor salonundan da çıktıktan sonra derince bir nefes aldım. Gizli kapaklı işlerde gerçekten çok kötüyüm.

  Kafamı iki yana salladığım sıra önümden geçen brokoli ile kaşlarım havaya kalktı. Tam elimi uzatmış ve kolunu tutmak istemiştim ki telefonum titredi. Geri çekildim ve çekip giderken arkasından baktım. Elimi arka cebime atıp telefonu çıkardığımda bana mesaj attığını görmek gözlerimi kısmama sebep olmuştu.

   "Arabam aşağıda , arka sokaktan gel. Yanlış anlaşılmasın."

  Kaşlarımı havaya kaldırdıktan hemen sonra etrafa bakıp telefonu arka cebime sıkıştırdım. Gizli kapaklı işlerin uzmanı olduğu belliydi zaten. Sessiz sessiz arka sokağı dolanıp da aşağı indiğimde önümde durmuştu arabası. Sakince inen araba camından içeriye baktım.

  "Atla."

   Yan bir bakış atsam da hızlıca arabaya bindim. En az onun kadar ben de yanlış anlaşılmak istemiyordum çünkü. Eylem ve Güneş'in verebilecekleri tepkiler... Bu fikirden hızla uzaklaşmak için yumruğumu gizlice baldırıma vurdum.

  "Nereye gidiyoruz?" diyerek ona döndüğümde hafifçe kafasını salladı.

  "Bir, tanıdığımız kişilerden uzağa." dedi ve dönüp bana bakış atarken vites değiştirdi. "İki, sahte bir ilişkinin yaşanabileceği en güzel yere." diyerek önüne döndü. "Sahile."

Benim Gibi Bir KadınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin