Biraz geç attın çünkü bölümü anca bitirdim.
Yıldızı doldurup başlasak bölüme=)
Yorum
Keyifli Okumalar♡
İki günün ardından taşınma işlemini -bütün eşyaları seçtikten sonra- Justin'in üzerine yıkmış bir halde şirkete geçmiştim.
Kendisi bir kaç taşıyıcı bulacağı için sorun çıkmadan bu akşam artık evimde uyumayı planlıyordum ama umarım Justin taşıyıcı yerine saçma sapan insanlar getirip soyulmamıza sebep olmazdı.
Bu kadar evhamlı olmamı gerektirecek yeterli anılara ev sahipliği yapan beynim bana alarm verip dursa da bu seferlik Justin'e güvenmeyi seçiyordum.
Aslına bakarsak üşeniyordum ev yerleştirmeye. Bu yüzden soyulmayı göze almıştım.
Some zengin problems diyerek homurdanan iç sesimi sırıtıp onayladım. Doğruydu, kaybedecek bir şeyim yoktu. Soyulursak yenisini yeniden babama aldırırdım.
Asansörden çıktığımda koridorda ilerlerken Taehyung ve Hoseok'u görmüştüm. Birbirimize yaklaştığımızda Taehyung'un kucağında olan siyah tüylü şeyin o hep bahsettiğini Yeontan olma ihtimali ile gülümseyip, "Günaydın. Bu minik şey Kim Yeontan mı?" demiştim yanıma varan ikiliye bakıp.
"Günaydın ve evet. Köpeğim Yeontan." diyerek yine her zaman ki enerji saçan gülüşüyle Yeontan'ı bana uzattığında bir süreliğine minik köpeği sevdim.
Yeontan'ın en az babası gibi efsunlu olduğunu benim içime anında sıcaklık yaymasından anlamıştım. Yumuşak, temiz tüyleri ve minik tatlı yüzüyle dilini çıkartıp gülümser gibi bakmasıyla çoktan benim de kalbimi feth etmiş durumdaydı.
Mıncırmak istiyordum!
Ama el kadar köpeğ eziyet etmeye gerek yoktu, bu yüzden on dakika kadar Yeontan'ı sakince(!) sevip Hoseok ve Taehyung'la konuştuktan sonra onlarla vedalaşıp odama geçmiştim.
Eşyalarımı yerleştirmem bitince- bir kaç kişisel şeyler getirmiştim- tam yerime oturup yeniden dosyalara göz atacekken telefonumun çalımasıyla bakışlarım merakla masaya döndü.
Teyzem arıyordu.
Heyecanla telefonu açtığımda selam vermeden ilk cümlem, "İlaç hakkında gelişme mi var teyze?" olmuştu. Aniden aramasını buna bağlamıştım.
Teyzem kadınsı ve güzel kahkahasını ortaya bıraktı. "Bu kadar mı sıkıcı geçiyor günlerin Mira'cım? Sana da merhaba." Görmese bile mahçup bir halde dudaklarımı ısırdım. "Çok mu belli ya? Kusura bakma lütfen." dedim sesim gittikçe kısıldığında.
"Eh, biraz da...işler o kadar mı kötü?" Dediği şeyle oflayıp arkama yaslandım.
"Senin ortaklık açısından işler iyi de.. Teyze ben bu işi yapma konusunda artık emin değilim. 6 ay sabredebileceğimden hele hiç değilim. Ne yapacağım?" dedim dertli sesimle. Jimin'i burada ki işlerim iyiye gittikçe sinir etmeyi planlamıştım ama sıkıntıdan işimin ilk haftasında patlamak üzereydim!
"Mira'cım," dedi teyzem ciddi bir sesle. "sana buradayken söylemedim ama işin ciddiyetini anlaman için söylemem lazım anlaşılan." Kaşlarımı çatıp yerimde düzeldim. "Dinliyorum."
"Ne yazık ki rakip şirketler benim şirketimde ki kazanç ve plan dosyalarının bulunduğu bilgisayarı hackleyip bana zarar vermeye çalıştılar geçtiğimiz yıl. Ve ben büyük bir zararın eşiğinden zor kurtuldum. Bunu sana o zaman ucuz kurtulduğum için söylememiştim ama daha sonra Shi Hyuk beyle bu ortak olma fikri ortaya çıktı ve tabi ki bu birilerinin gene hoşuna gitmedi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐁𝐨𝐥𝐚𝐡𝐞𝐧𝐤✔✔
FanfictionTAMAMLANDI ✔✔ 《𝑃𝑎𝑟𝑘 𝐽𝑖𝑚𝑖𝑛》 Kırık bir cam gibiydin bana karşı. Her değdiğinde kesikler bırakmak istiyordun... Ancak şunu hep unutmuştun; Yumuşak görünen bedenimin altında yatan dikenler, senin için çıkmaya her zaman hazırdı. Ve ne ünlülüğü...