Dicle apar topar tuvalete gitti ve kusmaya başladı. Barış kapıda endişeli bir şekilde Dicle'yi beklerken, balkon kapısından içeri bakan Kıraç'la göz göze geldi. Kıraç bakışmayı uzatmayıp konuşmaya başladı.
Kıraç: Benim burada olduğumu Dicle'ye çaktırma gerilmesin boşuna sen onunla ilgilen ben Dicle toparlanana kadar bekliyorum.
Kıraç'tan bu tepkiyi beklemediği için Barış fazlasıyla şaşırdı ve hemen tuvaletin kapısına geri yöneldi. İçeriden gelen öğürme ve sifon seslerinin yerini iç çekmeler alınca Barış vakit kaybetmeden içeri girdi. Dicle'yi bembeyaz bir eli yerde bir eli klozette yere oturmuş bir halde görünce endişeyle kalkmasına yardım etti. Dicle'nin konuşmaya mecali olmadığını fark ettiği için o da sorular sormuyor tamam, peki gibi kısa ve net ifadeler kullanıyordu. Dicle'nin yavaşça yanına eğilip elini beline atıp kalkmasına destek oldu. Dicle Barış'ın elinden destek alarak yavaşça kendini koltuğa bıraktı. Dicle'yi oturtuktan sonra Barış aceleyle mutfaktan bir bardak su getirdi. Dicle'nin ellerinin titrediğini fark edince yere eğilip ve bardağı Dicle'nin eline vermektense yavaşça ona içirdi. Dicle yavaş yavaş kendine gelmeye başladığı sırada Barış dayanamayarak Dicle'ye sarıldı.
Barış: Daha iyi misin sevgilim ?
Dicle nefes nefese cevap verdi.
Dicle: Anlamadım ne olduğunu, merak etme iyiyim.
Barış: Merak ederim, ya bir şey olsaydı. Sabahtan beri çok kötüsün farkındayım benden saklamana gerek yok sevgilim.
Dicle: Meraklanmanı istemiyorum zaten bir sürü şeyle uğraşıyorsun bir de bende aklının kalmasını istemedim. Sana birazcık sarılayım kendime gelirim.
Barış Dicle'nin bu sözünden sonra Dicle'ye daha sıkı sarıldı. Bir süre birbirlerinin kokularını içlerine çektikten sonra Dicle yavaşça ayrıldı.
Dicle: Yatalım mı Barış ben çok yoruldum.
Barış: Yatalım tabi sen bekle ben kapıyı kilitleyeyim abimlerin anahtarı var zaten.
Dicle Barış'ı dinlemedi ve kendi kendine kalkmaya çalıştı. Ani hareketler yaptığı için başı döndü ve sehpaya yaslanıp destek alırken sehpanın üstündeki bardağı devirdi.
Barış: Dicle iyi misin dikkat et.
Dicle'nin yavaşça gözleri karardı ve kendini Barış'ın kollarına bıraktı. Barış bir süre sevgilisinin donuk bedenine öylece baktı. Onu ilk defa bu kadar savunmasız görüyordu. Kıraç'ın bağrışmalarıyla kendine geldi.
Kıraç: Ne duruyorsun hastaneye gidelim.
Barış'ın boş bakışları devam edince. Kıraç yanına daha da yaklaşıp devam etti.
Kıraç: Kendine gel Barış !
Kıraç bir yandan bağırıyor bi yandan parmak şıklatıyordu. Barış sonunda kendine gelmişti. Kıraç'a cevap vermeden Dicle'yi kucakladı. Kıraç'a cevap vermeye çalışsa da stresten sesinin büyük çoğunluğunun gittiğini hissetmesi zor olmamıştı. Kıraç mutfak tezgahının üstündeki araba anahtarını kapıp kapıyı açtı. Barış'ın hali hiç iyi gözükmüyordu. Bu halde araba kullanamayacağına adı kadar emindi. Barış Dicle'yle arka koltuğa yerleşmiş, Kıraç'sa çoktan arabayı sürmeye başlamıştı. Kıraç yolda ajansı arayıp haber vermişti. Oradan gerekli herkese bilgi akışının sağlanacağını biliyordu. Emrah'tan Meral'e, Meral'den Aydın'a, Aydın'dan...
Çok geçmeden hastaneye varmışlardı. Barış Dicle'yi kucaklayıp kapıdaki sedyelerden birine bırakmıştı. Dicle ise yavaş yavaş kendine gelmeye başlamış, Barış'ın ismini sayıklıyordu. Doktorların izin verdiği kadar Barış ve Kıraç Dicle'yle ilerledikten sonra Dicle'nin alındığı odanın önümdeki banka oturdular. Ajanstakilerin, Meral'in ve Aydın'ların gelmesi çok sürmemişti. Barış ve Kıraç'ın o halini gören biri Dicle'nin hayati tehlikesi olduğunu düşünebilirdi. Herkes sessizce Barış'tan veya Kıraç'tan bir hamle beklerken doktordan gelen hamle ile herkes irkildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DicBar Senaryolar
RomanceDicBar yaşanmamış sahneleri yaşatıyorum ( her bölüm yeni senaryo) ✨🤍