Bu bölüm finalde koyacağım şarkının bir cümlesini barındırıyor. Bulana bir kutu çikolata yollayacağım trendyoldan, tabi adres atarsa. Hadi öptüm djgfjdfdf
(Not;Yazar ciddi.)Yorum
Keyifli Okumalar♡
Jimin'den;
Günlerdir uzaktan Daegu kızını izliyordum.
Bu hafta sadece 4 gün işe geldiği için onu fiziki olarak fazla görme şansım olmamıştı ama rüyalarımda ve aklımda yüzü dolanıp duruyordu. Pişmanlığından dolayı bu hale geleceğimi düşünmemiştim ama beynim iki saniye olsun onu unutmama izin vermemişti.
Ona karşı çok mahçup hissettiğim doğruydu ve Yoongi Hyung'un 5 gün önce bana dediği cümleler kesinlikle zaten bulanık olan aklımı karıştırmaya yetmişti.
Ben Daegu kızından hoşlanmıyordum ki?
Hoşlanma ve aşık olmanın nasıl bir şey olduğunu biliyordum, 2016 yılında yaşamıştım bunu. Ve o gece öptüğüm anı nihayet hatırladığımdan beri onun hakkında hissettiğim şey başka bir şeydi.
Buna ad vermekte zorluk çekiyordum ama Yoongi Hyung haklı olamazdı. Evet, yanlış yapmıştım. Onu ne olursa olsun öpmememliydim ama olan olmuştu bir kere!
Böyle bir şeyi hemen aşka bağlayamazdık -ki o günün öncesine kadar ben Daegu kızını görmek bile istemiyordum.
Ben içimde bir yerlerde Shin Hye'yi bu yalnızlıktan kurtaran kadına hayrandım. Daha yüzünü bile görmesem bile o kadın çoktan aklımda isimsiz bir melek olarak kayıtlıydı. Daegu kızına olan bu karışık düşüncelerim ise kesinlikle ona tensel bir temas gerçekleştirmemden kaynaklanıyordu.
Gene de hala burada kaldığı için rahattım.
Sanki burada olması az da olsa içime şu serpiştiriyordu. Eğer o gün her şeyini toparlayıp sessizce gitseydi biliyordum ki bununla baş etmem daha zor olacaktı. Ve ben, garip bir şekilde herkesin ortasında bu olanları açıkladı diye kızgın hissetmemiştim.
Hak etmiştim ve her gün olduğu gibi bugün de 15 saatlik dansımın sonunda yeniden dans hocamızın bana kötü bakışlarına maruz kalıyordum.
Dansı gene batırdığımın son derece farkındaydım.
"Jimin!" dedi yılmış bir ses tonuyla. "Sen kuğu gibi dans etmenle dünyada ki insanların kalbini feth eden insanken şimdi nasıl böyle kötü dans edebiliyorsun anlamıyorum."
Kenarda ki suyu aldım ve kana kana içtim. Suyun kapağını kapatıp kenara fırlattığımda Seung Hyung'a dönmüştüm.
Ben cezalı olduğum için otomatikmen o da cezalı oluyordu. Her gün birbirimizi 15 saat görmek ona da bık gelmesine sebep olmuştu haliyle. Ve üstüne ben böyle acemi gibi dans edip saçma hatalar yapınca umutsuz, düşük omuzlu haline bakıp hak vermemek elde değildi.
"Kafam dağınık Seung Hyung, üzgünüm. Yarın daha da dikkat ederim."
Şu bir kaç günde dikkatim dağınık olsa bile daha durulu bir hale gelmiştim. Bu yüzden sesim her zaman ki gibi hırçın değil, ılımlı bir şekilde çıkıyordu.
Seung Hyung yaptığım açıklmayala şaşkınca bana baktı. "Neyse tamam, sorun değil. Ama yarın aklının sadece dansta olmasını istiyorum." Onu mırıltılarla onayladım. O da bu itaatkar tavrım ardından şoka kalmış ve tartışmayı tercih etmemişti benimle.
Odadan ikimizde çıktığımızda bana veda etmişti. Arkasından yorgunca el sallayıp eve gitmem yasak olduğu için Jungkook ile ortak olan odama ilerledim. Girdiğimde gördüğüm kapalı ışıkla Jungkook'un çoktan uyuduğunu anlamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐁𝐨𝐥𝐚𝐡𝐞𝐧𝐤✔✔
FanfictionTAMAMLANDI ✔✔ 《𝑃𝑎𝑟𝑘 𝐽𝑖𝑚𝑖𝑛》 Kırık bir cam gibiydin bana karşı. Her değdiğinde kesikler bırakmak istiyordun... Ancak şunu hep unutmuştun; Yumuşak görünen bedenimin altında yatan dikenler, senin için çıkmaya her zaman hazırdı. Ve ne ünlülüğü...