Ceren çekinerek hasta koltuğun ucuna oturur, kucağında duran siyah deri çantayı sıka bildiği kadar sıkar.
Ona göre Psikologluk bir durumu yoktur, ama gel sen bunu sedefe anlat, ha siz bilmezsiniz şimdi, sedef benim iş yerinden arkadaşım, çok iyi kız, valla bak, tek kötü yanı çok konuşur olsun. zor zamanımda hep yanımda ya, sağ olsun.
yaşadığım sıkıntıları duyunca, doktora gitmem için baskı yapıp durdu.Kıramadım bir kereden ne olacak dedim kendi kendime, hem buraya sadece deliler gelmiyor ya, ara da benim gibi kendini yalnız hisseden insanda geliyordur değil mi?
Doktor benim suskunluğum dan rahatsız olacak ki, boğazını sesli bir halde temizleyip, koltukta öne doğru gelip, masanın ucundaki bir mavi pilot kalemi alıp, elinin altında deftere yazmak için hazır bekleyip, bana gülümseyen bakışlarla, nazik ses tonuyla konuşmaya başladı.
- Evet Ceren Hanım, öncelikle buraya hoş geldiniz, lütfen öncelikle konuşacakları mızın, aramızda kalacağını bilmeni isterim. Yani rahat konuşabilirsiniz. Beni bir boş kağıt olarak düşünün, kafanızdaki her şeyi, kendinizi sorulamadan o kağıda akıtın gitsin. Emin olun sizde rahatlayacaksınız.
Ceren doktorun konuşmalarından biraz rahatlar, gerginlikle kalkan omuzları yavaşça rahatlamanın verdiği hisle düşürür, çekingenliği daha tam atlamamıştır tabi hala, gözlerini usulca kadın doktora dikerek ürkek sesiyle.
- Ben.. Ben açıkçası, ne anlatmam gerektiğini bilmiyorum.
Doktor Ceylan Hanım, karşısında, ürkek kuş gibi titreyen kıza, nazikçe yaklaşması gerektiğini bilir kim bilir ne yaşadı da, bu hale geldi diye düşünür, bu meslekte çok acı hikayeleri olan insan görmüştür doktor. Arkadaş edasıyla, sesini yumuşatarak.
- Mesela Ceren Kimdir, Nasıl bir çocukluk geçirmiştir, neler hayal etmiş, neler yaşamıştır. Kısacası bana cereni anlat lütfen.
Ceren doktorun sorduğu soruyla, kendiyle yüzleşir, uzun zamandır içinde bastırdığı cereni gün yüzüne çıkarır, Gözleri geçmişe dalmış bir halde, anlatır hayatını.
- Ben annemin küçük kızıyım, Ablam Cemre, kardeşim civan üç kardeş büyüdük biz. Normalde yalnızlık hissetmemem lazım,değil mi?
Başını üzgün bir halde eğip, yaşaran gözlerini saklamak ister ceren. Kendini biraz toparlayınca başını kaldırıp, yarım bıraktığı konuşmasına devam eder.
- Annem, ah annem... Beni şımarık, yetinmeyi bilmeyen baş belası olarak görür, ne yaptıysam kendimi sevdiremedim ona.
Küçükken hep karanlıktan, yağan yağmurun sesleri beni korkuluğun da annemin yanına gidip beni korumasını isterdim.
Bir kere gittiğimde, benim artık kocaman kız olduğumu söyleyip beni yatağıma geri yollamıştı, oysa daha 10 yaşındaydım.
Çok büyük değildim bence, onun sevgisine ihtiyacım vardı. Benim annem benden esirgediği sevgiyi, ablama kat be kat verdi. Sebebini hiç bir zaman anlamadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bu Geceyi Unutma (Ara Verildi)
FanfictionCeren ne olduğunu anlamamış neden müziğin kesildiğini düşünürken, Islak ayakkabılar şaşkın bakış açısına girer, başını yavaşça kaldırıp baktığında, biraz kibir, biraz da öfkeyle harmanlanmış bir çift karanlık gözlerle kesişir kendi masum gözleri. ...