43.Bölüm Güven

250 16 5
                                    

- NASIL SAKLARSIN CENK!!! KARDEŞİM DEDİM LAN BEN SANA... ANNEN YAPTIKLARINI SAKLADIN BENDEN!!!



Cenk


 Gerçekten bugünüm daha berbat geçemezdi. Nedimin gerçekleri öğrenmesini bekliyordum, ama bu kadar çabuk değil, böyle değil. Nerden öğrendiği anlamakta zor değil. Cerenin gözlerini benden kaçırmasından anladım söylediğini. Kızamıyorum ona, nasıl kızabilirim ki, annemin yaptıkları orta da. Bir kaç kez hastane konusunu açtığımda felaketle sonuçlandı. Bağırdı çağırdı, odayı bir birine kattı. 

Babamla konuşmayı denedim, o da olmadı. Sanki yer yüzünde annem hiç var olmamış gibi, varlığını yok sayıyor, İki derede bir arada kaldım. Ne yapacağımı şaşırdım, kimseyi kırmadan bu meseleyi nasıl çözecem hiç bir fikrim yok. Sonuç beklediğim gibi gelişmedi. Yapabileceğim tek şey kaldı, o da annemi cerenden uzak tutmak. Onu isteği dışında hastaneye götüremem, olmaz dayanamaz oralarda. Onu orda bırakmaya gönlüm elvermez, ne olursa olsun ne yaparsa o benim annem. 

Nedimin öfkeli bakışlarını görmemle duraksadım. Bana kızacağını biliyordum ama düşmanca bakışlarını görmek içime dokundu.  Annem suçlu bunu asla inkar etmiyorum. Yine de kardeşim dediğim adamın aşağılayıcı tavrı ağır geldi. Tek kelime dahi etmeden, arkasına  dönüp gidişini izlerken. Yediğim yumruğun etkisiyle yerde oturuyordum. Başımı öne eğip tekrar tekrar düşündüm. Kendi iç sesimi sorguladım. Nerde yanlış ypıyorum?

- Cenk... özür dilerim.

Cerenin sesini duyana kadar yalnız olduğumu düşünmüştüm. Başımı kaldırıp mahcup bir halde parmaklarıyla oynayan kıza baktım. Olanlardan kendini suçluyor, utangaç bakışlılarından anladım. Onun üzülmesini istemiyorum. Ona kızamıyorum, keşke Nedime söylemeden önce, gelip beni uyarmaması üzdü beni. Asıl düşüncelerimi ona belli etmedim. Yüzümde sahte tebessümle geçiştirdim olayı.

- Boş ver, olan oldu. Açıktım, sende aç mısın? 

 Şaşkınlığı gözlerinden okunuyordu. Ona kızmamı bekliyordu sanırım. Rüzgarda uçuşan saçları güzel yüzünü sarıyor. Güzel ilmek ilmek işlenmiş Rönesans tablosu gibi, kusursuz görünüyor. Bir o kadar da ulaşılmaz. Düşüncelerimin gittiği yerden korktum, silkelenip başımı  başka yöne çevirdim. 

Cemrenin bana bakışlarını yakaladım.  Cemre, o da ayrı bir hikaye... Ona her baktığım da, canını yakma isteği uyanıyor içim de, elimde değil. Başına buyruk hareketler, o  '' Her şeyin en iyisini ben bilirim'' diyen hava da burnunu yere sürtmek istiyorum. 


..........


Nedim


Amcam nerde ?

Çalışma odasına baktım yok, şirkete gitti sanırım. Cenk'e de fazla yüklendim sanırım. Elimde değil, nasıl saklar bunu benden. Lafa gelince kardeşiz demesini bliyor, arkamdan çevrmediği dümen kalmamı. Amcamı da unutmamak lazım tabi. Bir de Şenis'le yüzleşelim. Neymiş, derdi deli kadının, açık açık söylesin yüzüme. 

Odasına giden koridora yöneldim, uzun koridoru tek süsleyen şey, sol tarafımda altın çerçeveli ayna. Aynanın önünde bir an durup kendime baktım. Gördüğüm adamı bir an tanıyamadım. Bu adam bana yabancı değil. En son annemi kaybettiğim de görmüştüm sert bakışları.

Şuan hissettiğim tek duygu öfke, öfke iyidir. Kanınınız damarlarınızda hızlanır. Çocukluğumdan beri tek yoldaşım öfkem oldu. Çoğu insan sevmez bu duyguyu onlara zarar verdiğini düşünür. Oysa benim öfkem pusulamdır. Beni hep doğru yere, doğru kapılara götürür. Babam öğretti bana bu duyguyu, elime ilk silah alışım. İlk cinayetim, ilk kan görüşüm. Haddimden fazla paralar kazanmam. Bunların tek mimarisi babam. Ona ne kadar kızsam da, beni ben yaptığı için diğer yandan da teşekkür borçluyum. 

Bu Geceyi Unutma (Ara Verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin