(+18+)
(++18++)
(+++18+++)
-PEKALA, BU BİRAZ SİNİR BOZUCU BİR HİKAYE, BAŞTAN UYARAYIM-
BU HİKAYE PEK ÖYLE MİNNOŞ AŞK HİKAYELERİNDEN DEĞİL. CİDDEN.
BİRAZCICIK SİNİRLERİNİZ BOZULACAK. SİNİRLENECEKSİNİZ. SİNİR KATSAYINIZ ARTACAK. SİNİR Bİ HİKAYE YANİ BU.
NEYSE, OKUYACAK OLANLAR İÇİN İYİ OKUMALAR!!!
+_+
Hayat berbat, insanlar berbat. Haksızlık, açlık, kuraklık, sefalet, adaletsizlik ve savaşın olduğu dünyadan nefret ediyorum!
"Evet çocuklar, söyleyin bakalım bu tatilde ne yaptınız?"
Yedinci sınıfa gidiyorum artık ama hala tatillerde ne yaptığımızı soruyorlar! Bu soru kadar klişe başka bir soru var mıdır acaba? Ayrıca gereksiz bir soru! Bana ne başkalarının ne kadar eğlendiğinden?! Onlara ne benim tatilimin ne kadar sıkıcı geçtiğinden!?
"Nesrin, kızım senin tatilin nasıl geçti? Haydi biraz da sen anlat."
Gözler üzerime dönünce bön bön bakmaya başlıyorum hocaya. "Hadi canım, hiç anlatmıyorsun tatillerini."
Belki de anlatmak istemediğim için anlatmıyorumdur?! Bunu hiç düşünyorlar mıydı acaba?! Yine susunca, bir kez daha ısrar etti ve ben de, anlattım tatilimi. "Berbattı. Daha ilk gün annemle babam kavga etti, babam sigara küllerini bilerek halıya döktü, annem bağırınca da babam ona vurdu. Ben de küllerle oynadım. Annem onları temizlediğimi sandı ama daha çok yaydım." Sonra da yalandan gülümsedim, "Diğer günler de bunlardan farklı değildi, anlatmama gerek yok."
Elif Hoca bana hüzünlü gözlerle baktı ve ben göz devirdim. Herkesin hayatı kendini ilgilendirirdi. Benim hayatımın berbat olması, kimseye bana öyle bakma hakkı vermezdi. Ben hayatımdan zaten yeterince nefret ediyordum. Bir de etrafımdakilerin 'yazık, ne kadar berbat bir hayatı var' bakışlarını görmek istemiyordum. Ama gözlerimi indirmeden dik dik baktım öğretmene, sonra da diğer gözlerde gezdirdim bakışlarımı. Kimseye boyun eğmezdim. Tamam, mutsuzdum. Ama herkesin sandığı gibi ezik ya da salak değildim.
Bir gün, kurtulacaktım bu hayattan. Bir gün, her şey benim istediğim gibi olacaktı. Her şey.
***
20 YIL SONRA
"Salak. Gerçekten salak." dedim asistanımı düşünerek, "Geri zekalının yapması gereken tek şey, arayıp istediğim restoranttan rezevasyon yaptırmaktı. Sadece arayıp oturduğu yerden beynini kullanarak bunu yapmalıydı!"
"Sakin ol." dedi Fuat. "Başka bir yere gideriz."
"Ben, burada yemek istiyordum. Burada." dedim öfkeden kudururken. "Ama tamam, yarın o süzme salağı kapının önüne koyacağım."
"Nesrin, sakinleş artık."
"Hem istediğim şey olmadı hem de açlıktan ölüyorum Fuat. Bu yüzden beni sakinleştirmeye çalışma, işe yaramaz!"
"Yapma böyle, gidelim senin şu sevdiğin boğaz kenarındaki restorana, karnımızı doyuralım."
"Ben bugün burada yemek istiyordum!" dedim ayağımı yere vurup.
"Olsun, sorun yok. Bugün olmadı, yarın geliriz."
"Yarın mı? Yarın, benim isteğim için çok geç!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEK
RomanceTek Bölümlük Hikayeler. 'İÇİNDEKİLER' bölümünden hikayelerin tanıtımlarına bakabilirsiniz. İyi okumalar. Hoşgeldiniz❤❤