"Dizlerim sızlıyor, anlatamıyorum... Sanki içten içe parçalanıyorum..."
Son hamburgeri de ağzıma tıkayıp gözlerimi etrafta gezdirdim. Burak Hoca ile göz göze geldiğimizde başını iki yana sallamıştı.
"İşimiz bayağı bir zor." dedikten sonra hızlıca kalkınca ben de telaşla kalktım.
"Neden?" dediğimde ellerini ceplerine soktu.
"İlk kez buluştuğun biriyle randevuya giderken kurye gibi giyinmişsin. " dedi dalga geçercesine. " Ne demek 'neden?" dedi.
Şaşkınlıkla üzerimdeki kıyafetlere baktım. Kurye mi? Ceketimi sallayıp ayakkabılarıma baktım."Nesi varmış kıyafetlerimin?" dedim kendi kendime o ise alışveriş merkezinin alt katına inmişti. Peşi sıra girdiği mağazaya girdim. Gözlerim tişörtlere kaydığında yakamdan tutup çekiştirdi.
"Bu tarafa bakmanız gerek hanımefendi." dedi sinirle. Saçlarımı geriye atıp beni getirdiği kısma baktım. Elbiseler, etekler, bluzlar, kot şortlar... Alt dudağımı ısırdım. Hiç de tarzım değildi ama işte...
Eline aldığı garip garip eşyaları sallaya sallaya önüme geçti. "Buna ne dersin?" dediğinde tek kaşımı havaya kaldırdım.
"Kolumu hareket ettirsem yırtılır gibi duruyor." dediğimde gözlerini kıstı.
"O zaman kolunu hareket ettirme." dedi ciddi ciddi.
"Niye ben kolsuz muyum?""Güzellik acıtır."
"Güzel olmak isteyen kim?" dediğimde yeşil gözleri elindeki gömlekte gezindi.
"O zaman salalım Mavi'yi güzel olmak isteyen kızlardan birini bulsun." diyerek arkasını döndüğünde elindeki şatafatlı gömleği çekip aldım.
"Burada bekle." diyerek kabine gittiğimde o çoktan başka kıyafetleri incelemeye başlamıştı.
Dertsiz başımıza dert aldık resmen. Söylene söylene kabine girdikten sonra üstümdekileri bir çırpıda çıkardım. Şatafatlı gömleği zar zor giydikten sonra derin bir nefes almıştım ki biri kabinin kapısına vurdu.
"Hanımefendi sevgiliniz bunu da denemenizi söyledi." diyen biri ile şaşkınca perdeyi açıp kıza baktım.
"Yanlış kabin kardeşim." diyerek elindeki yüksek bel siyah pantolona baktığımda kız kaşlarını çattı. Arkasını dönüp elini bir yere yattı.
"Şuradaki beyefendi sizin sevgiliniz değil mi?" dediğinde başımı uzatıp gösterdiği yere baktım.
Burak Hoca bazı kıyafetleri çıkarıp bakıyor sonrasında yüzünü buruşturup tekrar yerine koyuyordu.
"Bir, o bir beyefendi değil meyefendi; iki, sevgilim değil o benim." diyerek kızın gözlerinin içine baktım. "Biraderim...biraderim." dedim ters ters. Elindeki pantolonu da alıp kabine geri girdim. Hızlıca pantolonu üzerime geçirdikten sonra apar topar kendimi dışarı attım.
"Nasıl olmuş?" dedim ellerimi iki yana açarak.
"Güzele ne giyse yakışır, derler." dedikten sonra çenesinin altına elini koydu. "Ne yazık ki sen güzel değilsin." diyerek başını iki yana salladı. "Hatta son derece güzel olan iki şeyi bile mahvetmeyi başardın."
Ağzım açık bakakaldım resmen.
"Ne diyorsun lan sen?" diyerek daracıcık pantolon içinde kabadayı gibi yürümeye çalıştım ama resmen gorilden bozma bir yaratığa dönüşmüştüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Gibi Bir Kadın
HumorEylül, sporcu olarak hayatına yön vermiş güçlü bir kızdır. Onun ile birlikte bu hayatı seçen Güneş ve Eylem ise en yakın arkadaşlarıdır. Bir gün erkeksi tavırları ile girdiği restorantta gördüğü yakışıklı adama aşık olur. Ancak kendisi ilişkile...