Git...

1.1K 32 52
                                    

Dicle'nin Ceyda Hanım'la konuşmasını bölen telefonun sesi olmuştu.

Ceyda: Hadi tatlım sen aç. Dediklerimi de bir düşün.

Ceyda gittikten sonra telefonun bir kere daha çalmasıyla Dicle kendine geldi. Arayan Barış'tı. Yanına gideceği tamamen aklından çıkmıştı. Ama şuan onunla görüşmeye hazır değildi. Telefonu açtı ve çok soğuk bir sesle.

Dicle: Barış ben bugün gelemiyorum babamla ilgilenmem lazım.

Barış: Sevgilim ama gelecektin. Bak bir şey oldu bana söylemiyorsun değil mi ? Hadi gel anlat.

Dicle: Barış her şey seninle ilgili değil tamam mı. Ayrıca ben neden senden bir şey saklayayım ? Yok bir şey görüşürüz.

Dicle Barış'ın cevabını dinlemeden telefonu kapattı. Barış bir şeylerin ters gittiğini anladı ve Meral'i aradı.

Meral: Barış ?

Barış: Selam Meral, Kıraç nasıl ? Bir sorun var mı ?

Meral: Yoo, gayet iyi neden sordun ?

Barış: Hiç öylesinse, sağ ol Meral görüşürüz.

Bu sefer cevabı beklemeden kapatan Barış olmuştu. Dicle'nin söyledikleri Barış'ın aklını kurcalıyordu. Her şey gerçekten onunla ilgili değil miydi ? Onun için her şey Dicle'yle mi ilgiliydi ? Peki konuşmak için birbirleri ile ilgili mi olması gerekiyordu illaki ? Bugüne kadar Dicle hep ona babasını anlatmamış mıydı ? Barış gerçekten anlamıyordu Dicle'nin dediklerini.

Dicle uzun süre sahilde dolaştı. Temiz havayı içine çekip en doğru kararı vermek istedi. Ama ortada verilecek bir karar yoktu. Ceyda Hanım her şeyi planlamıştı. Ne yapabilirdi ki Dicle bu saatten sonra ? Uzun yürüyüşünün sonunda eve döndü ve sıcak yatağına girdi.

Günlerce Barış'ı aramadı, telefonlarına ve mesajlarına da cevap vermedi. Barış artık sinirlenmeye başlıyordu. Her sorun çıktığında Dicle böyle mi yapacaktı ? Konuşarak anlaşmaları gerekmiyor muydu ? Daha fazla üstüne gitmek istemedi. Eninde sonunda neler döndüğünü öğrenirdi.

Birkaç saat sonra Feris Barış'ı arayıp ajansa çağırdı. Dicle de orada olacak mıydı ? Yoksa Barış'ın geleceğini bildiği için kaçacak mıydı yine ?

Çınar: Minik serçe, nasılsınız ?

Sezen Aksu: İyiyim canım. Yeni albüm neredeyse bitti bir ajansa geleyim bakalım ne dersin, müsait misin ?

Çınar: Tabii ki tabii ki siz gelirsiniz de ben müsait olmam mı ? Bekliyorum.

Barış toparlanıp ajansa geçti. Asistan odasına uzaktan bir baktı, Dicle masasında değildi ama eşyaları ordaydı. Feris'i daha fazla bekletmeden odaya geçti. Barış'ın arkasından Sezen Aksu'da ajansa girip toplantı odasına geçti.

Feris: Barışçığım hoş geldin gel otur şöyle hayatım.

Barış: Hoş buldum Feris.

Feris: Tatlım Zor Yıllar için çok tebrik ederim. Dicle'de sende çok uğraştınız, çok istediniz bu işi ve oldu. Umarım senin için de çok güzel olur. Şimdi biraz projeyle ilgili konuşmamız gerekiyor. Filmi yurt dışında, mesela Belgrad'da çekmeye nasıl bakarsın hayatım ?

Barış: Nereden çıktı şimdi bu Feris ?

Feris: Hayatım şöyle ki filmin proje aşamasında filmin Belgrad'da çekilmesi isteniyormuş sonra sponsor bulamayıp İstanbul'da çekmeye karar vermişler. Ama şimdi sponsor bulundu ve film Belgrad'da çekilecek.

DicBar SenaryolarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin