🍴Tanışma❤1❤Yemeği🍴

39K 1.1K 409
                                    

İrem üzerine tam oturan, V yaka önden düğmeli volanlı etek katlarına sahip, dantel şerit detaylı elbisenin kendisine yakıştığını düşündü. Onun için dikilmiş gibi duruyordu. Zaten dantel detaylarına bayılan bir zevki vardı, bu elbiseyi gördüğü an vurulmuştu. Diz kapağının hemen üzerinde bitiyordu elbisenin eteği. Siyah, vücudunu daha da zayıf göstermişti. Fazlalığı yoktu öyle çok, ama birkaç kilo vermesi gerektiğini sürekli kendine hatırlatıyor, ancak hayat içindeki telaşeden, bir türlü fırsat bulamıyordu. 

Hafif bir makyaj yapıp kahverengi saçlarını dalgalar halinde salık bıraktı. Kendiliğinden dalgalı ve hacimli saçları vardı. Yüzü de yuvarlak, gözleri büyüktü. Hafif sivri burnu, ona inatçı bir görüntü verse de, aslında inatçılıkla uzaktan yakından alakası yoktu. İnat etmektense, uyumlu olmayı tercih ediyordu. Üst dudağı hafif kalkık ve dolgundu ancak alt dudağı inceydi. Yine de arkadaşları onun çok güzel olduğunu söylerdi hep...

"İrem! Hadi! Ne oyalandın ya!" diye bağıran sevgilisi, onu gerçeğe döndürdü. Ayanadaki aksine son kez bakıp, kalktı makyaj masasından. 

"Geliyorum!" diye bağırdı o da. 

"Yarım saattir geliyorsun!"

İrem iç çekip küçük çantasını eline aldı ve açtı yatak odasının kapısını. Sevgilisinin ailesiyle tanışacaktı bugün. Yaklaşık altı ay olmuştu onlar sevgili olalı. Ve artık aileyle tanışması gerektiğine karar vermişti Burak.

İrem salona gidince Burak'ı elindeki telefona bakarken buldu, "Geldim, hadi gidelim."

Burak başını kaldırıp İrem'e bakınca durdu öylece. İrem gizliden gizliye merak ediyordu, sevgilisinden gelecek olan beğeni sözcükleri için kıvranıyordu şu an. 

Ancak Burak, genç kadının istediğini vermedi, yüzünü buruşturup, "Böyle gitmeyeceksin, değil mi?" dedi.

İrem kaşlarını çattı, üstüne bakarken "Niye? Kötü mü olmuşum?" diye sordu. 

Burak kalktı koltuktan ve sevgilisine yaklaştı, "Çok basit durmuşsun. Ayrıca kiloların da ortaya çıkmış. Yanıma yakışır şekilde giyin demiştim."

İrem, artık alıştığını düşünse de, her aşağılamada olduğu gibi sarsıldı. "Ben..." dedi ama cevap veremedi. Ne diyeceğini bilemedi. İnatlaşmak istemiyordu, inatlaşmaya çalışınca, işler daha kötü oluyordu. Yapıcı, ara bulucu şekilde davranmak her zaman en iyisiydi. 

"Sen," dedi Burak onu tamamlayarak, "Şimdi odaya gidip, daha güzel görünmeni sağlayacak bir kıyafet giyiyorsun. Tercihen seni ucuz göstermesin."

Yine sarsıldı İrem, Onun mizacı bu, seni kırmak için yapmıyor... diye kendini ikna etmeye çalıştı genç kadın. Ama yine de az evvelki hevesi, isteği ve mutluluğu bedenini terk etmişti. "Ucuz mu?"

"Annemle, teyzemle ve kuzenlerimle tanışacaksın İrem. Kaliteli görünmeye çalışmalısın."

Kaliteli görünmeye çalışmalısın...

Yani 'Sen aslında kaliteli değilsin, en azından kıyafetlerle bir süreliğine de olsa öyle görün!' demek. 

Ağzına kadar gelen inatlaşmayı, son anda engelledi ve başını salladı, "Tamam, bakayım başka kıyafetim var mı..."

Burak onun omzunu okşadı, "Tamam bebeğim, ben seni burada bekliyorum." dedi gayet memnun bir şekilde, "Ama acele et, annem tam zamanında yemeğe oturmak ister."

"Peki."

İrem odaya geri dönüp kapıyı kapattı ve alnını kapıya yasladı. Yine yapmıştı. Yine içinde ne varsa yakıp yıkmıştı genç adam. İrem bu durumla savaşmadığı için kendini suçladı, bu kadar sözü yiyecek kadar gurursuz olduğu için, mantığı ondan yüz çevirmiş, 'ne halin varsa gör' demişti. 

TEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin