(1)Kanlı Aşk(1)

34.1K 1.5K 1K
                                    

(Ay valla vampir kitabında Türk isimleri kullanmak bir tuhafıma gitti ama yabancı isimler kullanmak da içimden gelmedi. Neyse siz de başta bi garipsersiniz muhtemelen ama sonra alışıyor insan. Biraz zaman verin ;) )


(+18)

İstemediğim kadar +18 oldu yaa hıhıhıhı


Genç kadın montunun kapşonunu iyice yüzüne çekti, soğuktan korunmak değildi esasında amacı, sadece korkuyordu. İliklerine işleyen korku, adımlarını da nefesi gibi hızlandırmıştı. Bir an önce eve varmalıydı. 

Bu işi bırakmam lazım!.. diye düşündü, güvenlik görevlisi olarak çalıştığı iş yerinde tüm elemanlar binayı terk edene kadar çıkış yapılamıyordu ve bu bazen, özellikle bugün olduğu gibi bir toplantı ya da mali sayımların olduğu günlerde işi gece yarısından sonra 3'e kadar bile sürebiliyordu.

Kol saatine bakınca 03:24 olduğunu gördü. Bu saatte taksiden başka bir şey yoktu ve taksiye verecek parası da yoktu genç kadının. O yüzden tek seçenek yürümekti. 

Karanlık sokaklar, cılız sokak lambalarıyla aydınlanamamış, tersine korkunç bi loşluk kazanmıştı. Acele et, az kaldı... Eli cebindeki tuşlu telefonunu kavramış ve sıkıca tutuyordu.

Korkma!..

Adımlarının ve nefesinin sesi dışında çıt çıkmayan ıssız ara sokakta birden duyulan çığlık, kadını sıçrattı ve adımları durakladı. Başını kaldırıp nereden geldiğini duymaya çalıştığı çığlık o an bir kez daha duyuldu. İlerde iki yana ayrılan yolda sağ taraftan geliyordu. Sadece bir an tereddüt etti ama yapması gerekeni biliyordu. Koştu, koştu, ve sağa döndü. Bağırmak istese de korkudan çenesi kilitlenmişti adeta.

Gördüğü şeyi başta anlayamadı. Ama durum açıktı: yerde yatan bir kadın ve onun üzerinde iri yarı bir adam.

Kadının bacaklarının artık debelenmemesi, sadece titremesi, onun ölüyor olduğunu gösteriyordu. Genç kadın dehşetle tıkanan nefesini kontrol altına almaya çalıştı. Belki üç dakika belki de on dakika orada tutulup kalmıştı ama sonunda kontrolü eline aldı ve koştu "Bırak onu!" diye bağırdı. Bağırışıyla iri yarı adam başını kaldırmış ve ona bakmıştı öfkeyle. 

Ağzı, gözleri ve dişleri... 

Kıpkırmızı gözleri, kanlı ağzı ve olağandışı büyük köpek dişleri...

Bu olamazdı! Her zaman severek izlediği o vampirli korku filmlerinin birindeymiş gibi, karşısındaki vampir gecenin bir yarısı ara sokaklardan birinde bir kadının kanını emerek onu öldürüyordu!

Güneş bunun başına geldiğine inanamadı. Aslında o, karşısında azılı bi katil bekliyordu, ya da tecavüzcü bir sapık. Ama bi... vampir aklının ucundan geçmezdi. Karşısındaki adam onun tutulup kalmasıyla pis pis sırıtmış ve kanını emdiği kadını bırakıp olağanüstü bir hızla karşısına gelmişti. Birden esen rüzgarla saçları uçuşan Güneş, gözlerini onun kırmızı gözlerine dikmiş, tutukluğunu çözmeye çalışmıştı ama korku öyle ağırdı ki, tüm damarlarında sanki sadece korku vardı. Boğazı şişmiş, gözleri dikenlerle dolmuş ve kasları kilitlenmişti.

Adam kanlı elini onun boynuna koyduğunda bile hareket edemedi. Eli buz gibiydi, aynı bi ölünün teni gibi... 

"Kokun..." dedi vampir, "Baştan çıkarıcı..." 

Fısıldıyordu vampir ama sanki bağırıyormuş gibi kulakları uğulduyordu genç kadının. Adam boynundaki atar damarının üzerinde kanlı parmağını gezdirip orayı işaretledi, "Seni tatlı olarak ayıracağım..." dedi pis sırıtışını bırakmadan. 

TEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin