Mira-Hale Paralel

720 37 29
                                    

Medcezir'in net en iyi sahnesiydi ( böyle dedim ya kesin yazdıktan sonra hay kafama şu daha iyiydi dicem ama yine de yazıyorum kdkck) Bu sahneyi bir Dicle'yle Beren'e de yazmak istedim çünkü esas kızın başının beladan kurtulduğu bir türk dizisi olamaz kflcld.

Tekler partisinin sonuna yaklaşılıyordu, artık Beren'in harekete geçmesinin tam zamanıydı, hemen projeksiyon cihazının yanına gitti ama yanında bir görevlinin olduğunu görünce şansını denemeden vazgeçti. Bu kadar magazincinin arasında görevli Beren'in yaptığını söyleseydi hiç hoş olmazdı. Planlarının suya düşmesi onu daha da sinirlendirmişti. Elinden bir kaza çıkmadan partiden çıkmak istedi. Seda'nın yanına gidip o görevli orda durdukça hiç bir şey yapamayacağını, eve döneceğini söyledi. Tam çıkarken, o da ne ? Dicle ve Barış resmen babasının yanında cilveleşiyorlardı ! Beren için bardağı taşıran son damla olmuştu bu. Hemen Dicle'nin yanına gitti ve omuz atıp Barış'a tutunan elini ayırdı.

Beren: Pardon, Dicle benimle bir gelebilir misin ? Seninle konuşmak istediğim bir şey var.

Beren'bunu oldukça sakin bir ses tonuyla söylemişti. Onun bu sakin hali Dicle'yi korkutsa da gözlerinin dolu olduğunu görünce 'olur' demiş bulundu. Barış'a gözleriyle 'birazdan geliyorum' dedikten sonra Beren'le dışarıya çıktılar. Ama Barış Beren'in dolu gözlerinin ardındaki deli bakışları görmüş ve endişelenmişti. Kızların peşinden o da dışarıya çıktı.

Beren: Burası hala çok kalabalık arabaya gel şu yakınlarda bir mekan vardı oraya gidelim.

Dicle: Peki.

Arabaya bindikleri gibi Beren son sürat delicesine sürmeye başlamıştı. Kemerini bile takamadan arabanın hızlanmasıyla Dicle'nin narin bedeni bir ileri bir geri hareket etmeye başlamıştı.

Dicle: Beren napıyorsun delirdin mi !

Beren: Delirdim Dicle delirdim ! Ya üç gün öncesine kadar benim olduğum yerde şimdi sen varsın. Babamla Barış'ın ortasına geçmişsin ya !

Dicle: Beren saçmalamayı kes. Durdur şu arabayı ve derdin neyse sakince anlat bir şey olacak şimdi !

Beren: Olsun Dicle olsun. Babamla Barış'ı ben hak etmiyorsam sen hiç etmiyorsun. Benim değillerse senin de olmayacaklar.

Dicle Beren'in gözünün nasıl döndüğünü anlamıştı ve gerçekten başlarına bir şey gelmesinden delicesine korkuyordu. Hemen telefonu çıkardı cebinden. Zaten delicesine çalıyordu. Barış Beren'in mekandan nasıl ayrıldığını görmüş arabasına atlayıp peşlerine doğru yola çıkmıştı. Vale sorumlusu ise bir şeylerin ters gittiğini anlamış, Feris'e haber vermişti. Feris, Kıraç, Peride ve Çınar da Barış'ın peşinden ilerlemişlerdi.

Dicle hemen telefonu açtı ve Beren'in çığlıkları arasında Barış'la konuşmaya çalıştı.

Dicle: Barış, Barış yardım et ! Beren kendinde değil, ne yaptığını bilmiyor delirmiş gibi ! Çok korkuyorum gel lütfen.

Barış: Sakin ol, sakin ol ben hemen arkanızdayım sana bir şey olmasına izin vermem.

Beren: Kapa şu telefonu ! Söyleyeceklerim bitmedi.

Dicle: Ta-tamam kapıyorum kapıyorum.

Dicle hemen telefonu kapattı. Dicle'nin telefonu kapatmasıyla Beren'in çekiştirerek Dicle'den alması bir olmuştu.

Beren: Aaa ! Az kalsın unutuyordum. İnsanlar senin kim olduğunu öğrenmeden hiçbir yere gitmiyoruz. 

Beren Dicle'nin telefonundan hemen Kıraç'ı aradı.

DicBar SenaryolarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin