Hayırlı Ramazanlar~
Yıldızı doldurup başlasak bölüme=)
Yorum
Keyifli Okumalar ♡
Eve geçtiğimde akşama kadar dinlenmiş ve uzun zamandır seyretmek istediğim En Korkunç Masal filmini seyrederek vakit öldürmüştüm.
Jade teyzem filmi bitirdiğim sırada gelip beni yemeğe çağırdığında laptopumu bırakarak aşağıya indim. Kısa bir sarılmadan sonra yemeğe geçtiğimizde oldukça sessiz devam eden an teyzemin, "Doktorla randevu nasıl geçti güzelim?" demesiyle sona ermişti.
Bir sürelik unutmuştum bu gerçeği ama konusu açıldığında aklıma pat diye geri düşmüştü. Suyumu içip boğazımı temizledim. Sarah muhtemelen sadece annemgile açıklama yaptığı için teyzem bilmiyordu.
"Pek iyi değildi ama çok kötü de değildi teyze." diyerek söze başladım. Yeşil gözleri ilgiyle bana bakıyor ve kenardan elimi okşuyordu. Teyze gibi değil de olmayan ablam gibi olduğu için ona açıklama yapmak her zaman daha basitti benim için.
"Hastalık 8 yıl bitmesine rağmen devam ediyor. Ve geçen hafta strese girip astım ilacını iki kez kullanmamdan dolayı Sarah bunun iyi bir şey olmadığını söyledi."
"Sen strese girecek bir şey mi yaşadın?"
Kaşlarını çatıp konuştuğunda dudaklarımı nemlendirip gözlerimi teyzemin sorgu dolu gözlerine çekingence baktım. Kahretsin ya ben bunu nasıl ağzımdan kaçırabilmiştim! Ayıkla pirincin taşını Mira!
"Buraya geldiğim uçak bir ara türbülansa girdi ve stres olup kullandım. Daha sonra da havalimanında yanlışlıkla yere düştüm ve ayağım incindiği için gene stres olup nefesim kesildi o kadar." dedim inandırıcı olmaya çalıştığım sesimle.
"E BTS ile karşılaştım demiştin. Onlar yardım etmedi mi sana ayağında?"
Teyzem neden bu kadar ince ayrıntılı sorular soruyordu canım?!
"Etmek istediler elbette ama ben izin vermedim. Malûm maskeliler diye tanıyamadım ve 7 erkeğin bana yardım edişi biraz rahatsız edici olurdu."
Anladım dercesine kafasını sallayıp şarabından bir yudum aldı ve dudaklarını gold rengi peçeteyle sildi. "Burada olduğun için ben çok mutluyum ama bu hastalık tamamen bittiğinde daha rahat olacağımız da kesin. Sen canını sıkma. Ben hala tedavi varsa diye araştırma yapıyorum."
"Teyze buna gerek yok. Doktorlar tedavi yok dedi. 30 ülkeden fazla doktora sorduk."
"Ama dünyada 30'dan fazla ülke var." dedi ve gülümsedi. "Ben hepsini araştırıp yeğenime hızlı bir çözüm bulmak istiyorum. Umut vermiyorum ama çabalayan insanın yapamayacağı şey yok. Bak mesela ben. Annemler bir işi tutturamazsın diye benimle dalga geçerlerdi. Ailede kendi başına şirketini kurup, buraya kadar gelen tek iş kadınıyım."
Dediği şeyle gülerek, "Haklısın." dedim. Kendisi biraz da egoist bir insandı ama bu egoya sahip olmayı aşırı hak ediyordu. Küçükken dersleri hep kötü olduğu için anneannemler hırslansın diye kışkırtıcı cümleler kuruyormuş ve bence amaçlarına ulaşmışlar da. Ama teyzem hırslandığını kabul etmiyor her şeyi kendim düşünüp yaptım diyordu.
"İş demişken.... Bugün yemekten beri ilk kez BTS'i gördün ya?"
"Evet, noldu?"
Teyzem düşünceli bir hale büründü. "Yemekten sonraki görüştüğümüz bütün zaman diliminde dut yemiş bülbül gibi davrandılar. Namjoon her konuşmamızda özel hayatta olan şeyleri iş hayatına yansıtmamak gerektiğini söylüyor. Kendi aralarında hep gergince konuşuyorlar ama bende korece olduğu için anlayamıyorum ve işe adapte olmaları zaman almaya başladı sanki. Acaba bu işle ilgili bir sorun mu oluştu veya rahatsız oldukları bir durum mu var diye onlara ve Pd-nim'e sordum. Ama cevap basit bir hayırdı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐁𝐨𝐥𝐚𝐡𝐞𝐧𝐤✔✔
FanfictionTAMAMLANDI ✔✔ 《𝑃𝑎𝑟𝑘 𝐽𝑖𝑚𝑖𝑛》 Kırık bir cam gibiydin bana karşı. Her değdiğinde kesikler bırakmak istiyordun... Ancak şunu hep unutmuştun; Yumuşak görünen bedenimin altında yatan dikenler, senin için çıkmaya her zaman hazırdı. Ve ne ünlülüğü...