Hoca çıkınca ben de çıktım ve aşağı indim.
Ve gördüğümle başımdan aşağı kaynar sular döküldü.
Annem Kadir'le konuşuyordu...
Annem, benim sürekli yemek teklifini reddedecek bahaneler uydurduğunu söylediğim Kadir'le konuşuyordu.
Eee, ne demişlerdi, yalancının mumu yatsıya kadar yanar.
Ve benim için yatsı ezanı okunmuş bulunmaktaydı.
Korksam da yanlarına gittim. İlk duyduğum şey, annemin "Demek öyle, o zaman müsaitsin pazartesi günü, değil mi?" demesi oldu. Kadir de başını sallayıp onayladı.
"Evet Arzu Teyze, davetinizden onur duydum. Gelmekten mutluluk duyarım." dedi.
Yere ayaklarımı vurup isyan etmek istedim. Ama hayır ya!
O kadar uğraşmıştım bu olmasın diye! Boşa mıydı yani o kadar yalan?
Annem uzanıp kolunu tuttu, "O zaman görüşürüz."
"Evet, görüşürüz." dedi ama gitmeden evvel duraksadı Kadir. Tekrar anneme döndü. "Arzu Teyze, eğer sorun olmazsa, yanımda birini daha getirebilir miyim?"
"Tabii..." dedi annem, "Ama dediğim gibi yavrum, daha sonra tüm arkadaşlarını da çağıracağım."
"Yok, getireceğim kız, arkadaşım değil."
Annemin yüzü düştü bu duyduğuyla. "Hımm... Anladım. Olur olur getir evladım sen."
Kadir ona güzel gülümsemelerinden birini daha sunup döndü ve beni gördü. "Ebru." dedi sadece, gülümsemesi solmuştu.
"Kadir." dedim gıcık bir sesle. Bir de benim evime sevgilisini mi getirecekti yani? Alın bunu da yazın senaristler! Yeşilçam'da bile böyle dram yoktur be!
"İyi misin?"
"Evet, iyiyim." dedim aynı gıcıklığa sahip sesle. Başını sallayıp gitti. Ben de annemle yalnız kaldım. Annemden gelen ölümcül bakışla birazdan yalanlarımın bedelini ödeyeceğimi anladım. Hemen arabaya gidip yerime oturdum. Annem de hemen ardımdan geçti yerine. Ama arabayı çalıştırmadan döndü bana.
"Ebru? Bu saçmalığı açıklayacak mısın?"
Salak ayağına yatmaya çalıştım, "Vallahi ben de anlamadım anneciğim, adama diyorsun zaten arkadaşlarını sonradan çağıracağını, niye illa yanında birini getirecekmiş ki sanki? Çok saçma."
"Benimle dalga geçme küçük hanım!"
"Yoo, niye dalga geçeyim? Söylemedi mi öyle? Getireceğim dedi?"
Derin bir nefes alıp sakinleşmeye çalıştı annem. "Yalanlarından bahsediyorum. Yahu kızım, sen bacak kadar boyunla beni ayakta uyutmaya utanmıyor musun? Ben sana gözü kapalı güvenirken bu yaptığın hoş mu Ebru?"
Utandım o zaman... "Ama anne-" derken elini kaldırıp susturdu beni.
"Bana aynı saçmalıklarla dolu bahanelerini sıralayacaksan hiç konuşma Ebru. Senden, niye yalan söylediğini duymak istiyorum. Bahane değil."
"Duymamış gibi yapabilir miyim?"
"Hayır."
"Pas geçsem?"
"Olmaz."
"Seyirciye sorma hakkı?"
"Söz konusu bile değil. Burada benden başka seyircin de yok zaten."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEK
RomanceTek Bölümlük Hikayeler. 'İÇİNDEKİLER' bölümünden hikayelerin tanıtımlarına bakabilirsiniz. İyi okumalar. Hoşgeldiniz❤❤