Bu cümleyi ikinci kez sanırım kitabımda kullanmış olacağım ama...JİMİN'İN BU EDİT VE GERÇEK HALLİ FOTOLARINA BAKIP BİHTER GİBİ ÖLÜYORUM ANLASANA DİYESİ GELEN SADECE BEN OLAMAM!
Yorum
Keyifli Okumalar ♡
Uykumun en güzel yerindeydim.
Yatağım bu soğuk sonbahar gününe inat sımsıcaktı. Ve karnımda hafif hafif hissettiğim adet başlangıcı sancılarını bu sıcaklık manipüle ederken ben, lanet telefonumun arama sesini duyana kadara uykumun en güzel yerindeydim!
Yatağımda ellerimi gezdirip telefonumu aradım ama bulamamıştım.
Sinirle göz bandımı kaldırdım ve komidiminin üstüne baktım. Oradaydı. Ve eğer iki saniye arayla telefonuma ulaşmasaydım titreye titreye komidinin ucundan yere düşecek ve bana kırık ekranla hello diyecekti.
Kim olduğuna bakmadan kabaca, "Kimsin? Ve sabahın köründe neden beni arıyorsun?" dedim.
Kıkırdamama sesinden sonra telefon ardından ki kişi tek solukta konuşmaya başlamıştı. "Mira ben Dong Ho. Kusura bakma uykunu böldüm sanırım ama saat 12 ve biz 1'de buluşma ayarladık diye seni almaya geleceğimi haber vermek için aramıştım. Adresini bilmiyorum da." Hissettiğim rezillik yüzünden yerimde düzelip açıklama yapacakken üstümde ki yorgana takılıp yere kapaklanmıştım.
Sessizce ah'larken dilimin ucuna gelen almanca küfürleri sıralamamak için dudaklarımı ısırıyordum.
"Mira iyi misin? O ses neydi?"
"İyiyim!" dedim nefes nefese kalmış bir halde. "Dong Ho ben çok üzgünüm dün biraz yoğun geçti diye uyanamamışım. Hemen hazırlanıyorum."
"Tamam ama bugün müsiat değilsen...-"
"Hayır hayır, müsaitim! Sorun yok, konum atıp bekliyorum seni." derken bugün onunla buluşacağımı tamamen unutmuş halimle yerden kalkmaya çalışıyordum.
"Görüşürüz o zaman bir saate."
"Görüşürüz!"
Telefonu kapattığımda sesli bir nefes verdim ve telefonu yatağa fırlattım. Ayağıma takılan yorganımla kısa bir savaş yaşadıktan sonra da nihayet banyo yolunda ilerliyordum. Önüme gelen karışık sarı saçlarımı dağınık bir topuz yaptım ve rutin işlerimi halledip çıkacakken aynaya gözlerim takılmıştı.
Yüzümü yıkamama rağmen dün ki makyajım duruyordu, saçlarım einstein bulmacası kadar karışıktı ve ben şu anda bir duşa ihtiyacım olduğunu anlamış bulunuyordum.
Hızla banyodan çıkıp kendime buluşma için uygun kıyafet seçmeye başladım. En sonunda dar ve yüksek bel siyah siyah pantalon ve kahverengi big size yünlü kazak seçmiştim. Ayakkabı olarakta sivri burun, süet siyah bir botum güzel giderdi bu kombine.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐁𝐨𝐥𝐚𝐡𝐞𝐧𝐤✔✔
FanfictionTAMAMLANDI ✔✔ 《𝑃𝑎𝑟𝑘 𝐽𝑖𝑚𝑖𝑛》 Kırık bir cam gibiydin bana karşı. Her değdiğinde kesikler bırakmak istiyordun... Ancak şunu hep unutmuştun; Yumuşak görünen bedenimin altında yatan dikenler, senin için çıkmaya her zaman hazırdı. Ve ne ünlülüğü...