"Gözlerinde deniz, sözlerinde dünya..."
Yol boyu başımız önde eğik yürürken Erdal sinirle homurdandı.
"Eylül desene 'adam bordo bereli' diye."
Ağzımdan hırslı bir 'hah' çıktı.
"Ben mi dedim size 'gelin kavgaya gidelim' diye? Ben yedim yumruğumu oturdum aşağı." diyerek önden önden yürüyen Okan'a baktım. "Şu şerefsize de keyif çıktı." dedim sessizce.
Güneş elini karnına koymuş, penguen gibi yürüyordu. Eylem ise belini tutuyordu.
"Bu adam judocu mu şimdi?" dedi Ensar merakla.
"Kung-fu panda o." diyerek göz devirdi Özgür. "Anamızdan emdiğimiz sütü faizi ile çıkarttı." dediğinde Erdem de başını salladı.
"Ben anlamadım ya. Bu nasıl yendi bizi? Aramızda her daldan sporcu var." dediğinde durup bir an hepsinin yüzüne baktım.
"Valla lan. Ben de anlamadım." dedim sinirle.
"Bir de pişkin pişkin gülmedi mi? Ayar oldum." diyen Ömer'i Eylem başını sallayarak onayladı.
"Ben de çok pis ayar oldum." dediği sıra köşeyi dönmüş, spor salonuna gelmiştik.
"Önce hepimiz birer ağrı kesici atalım." dedi Erdem en son. En aklı başımızda olan oydu zaten.
Burnumu çekip, yolunmuş gibi duran saçlarımı düzeltirken köşeyi dönen maviyi gördüm. Elindeki poşetleri bizim salona bıraktıktan sonra kapının önüne çıkmıştı. Bizi görünce merakla bakındı.
Tanımıyormuşum gibi yanından geçip gideceğim sıra önüme geçince durmak zorunda kaldım. Eylem ile Güneş bana imalı bakışlar atarken arkamda duran Erdem'in kollarından tutup içeri çekiştirdiler.
"Sen çok yaralanmışsın kardeşim. Gel sen şöyle..."
Eylem'in lafına bıyık altından gülerken dönüp maviye baktım.
"Efendim?" dedim kibar olmaya çalışarak.
"Bir sorun mu oldu? Perişan gözüküyorsunuz?" dediğinde gözlerimi kısıp gözlerine baktım. Vay, zalim dünya. Şu yakışıklı çocuğa bak, bir de bana.
"Yo, her zamanki halimiz." dediğimde sanırım yüzümdeki morluğa baktı.
"Her zaman böyle misiniz?" dedi garipser gibi.
Kaşlarımı çattım. Ben bu çocuğu nasıl tavlarım? Acaba, acaba biraz, biraz dik dursam ve kalçamı dışarı doğru mu çıkartsam? Nefesimi tutup göbeğimi de içeri çekersem...
"Bahar Candan taklidi yapmayı kes de içeri gel!" diye bağıran Sercan ile tuttuğum nefesi koyverdim.
"He ya!" dedim en son sıçıp sıvayarak. "Hep böyleyiz."
Yanından geçip gittiğimde arkamdan garip garip baktığını hissediyordum. Çünkü gariptik, biliyorum.
"Vay be! Bu grubun dayak yediği günü de gördük!" diye bağıran Okan ile sinirle dişlerimi sıktım.
"Ya sen bir sus, avanak!" dediğimde tek kaşını havaya kaldırdı.
"Bana mı dedin?" diyerek sinirle yüzüme döndü.
"Senden başka avanak mı var?" dedim üzerine yürüyerek. Sabrımı taşırmıştı it oğlu it. Bu nedir ya? Yol geçen hamamı gibi. Yıkanmıyorlar da, gelen geçen tokatlıyor kardeşim!
Ellerini yumruk yapıp kaldırdığında sinirle ellerimi yumruk yaptım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Gibi Bir Kadın
HumorEylül, sporcu olarak hayatına yön vermiş güçlü bir kızdır. Onun ile birlikte bu hayatı seçen Güneş ve Eylem ise en yakın arkadaşlarıdır. Bir gün erkeksi tavırları ile girdiği restorantta gördüğü yakışıklı adama aşık olur. Ancak kendisi ilişkile...
