"Defalarca kandırılmam beni aptal, seni aşağılık yapar..."
Sağ ve sol.
Ardı ardına attığım yumrukların ardından eğilerek gelen yumruktan kurtuldum. Önce sağa adımlayıp sola kaçtıktan sonra, hiç acımadan, yumruğumu Okan'ın suratına geçirdim.
Sendeleyerek birkaç adım geri gittiğinde başımı sağa eğip kıtlattım.
Hesaplaşmamız gereken konular vardı.
Eldivenli elini dudağına dayadıktan sonra gözlerini gözlerime çevirdi.
"Kaşınıyor musun?" dedi kaşlarını kaldırarak.
"Kaşıyorum gibi." dedim ben de ona ayak uydurarak.
Beni döven adamı tebrik etmek mi? Beni döven adamla beni lavaboya kilitlemek mi? Tam da bir i*nenin işi.
Durduğu yerde birkaç kez zıpladı.
"Hadi bakalım."
Lafının üzerine aptal antrenmanımız ciddi bir hâl almıştı. Birbirimize öfkeyle saldırıyorduk resmen. Bir ara karnına yumruk atmıştım. Sendeler gibi, yalandan birkaç adım attı, kafamı karıştırdı. Onun olayı da buydu zaten. Rakibini kandırmak.
Geriye attığım adımın hemen ardından suratıma indirdiği yumrukla yere düştüm. Dudağım dişime çarpmıştı. Hızla akan kan ringi kirletirken öfkeyle ayağa kalkmak istemiştim ki biri çoktan olaya müdahale etti.
"Ölüm maçı mı bu?" diye bağırdı Burak Hoca sinirle. Dirseğimden tutup beni kaldırırken dönüp Okan'a kötü bir bakış attı. "Yerleri silmeye başla."
"Böyle antrenman yapmayı o istedi!" diye bağırdığında sinirle bağıra bağıra üzerine yürümek istedim ama ağzımı açtığım an kan doluyordu.
"O cezasını çekti, sıra sende." diyen Burak Hoca ile sürüklene sürüklene revire götürüldüm. Beni sertçe sandalyeye oturttuğunda anlamayarak etrafa bakındım. Sonuçta işimiz dövüşmek. Tabii yaralanabiliriz.
"Aptal mısın? Çocuk senin kaç katın." dedikten sonra birkaç şey çıkarıp kenara koydu.
"Ama be-" ağzımdan çeneme doğru akmaya başlayan kan ile gözlerim büyüdü. Ne oluyoruz lan? Bu niye bu kadar hızlı akıyor.
"Sus sus!" Diyerek vaziyetimi gören Burak Hoca da hızla olaya el attı. Elindeki bezi dudağıma bir anda bastırınca acıyla gözlerimi yumdum. Ha sıçmık!
Vay avradına kafa attığımın oğlu. Ne güzel vurdu öyle.
"Eylül, birazcık nasıl desem..." diyerek elindeki bez ile gözlerime baktı. "...aklından fesat şeyler geçirmeyi denesen?" dediğinde anında kaşlarım çatıldı. aklından
"No doyorson?!" ortaya çıkan şeyi ben söylemiş olsam bile anlamadım ama o anlamış gibi gülümsedi.
"Böyle, karşındaki erkeği etkilemeye çalış. Bunu denediğin zaman belki daha çok ilerleme kaydedebilirsin. Ve belki de aptal Mavi böyle kızları beğenebilecek potansiyeldedir?" dediğinde poker suratımla yüzüne baktım. En sonunda gülerek geri çekildi ve dudağıma dikkatle baktı. "Acıtmış olmalı." dedikten sonra kan olmuş bezi kenara koyarak bir çubuk yardımıyla garip bir kremi dudağıma sürdü.
"Allah'tan şu an diğer kızlar gibi değilsin. Ağlaya ağlaya ortalığı birbirine katabilirdin." dediğinde sinirli bir nefes aldım. Adamın esprileri bile canımı sıkmaya yetebiliyor.
Dudağıma sürdüğü kremden sonra bir bant alıp özenle dudağıma yapıştırdı. O bunu yaparken gözlerine baktım. Çok ciddi duruyordu. Bir iş yaparken odaklandığı çok belliydi. Buraya geldiğinde bizi mahvedeceğini, sürüm sürüm süründüreceğini düşünmüş olsam bile o tam tersini yapmıştı. Birçok konuda bize resmen yardımcı olmuştu. Göründüğü gibi değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Gibi Bir Kadın
HumorEylül, sporcu olarak hayatına yön vermiş güçlü bir kızdır. Onun ile birlikte bu hayatı seçen Güneş ve Eylem ise en yakın arkadaşlarıdır. Bir gün erkeksi tavırları ile girdiği restorantta gördüğü yakışıklı adama aşık olur. Ancak kendisi ilişkile...