Hasret~Kavuşma (2)

916 38 72
                                    

Dicle ajansa döneli üç ay olmuş ve artık Barış'tan başka hiçbir şeye konsantre olamaz hale gelmişti. Ajansta, evde, arabada... Her bir köşede onu görüyor, onunla olan anılarını hatırlayıp anılara dalıyordu. Dicle'nin günbegün enerjisi azalırken, dalıp gitmeleri de bir o kadar artıyordu. Ayakta durmak, işine konsantre olmak içinse Barış'la kavuştuğunda yaşayacağı mutluluğu düşünüyordu. Barış'sa Dicle'den farklı olmamakla birlikte Dicle kadar gerçek hayattan kopmamıştı. Her şeyin daha farkındaydı. Her gün sete ful konsantre ve tam ezber gidiyordu, çünkü biliyordu ki ne kadar çok çalışırsa o kadar çabuk kavuşacaktı sevdiğine. Son üç ay hiç ara vermeden çalışmış ve neredeyse çekimlerini tamamlamıştı. Bu sayede planlanandan 2 hafta önce dönebilecekti. Her şey o kadar spontane gelişmişti ki ne Feris'in ne Dicle'nin haberi olmuştu bu durumdan. Barış'ın yokluğundan yararlanarak Kıraç Dicle'yle arasındaki buzları eritmişti. Kıraç'ın Dicle'ye olan iyi tavırlarını gören Beren'se bu duruma daha fazla dayanamayıp annesinin yanına gitmişti. Her ne kadar kimse fark etmese de, Beren iyi değildi. Hem Kıraç'ın hem Barış'ın hem de ajanstakilerin gözdesi olmuştu birden Dicle, sevdiği herkes bir başkasını severken nasıl sakin kalabilirdi ki. Annesinin ona iyi geleceğini umarak gitmişti yanına. Öyle de olmuştu. Anne kız çok güzel zaman geçirmişlerdi, sosyal medyadan, magazincilerden, erkeklerden, Dicle'den uzakta. Emir'in Amerika'daki projesi bitmiş ve İstanbul'a dönmüştü. Herkesin hayatı 3 ay boyunca o güne kadar neredeyse aynı tempoda ilerlemişti.

Burak: Barış, bir bakar mısın !

Barış: Tabi hocam.

Burak: Barış senaryo revize edildi. Çekmemiz gereken bir iki sahne var onları da çekince burada ki işimiz bitiyor. Ben diyorum ki hepsini bugün çekelim yarın öbürsü gün de geri döneriz ne dersin.

Barış: Çok iyi olur hocam. Ben bu akşamdan giderim sahneler biter bitmez.

Burak: Peki sen bilirsin, o zaman bir an önce başlayalım.

Barış, asistanı Gonca'yı evine, bavulunu toplamaya gönderdi ve hemen çekimlere başladı. Akşam sonunda Dicle'ye kavuşacağı için çok mutluydu.

——————————

Feris: Dicle !

Dicle: Geliyorum Feris Hanım.

Feris: Dicle akşam Çınar'ın doğum günü, tekler partisi organizasyonu yaptığımız yere gidilecek her şeyi ayarla bu iş sende. Emrah'la Gülin'e de söyle akşama hazılansınlar ama Çınar'a söylemesinler. Anlaşıldı mı ?

Dicle: Tabi Feris Hanım.

Feris: Ha bu arada akşama böyle gelme, üstüne başına düzgün bir şeyler giy, şık ol.

Dicle: Peki Feris Hanım.

Dicle tam odadan çıkarken Emir gelmişti.

Feris: Emir ! Doğru mu görüyorum ?

Emir: Evet, geri döndüm.

Feris: Gel buraya.

Dicle: Hoş geldin Emir.

Emir: Hoş buldum.

Emir, Dicle'ye de Feris'e de sıkı sıkı sarıldı.

Emir: Dicle sen iyi misin ? Hasta falan mısın ?

Feris: Yok hayatım yok. Neyse bırak şimdi Dicle'yi işleri var onun, gel otur şöyle konuşalım biraz ya özledik seni.

Dicle: Ben çıkıyorum Feris Hanım bir ihtiyaç olursa terastayım.

DicBar SenaryolarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin