Küslük~Röportaj (4)

1K 30 26
                                    

Kapının yavaşça açılmasıyla herkes dikkat kesilmişti. Gelen Aydın'dı. Hemen söze girdi.

Aydın: Vallahi brocum kızmayacaksan ben planları anlatayım.

Barış bunu beklemiyordu. Ama Dicle'nin tepkisini ölçmek için iyi olabilirdi. Sonuçta planları açıklayan o değil Aydın olacaktı. Aydın'a olumlu anlamda kafasını salladı. Aydın daha fazla vakit kaybetmeden söze girdi

Aydın: Tamam ses kaydını açayım o zaman bir gün ihtiyacım olur diye kayda almıştım. Tedbirli gidiyoruz ;)

" Aydın: Ben senin hayatının aşkıyla dalga geçiyor muyum hiç ? Ya da ilk aşkınla ? Ya Dicle hakkında ağzımdan tek kelime ettiğimi duydun mu sen benim. He yalan mı ? Daha önce aşık oldun da biz mi bilmiyoruz yani.

Barış: Yok olmadım doğru. Yalan değil ama eksik. Bak ilk aşkım, hayatımın aşkı ve son aşkım bee.

Aydın: Tövbe tövbe. Ne biçim konuşuyorsun yaa Allah korusun.

Barış: O yüzden demedim yaa. Başka bir şey için dedim aklımda başka bir şey var.

Aydın: Yine kendi kendine başladın ha konuşmaya. Yok öyle değil de, yok böyle değil de, yok son da böyle bir son değil de. Ne o zaman oğlum anlat biz de bilelim ya ?

Barış: Haaahh, var bir hayalimiz

Aydın: Yok canım, neymiş bu hayal anlat biz de bilelim. "

Dicle duyduklarından sonra şok olmuştu. Babasıyla karşılaşmalarından, onun ne kadar kötü, köpek balığı gibi bir adam olduğunu gördükten sonra gelecekle ilgili hayal kurmayı bırakmıştı Dicle. Çünkü o hep babasını hayalinde yaşatmış ve bir gün onunla bir aile olacağı günleri beklemişti ama bu günler hiç gelmedi. Dicle o zamandan beri hayal kurmayı bırakmıştı. Çünkü hayaller onu o kadar yükseğe çıkarıyordu ki düştüğünde canı çok acıyordu. Ama bu sefer öyle değildi. Üstelik eski evdeki geceyi düşününce hayal kurmaya korkmuyordu. Ece'nin sesiyle Dicle düşünceleri bir kenara bırakıp dikkat kesildi. Onun da ne düşündüğünü merak ediyordu.

Ece: Hiç beklemiyordum böyle bir şey gerçekten, demek ilk aşkın, hayatının aşkı vee son aşkın. Gerçekten çok imrendim ilişkinize. Dicle'cim senin bu konuyla ilgili söylemek istediğin bir şey var mı anladığım kadarıyla beraber konuşmamışsınız bu konuyu ama belki sende Barış gibi kendin düşünmüşsündür bir şeyler.

Dicle aslında daha önce hiç düşünmemişti ama sanki tam o an aklına bir sürü fikir gelmişti gelecekle ilgili. Ayrıca Barış'la hiç konuşmamışlardı belki ama onlar konuşmadan anlaşıyorlardı, bu konuyu da belki sessiz bir şekilde konuşmuşlardı eski evde. Bu konuşmak sayılır mıydı ? Peki ya Barış'ın vurulduğu akşam Delibal filminin tam evlenme teklifi sahnesinde göz göze gelmeleri ne anlama geliyordu ? Ece'yi daha fazla bekletmeden söze girdi, kelimeler ağzından değil sanki kalbin çıkıyordu tek tek, ilk defa mantığını kullanmadan hissettiklerini söylüyordu.

Dicle: Ben çocukken çok hayal kurardım, geçmişle ilgili, bugünle ilgili ve en çok da gelecekle ilgili. Ama büyüdükçe gördüm ki hayaller bizi en yükseğe, en tepeye çıkarıyor gerçekleşmedikleri zamanlarsa yere çok sert çakılıyorsun. Ben çakılmaktan yorulduğum gün hayal kurmayı bıraktım çünkü her hayalin sonunda yere çakılacağıma emindim. Senin sorularına gelecek olursak, hayır biz hiç bu konuyu konuşmadık Barış'la. Ama dedim ya biz konuşmadan da anlaşabiliyoruz. Öyle anlar yaşadık ki bakışlarımızla birbirimize çok şey anlattık. İkinci sorunun cevabıysa, evet bende kendi kendime düşündüm bazen, çünkü söz konusu Barış olunca hayal kurmaktan korkmuyorum ve yere çakılacağıma, canımın acıyacağına inanmıyorum. Barış, o gün o filmi izlerken göz göze gelmemiz tesadüf değildi ya da bir anda olan bir şey değildi o anın ikimizde öyle olmasını istedik. Birbirimize söylemedik belki ama sen bana çok şey anlattın. Ben de, bu aşkın bütününü göze alıyorum.

DicBar SenaryolarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin