Ceren kulağına dayadığı telefonla konuşken diğer yandan cebinden çıkardığı evin anahtarını kapıya açarken cansuya buğünkü iş görüşmesinin özetini anlatır.
- Evet cansu, adam kabul etti inanabiliyor musun?
Cansu onun mutluluğuna ortak olur, bu kız mutlu olmayı hak ediyor der içinden...
- Aynen, ben sana demiştim değil mi olur diye hem boşuna dememişler sabreden.. eee bir şey bir şey olurmuş işte, hatırlayamadım şimdi onu..
Ceren gülerek salondaki koltuğa otururken, arkadaşının hatırlayamadığı atasözünü tamamlar..
- Kız o, bekleyen derviş beklemekten nalları dikmiş dertler, allah razı olsun ne güzel moral veriyorsun be cansu, hayır sende olmazsan, napardım ben?
İkisi de telefonda gülüşünce, seher hanım, ceren telefonda konuşmasını duyup, üstüne geçirdiği hırkanın önünü kapatarak evin soğukluğunu vücudunu korumaya çabalar, ceren annesinin ayak sesini duyunca, bir şeyler geveleyip ağzının içinden telefonu kapatır, odasına gitmek için koltuktan doğrulmuştu ki, annesinin otoriter sesiyle ayakları taş olur gitmez...
- Neden bahseiyorsun sen? Kim neyikabul etti kızım, sen benim arkamdan ne işler çeviriyorsun ceren?
Ceren annesinin yine peşin hüküm vermesinin kırgınlığını yaşarken, üzüldüğünü anlamaması için bakışlarını yere eğip, gelişi güzel anlatır..
- Bir iş buldum anne, maaşıda iyi... Oraya gidecem..
Seher kızının yeni bir iş bulmasına şaşırırken, daha da çok şaşırdığı kızın, ''gidecem'' demesine şaşırır, izin almak yok, kafasına göre karar verip bu evden gidebileceğini sanıyorsa çok yanılıyor ceren.. Duruşumu sertleştirip, kararlı gözlerimi kızıma dikip.
- Gidiyorsun demek, bir izin almakta yok, ben senin neyinim ceren... Bak yüzüme de, karşında kim var söyle...
Ceren gözlerinin dolduğunu hissederken, başını yerden kaldırıp, annesinin iyi bir iş bulduğuna sevinip afferim demesini beklerken, karşısında durmuş azar işitiğine inanamaz..
Seher sıkıntıyla gözlerini kapatıp elini alnına götürüp, şimdiden başlayan ağrıy lanet edip.. Gözlerini kızına çevirir, ne iş bulduğunu merak eder...
- Ne işi bu, hem senin zaten işin vardı nerden çıktı şimdi yeni iş...
Cerenin yavru kedi bakışlarını görmezden gelip, kendince bir sonuca varır.. Başını ben demiştim der gibi sallayarak..
- Kovuldun demi, kovuldun tabii... Benim aptal kafam.. Senin bir işte tutunacağına nasıl inandıysam... Peki şimdi nolacak.. Söyle bana ceren.
Bu yeni işinde tutunamazsan sonumuz ne olacak, cemrem nasıl okuyacak..
Ceren annesinin asıl derini nlayınca, acıyle gülerek, gözündeki süzülen yağmur damlalarını silerek kırgın bir bakıl atar ennesine..
- Yine yaptın anne... Demek ben işte tutunamazsam, kıymetli kızının okul masrafları çıkmaz... Biliyor musun anne? O kıymetli kızın benden 5 yaş büyük... O kıymetli kızın sabah 8 de dersi başlıyor öyleden sonra 3 de bitiyor.. girsin bir yerde çalşsın işte...
Çok mu zor iki kuruş kazanıp, şu aileye bir katkı da sağlamak... Yapamaz ama demi! Senin prenses kızının gelip güzellik uykusuna yatmasa yüzü kırışır, yoruldum anne, gerçekten yoruldum en son ne zaman güzel bir uyku çektim inan hatırlamıyorum.
Bana da yazık değil mi, onu düşündüğün kadar çok değil onda biri kadar düşünsen, inan ona bile razıyım. Ne kazandıysam sana veriyorum, bir sor cebinde kaç paran var diye. Sormazsın ki sen, sen sadece almayı bilirsin anne, vermeyi değil....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bu Geceyi Unutma (Ara Verildi)
FanfictionCeren ne olduğunu anlamamış neden müziğin kesildiğini düşünürken, Islak ayakkabılar şaşkın bakış açısına girer, başını yavaşça kaldırıp baktığında, biraz kibir, biraz da öfkeyle harmanlanmış bir çift karanlık gözlerle kesişir kendi masum gözleri. ...