Barış anahtarı kaptığı gibi üstündeki pijamaları umursamadan arabaya atladı. Dicle de peşinden tabii. İster istemez ortam biraz gergindi. Barış gergin havayı biraz olsun dağıtmak için hemen radyoyu açtı.
Bir yol var ama her yerde tuzak
Bir yol daha var, dönmek de yasak
Deryaya yakın, dünyadan uzak
Deryaya yakın, dünyadan uzakGel vazgeçelim hiç zorlamadan
Sen aklı selim, ben yorgun adam
Bir yer bulalım, dünyadan uzak
Bir yer bulalım, dünyadan uzakYine gözümüz yükseklerde
Hayat geçiyor perde perde
Doydum artık bana müsaade
Bir yer bulalım, dünyadan uzakYine gözümüz yükseklerde
Hayat geçiyor perde perde
Doydum artık bana müsaade
Bir yer bulalım, dünyadan uzakBir yol var ama her yerde tuzak
Bir yol daha var, dönmek de yasak
Deryaya yakın, dünyadan uzak
Deryaya yakın, dünyadan uzakYine gözümüz yükseklerde
Hayat geçiyor perde perde
Doydum artık bana müsaade
Bir yer bulalım, dünyadan uzakYapamadığım birçok şey var
Hem tatminsizim, hem günahkar
Sen beni bu şehirden kurtar
Bir yer bulalım, dünyadan uzakYine gözümüz yükseklerde
Hayat geçiyor perde perde
Doydum artık bana müsaade
Bir yer bulalım, dünyadan uzak
Bir yer bulalım, dünyadan uzakŞarkı bittiğinde Gümüşdere civarlarında bir pazar yerine gelmişlerdi. Dicle etrafına bakınırken Barış'ın telefonunu arabaya bindiklerinden beri hiç açmadığını fark etti. Konuma göre gelmemişlerdi. Nereye gelmişlerdi o zaman ? Dicle tam başını camdan ayırıp Barış'a çevirmişti ki Barış'ın bakışlarının el freninde olduğunu gördü. Ne yani hedefe ulaşmışlar mıydı ? Burası kesinlikle dağ evine benzemiyordu. Barış arabanın durduğuna emin olunca gülen gözlerle Dicle'ye döndü. Dicle hala hiçbir şeyin farkında değildi.
Barış: Hadi kısa bir işimiz var burada sonra devam edeceğiz. Merak etme koskoca bir günü pazarda geçirmeyeceğiz tabii ki.
Dicle: Niye geldik o zaman ?
Barış: Soru sormayı bırakır mısın sevgilim ?
Dicle: Peki.
Barış: Heh şöyle ! Sen bana güvensene.
Barış Dicle'nin elini tuttuğu gibi ilk gördüğü giyim standına götürdü. Tezgahtan bir şapka alıp kafasına geçirdi. Dicle onun bu haline gülerken Barış 3-5 parça günlük giysiyi ve başındaki şapkayı kolunun altına sıkıştırmış, tezgahtarla pazarlık yapıyordu.
Barış: Abi yap bir güzellik ve hadi 20'ye kapayalım bu hesabı.
Tezgahtar: Oğlum onlardan biri 20 lira ediyor zaten.
Barış: Tamam 30 o zaman. Bak mahcup oluyorum amcacım şu güzel kıza.
Tezgahtar: Te allahım. Abiden amcaya terfi ettik şimdi de. Maşallah kızım çok güzel gerçekten ama olmaz oğlum toplam 70 lira ediyor. Kuruşu kuruşuna isterim.
Barış: Abi tabi yaa. Amca ağzımdan kaçtı kusura bakma. Hadi o zaman 40 da anlaşalım.
Tezgahtar: Delikanlı senin derdin ne ? Üstündekilerin bir tanesi 100 liradan aşağı değildir. Ver işte paramı. Ne bu inat ? Bana mı çattın ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DicBar Senaryolar
RomanceDicBar yaşanmamış sahneleri yaşatıyorum ( her bölüm yeni senaryo) ✨🤍