(Çok Uzun Zaman Olduğu İçin Önceki Bölümü Bir Kez Daha Okumanızı Ya Da En Azından Göz Gezdirmenizi Tavsiye Ederim. İyi Okumalar. 😘🤗❤)
"Yani ne bileyim, biraz fazla... tipin güzel. Hem karakterlisin de. Bunlara rağmen yalnız olman bana biraz saçma geldi." Gözünü kısıp başını ona yaklaştırdı, "Bak beni kıskanç bir sevgiliyle uğraştırmayacaksın, değil mi? Zaten bir düşman yetiyor, yeni birine daha ihtiyacım yok."
Mehmet'in dudakları kıvrıldı, "Yok, merak etme. Şu andan itibaren tek sevgilim sen olacaksın,"
"Birkaç haftalığına," dedi İrem,
"Evet, birkaç haftalığına,"
"Ve rol icabı." dedi İrem.
"Evet, rol icabı." dedi Mehmet ve ona sevimli bir tebessüm sundu.
İrem bir süre adamın tatlı tebessümüne baktı, sonra tebessüm niyetine dudaklara odaklandığını fark edip, hemen kalktı ayağa, "Şey, çay koyayım mı? İçer miyiz?" dedi hızla.
Onun telaşının tatlılığına daha bir fazla gülümseyen Mehmet, başını salladı "Olur, eğer anlattıklarımdan sonra hâlâ iştahın varsa, içerim."
İrem omuz silkti, "Öyle kolay kolay iştahım kaçmıyor benim. Yemeği seviyorum zaten." Kendini gösterdi, "Gördüğün üzere, dıştan da belli oluyor yemeklerle aramın iyi olduğu."
Mehmet onun bedenini süzdü şöyle bir, İrem o zaman fark etti adamın bakışlarını bedenine çektiğini. Ama geri dönüş yoktu, kaçamazdı mutfağa. Mehmet onu süzüp, kadının gözlerine baktı, "Sen şişman değilsin İrem. Kendine şöyle adlar takma. Burak ve teyzem, karşısındakini gömerek egolarını tatmin etmeye bayılırlar. Orada sana edilen hakaretlerin seninle değil, onların egolarıyla alakası vardı. Tamam mı?" Güven veren bir tebessüm sundu, "Sen gerçekten çok güzel bir kadınsın," sonra nedense utandı genç adam ve bakışlarını, dirseklerini dizlerine dayamışken önünde bağladığı ellerine götürdü.
İrem aldığı iltifatla içi ısınırken, "Teşekkür ederim, o zaman ben çayı koyayım." dedi ve gitti. Aklı ardında kalan genç adamla doluyken ocaktaki çaydanlık altına su doldurdu ve en büyük ocağın altını açıp üstüne yerleştirdi. Bir tepsiye iki bardak, çay tabağı ve çay kaşığı, bir kase de şeker koyup, ortalığın düzenli olduğuna emin oldu ve avuç içlerini pantolonuna sürtüp salona geçti.
"Yiyecek bir şey yok yanında, çerez benzeri bir şey yani. Ama açsan, kahvaltılık bir şeyler çıkarabilirim?"
Mehmet başını kaşıdı ve tatlı bir utangaçlıkla, elini az evvel çıkarıp kenara koyduğu paltosunun cebine attı. "Şey..." dedi ve elinde Eti Bol Antep Fıstıklı Sütlü Çikolatayla ona baktı, "Bunu ben sana almıştım." dedi ve kadının eline tutuşturdu.
"Ah şey... Teşekkür ederim. Ama neden aldın ki?"
"Anlatacağım şeylerden sonra, canın çok sıkılırsa, üzülürsen diye... hazırlıklı olayım dedim. Aldıklarımın arasından ilk bunu yemiştin. Çok sevdiğini tahmin ettim."
"Evet, en sevdiğim çikolatadır." dedi ve onun dikkatine hayran kaldı. "Dikkat etmiş olman... çok nazik bir davranış. Tekrar teşekkür ederim." Adam başını sallayıp teşekkürü kabul edince, kağıt kabı açtı, folyoyla sarılı kısmı açmadan, eliyle ikiye böldü çikolatayı, folyo kısım da bölünmüş, iki eşit parça çikolatası olmuştu. Bir parçayı Mehmet'e uzattı, "Bu senin olsun, çayla beraber yeriz."
Gülümseyip başını iki yana salladı Mehmet, "Ben çikolata... hatta tatlıya dair hiçbir şey sevmem."
"A..." dedi İrem hayal kırıklığıyla, "Yapma ya..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEK
RomantikTek Bölümlük Hikayeler. 'İÇİNDEKİLER' bölümünden hikayelerin tanıtımlarına bakabilirsiniz. İyi okumalar. Hoşgeldiniz❤❤