Yanlış Bir Şeyler Dönüyor /Texting✓

61

Selam Papatyalarım 🌼💜

|Dudaklarında var mıdır huzur?|

"Sorunlu, Trabzon'a gidelim mi?"

Ne? Ne alaka?

"Ne demek 'Trabzon'a gidelim mi?' Dönemin ortasında nereden çıktı bu?" diye sordum.

"Şimdi şöyle ki; kuzenimin düğünü var normalde annemler gidecekti ama ablam doğum yaptığı için Asel'in kırkı çıkana kadar annem ablamı yalnız bırakamazmış. E aileden biri gitmeli, okul dönemi olduğu için babam da gidemiyor yani gitmek bana kaldı. Annem de dedi ki 'Belinay kızımı da al beraber gidin hem de Trabzon'u gezdirirsin' onu sormak için aramış" dedi ve uzun bir cümle kurduğu için derin bir nefes aldı.

"Burak bu kadar uzun açıklamaya gerek var mıydı ya? Sen konuşurken ben nefessiz kaldım"

"Cidden neden bu kadar uzun konuştum acaba? Neyse gidelim mi Trabzon'a?" diye sordu. Sanki karşımda ufak bir çocuk vardı ve istediğini yaptırmak için masum masum bakıyordu.

"Hiç tanımadığım bir ortama girmek beni biraz geriyor, kalma durumu falan daha çok geriyor"

"Babaannemlere gideceğiz ama eğer rahat edemezsen akşam bir otelde kalırız, 3 günlük gideceğiz"

"Beni tanıyorlar mı?"

"Yani lafın geçiyor hatta annem demiş ki 'Efe müstakbel gelinimle katılacak düğüne' yani seni bekliyorlar"

"Ne? Müstakbel gelini mi? Yok canım gelini değildir gelini olsa duramayız" dememle gülmüştü.

"Gülme ya. Daha ortada hiçbir şey yokken ailenle tanışmak geriyor beni"

"Güzel vakit geçiririz, Trabzon'u gezeriz" dedi. Gözlerime 'lütfen gidelim' der gibi bakıyordu.

"Ne zaman yola çıkacağız?"

"Yarın Eskişehir'den Salih gelecek, o da bizimle gelecek. Trabzon buradan yaklaşık 16 saat sürüyor, bizim akşama doğru 4-5 gibi çıkmamız lazım ki sabah 7-8 gibi Trabzon'da olalım"

"16 saat mi? 16 saat yol mu çekilir? Sen 16 saat araba mı kullanacaksın?" diye sordum şaşkınlıkla.

"Salih'in de ehliyeti var. Birimiz sürerken birimiz dinlenir, o halledilir sıkıntı yok. Gelecek misin sen?"

Kararsızdım.

"Gidelim o zaman" kelimeleri döküldü ağzımdan.

İki saniye düşündüm ama düşünmez olaydım kararımı değiştirmem için bir sürü sebep bulmuştum.

"Burak vazgeçtim"

"Ne demek vazgeçtim?"

"Bak şimdi düğün diyorsun giyecek kıyafet sorunu var. Hiç tanımadığım birinin düğününe gidiyorum ne giyilir?"

"Tek sorun kıyafet olsun be Sorunlu"

"Ya ciddiyim ben giyecek bir şeyim yok"

"Belinay sen pantolon tişört giyip gitsen bile düğünün en güzeli olursun, benim için"

"Sallama Burak. Ben ciddiyim dolabımın derinliklerinde kıyafet aramalıyım hatta geliyorsun ve beraber bakıyoruz" diyip oturduğumuz yerden elinden tutarak kaldırdım ve odama doğru yürümeye başladım.

"Evine attığın yetmiyormuş gibi şimdi de odana mı atacaksın beni?" diye sordu gülerek.

"Eğer biraz daha bir şeyler ima edersen seni direkt evden atacağım sevgilim" dedim.