(1)SEVMEYECEĞİM(1)

55.2K 1.5K 458
                                    

(Yeni Hikayeden Merhabalar! Şey 😏 +18 😉 Kıps 😅)


Kapı üç kez, ritmik şekilde tıklatıldı. Nazlı kapıya, sanki ecel çanları çalmış gibi baktı istemsiz. 

Gelmişti.

Kocası.

Nefretten yüreği cayır cayır yanarak gitti kapıya. Ondan gerçekten nefret ediyordu. Kapıyı açtığında, iri cüssesiyle girişi neredeyse kaplayan adamı gördü ve nefretini gizlemeden, karşısındaki yeşil gözlere dikti gözlerini.

Nazlı geri çekilince içeri girdi genç adam. "Hoş buldum." dedi her zamanki gibi. Hiçbir zaman 'hoş geldin' denmemişti. Karısı ona hiçbir zaman 'hoş geldin' dememişti. Aslında hiçbir zaman 'hoş bulmamıştı' ama sevdiği kadının varlığı bile bir hoşluk sebebiydi Salih'e. Bu yüzden, aşık olduğu o gözlerde ne kadar güçlü nefret görse de, her zaman hoş bulacaktı. Hoş gelmese de, hoş bulacaktı.

Daha üç aylık evli bir çift için birbirlerine karşı son derece uzaklardı. 

En azından, duygusal olarak aralarında uçurumlar vardı.

Elini yüzünü yıkadı genç adam, üzerindeki gömlekle pantolonu çıkarıp eşofman altını ve pamuklu kısa kollu siyah tişörtünü giydi. Mutfağa geçerken içindeki özlemi kontrol altına almaya çalışıyordu. Karısını öpmek için yanıp tutuşuyordu.

Karısı ocağın başında ısıttığı çorbayı karıştırıyordu, geçip oturdu masaya ve karısının bedenini izlemeye başladı. Dizlerinin altında biten, pileli bir etek, üstüne de sade bir penye giymişti. İnce beli, dolgun kalçaları ve büyük göğüsleri, adamın ağzını sulandırmıştı.

Yemeğini yerken, karısı mutfaktan çıkıp salona geçmişti. Salih iç geçirdi tabağını bitirdiğinde. Karısıyla karşılıklı yemek isterdi bu yemeği. Çok lezzetliydi her şey ama yalnızken yenilen yemek, her zaman biraz tatsızdı işte.

Ellerini yıkamak için tekrar banyoya girdi, dişlerini de fırçalayıp geçti salona. Karısının elindeki tığ oyasıyla uğraşırken oturduğu üçlü koltuğa, hemen yanına oturdu. Kalçaları birbirine değiyordu. Nazlı bu yakınlıktan tiksinmiş gibi göründü bir an ve kendini diğer yana doğru çekip adamla olan bağını kopardı. Salih, bir şey söylemedi ama onun kokusunu almak için başını saçlarına gömmek istiyordu.

Biraz daha sabredecekti. Biraz daha izin verecekti ondan kaçmasına. Ama evliliklerinde her zaman var olan bir kural vardı ki, yatakta gerçek bir koca gibi dokunabilecekti karısına. 

Bunun bilincinde, kendini sakinleştirdi. 

Bir süre daha televizyon izlediler. Saçma dizilerde göz gezdirdiler ve sonunda, akşam on oldu. Salih, yavaşça uzandı kumandaya, bastı tuşuna ve kapattı televizyonu. Karısının elindeki oyayı bıraktığını da görüyordu. O da kalkıyordu kocasıyla birlikte ama Salih'in tersine, sanki idamına gidiyordu Nazlı.

Eğer yatakta, kocasının dokunuşlarıyla mutlu olmadığını bilse, Salih ona ne olursa olsun dokunmazdı ama biliyordu ki, Nazlı da mutluydu yatakta. Salih, onun zevk almasını sağlıyordu.

Önde Salih, arkada Nazlı birlikte girdiler yatak odasına. Işığı açmadan, ikisi de iç çamaşırlarına kadar soyundu ve yatağa girdiler. Sokak lambasının ışığı vuruyordu odaya, cılız bir aydınlık veriyordu bu. O yüzden, birbirlerine dönük şekilde uzandılar yatakta. 

Salih, onun korkan gözlerini izledi. Elini uzatıp, koyu kahve saçından yüzüne düşen bir tutamı geri attı. Onun nefretinden nefret ediyordu ama Nazlı'ya ölesiye aşıktı. Onun aşkı ile dolup taşıyordu bu koca beden. Onun gözlerinde görebileceği küçük bir mutluluk için ömür boyu savaşmaya razıydı. Varını yoğunu, karısı için sererdi yerlere.

TEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin