Ceren
Çocuk gibi yüzünü asıp yanımdan giderken söylenmesi yok mu? Fitil etti beni...
- İnsan da akıl mı bıraktın.
Gözlerimi devirdim haliyle. Sanırsın adamın kafasına silah dayadım evlenme teklif et bana çabuk diye. Sahi ya.. Etti ya..
E ben napacam peki, of ya.. İki değnek iki neydi tam o duruma düştüm. İçim bas bas evet desene diye bağırırken, mantığım buralar mantığımı da sevmiyorum. '' Ablanın aşık olduğu adamla mı evleneceksin kendine gel?
Ama ben de seviyorum Nedime, şimdi korkmadan kendi kendime itiraf edebiliyorum. Bu beni kötü biri mi yapar gerçekten. Evet demem de doğru değil, yani yapamam hem zaten bay öküzün de beni sevdiği yok zaten, ha o ha sen fark etmezsin nedir ya?
Neyse ya, olmaz bu iş, ne kadar kavga etsek de, bir birimizi kırsak da, nihayetinde aynı kanı taşıyorsun. Silip atmak ne mümkün, geçinmek için illa bir ortak yol bulacan.
........
Cemre
Annem nerede acaba? Sorduğum sorunun saçmalığına bakın, tabii ki mutfak tadır. Mutfağa yaklaştıkça burnuma dolan yanık kokusu midemi bulandırdı, burnumu tutup mutfağa girdiğimde, ocakta ağzı kapalı kırmızı tencere gördüm.
Annem de mutfağın bir köşesine oturmuş patlıcan soyuyo, hiç sevmem. Yüzümü buruşturup geldiği anlaması için iğneleyici bir sesle.
- Fakirdik patlıcan yapardın, şimdi zengin evindeyiz hala patlıcan yapıyorsun anne. Keşke tavuk olsa. Ay evet kızarmış tavuk yapalım mı akşama nolur.
Annem heyecanı mı görünce gülümsedi. Seviyorum bu kadını ya, arada kızdırıp tepemi artırıyor ama olsun yeri bambaşka bende. Elindeki patlıcanı masanın üstüne bırakıp, cebine attırdı elini heral de para çıkaracak.
Bende kırmızı tencerenin içine baktım. Bir yandan da tezgahta duran kırmızı elmayı alıp ağzıma götürdüm, bir ısırarak alıp tencerenin içine baktığımda ne olduğunu görünce yüzüm de tiksindi ifadesiyle, un helvasına baktım.
Ben diyorum bu berbat kokuyu nereden tanıyorum. Hayatta yemem, annem parayı çıkarıp bana uzattı, elmamdan bir ısırık daha alıp, bir anneme birde uzattığı paraya bakıp, ağzım dolu olduğu halde kaşlarım çatık.
- Neeee!!! Napacam ben bunu?
Annem yüzünde sabırlı bir ifadeyle,
- Kızım tavuk canım çekti diyen sen değil miydin, al işte parasını veriyorum git al hadi.
Yüzümde bezmiş bir halde yarısı yenmemiş elmayı tezgaha gelişi güzel atıp huysuzca söylendim.
- Allah allah ya, ceren hanım nepıyor, evde gezip dolaşacağına bir işe yarasında gidip tavuğumu alsın. Valla bak burda bir tavuk parası var, bölüşmem, şimdiden peşin peşin söyleyim de, darılmaca gücenmece olmasın.
Annem elindeki parayla oturduğu yerden kalkarken, üstündeki siyah hizmetçi önlüğünü çıkarırken diğer yerden bana laf yetiştirdi.
- Korkma kızım, kimsenin lokman da gözü yok. Aha patlıcan var, sarma yaptım. O Antin kuntin ne olduğunu anlamadığım yemekleri diğer çalışanlar yaptı. Ceren de tavuk sevmiyormuş zaten, otur güzel güzel ye.
Hayret prenses hasretleri tavuk sevmiyor mu? Ağzının tadını bilmiyor salak, aman ya bana ne?
Elindeki parayı cebine koyup dışarı çıkacağı zaman odada yaptığım planı uygulamanın tam sırası.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bu Geceyi Unutma (Ara Verildi)
FanfictionCeren ne olduğunu anlamamış neden müziğin kesildiğini düşünürken, Islak ayakkabılar şaşkın bakış açısına girer, başını yavaşça kaldırıp baktığında, biraz kibir, biraz da öfkeyle harmanlanmış bir çift karanlık gözlerle kesişir kendi masum gözleri. ...