Kıza bakmaya devam ederek kalkmasına yardımcı oldum. ‘’Teşekkür ederim. Sanırım hayatımı sana borçluyum.’’ Dedi . ‘’Önemli değil. Daha dikkatli olmalısın.’’ Dedikten sonra arkasını dönüp gidecekti ki dönüp ‘’ Bu arada, ben Miray.’’ Dedi. Gülümseyerek ‘’bende Rüzgar, memnun oldum.’’ Dedim. Tamay’ın yanına doğru yol aldım.’’İsmin gökyüzüne sığamadı Rüzgar alkışları saymıyorum bile.’’ Dedi. Ona umursamaz bir gülümseme yolladıktan sonra olanları düşündüm.Bu kızı daha önce hiç burada görmemiştim, senelerdir buralardayım ve herkes birbirini tanır. Sanırım yeni taşınmış olmalılar.Gün batımını izlerken denize taş atıp sektiriyordum. Arkamdan bir elin omzuma dokununca savunmacı bir hareket yaparak arkamı döndüm.
’’Miray!’’ şaşırarak ona bakarken ‘’Seni korkutmak istememiştim.’’ Dedi. ‘’Önemli değil.Otursana?’’ dedikten sonra usulcan yanıma oturdu.
’’Bugün için gerçekten teşekkür ederim Rüzgar. Ne olduğunu anlamadım sanırım birden bacağıma kramp girdi ve batmaya başladım, çok korktum eğer sen olmasaydın..’’ sözünü keserek ‘’Böyle şeyler söyleme lütfen, geçti artık korkmana gerek yok Miray, sadece daha dikkatli ol lütfen.’’
‘’Gitsem iyi olacak artık, iyi geceler’’ dedi. ‘’iyi geceler.’’ Diyerek gülümsedim, arkasını dönüp giderken hala bakıyordum.Anlayamadığım bir şey vardı.Bu isim bir yerlerden çağırışım yapıyor sanki bana.
Miray’dan,
Ama Allah’ım, sanırım aklımı oynatacaktım.Bu kadar çekici birini daha görmemiştim, hemen telefonuma sarılarak Derya’yı aradım.
’’Seni ahmak nerelerdeydin bütün gün bakındım yoktun, az kalsın boğuluyordum eğer Burak Özçivit havası olan çocuk olmasaydı tabi ki. Yarın mutlaka görüşmeliyiz.’’ Derya’dan bir süre ses çıkmadı sanırım küçük dilini yutmuştu.'’Ta-tamam inanmıyorum Miray yarın olup biteni baştan anlatacaksın.’’ Dedi. Kıkırdayarak ‘’Tamam şekerim hadi öpüyorum,hoşça kal.’’ Dedikten sonra telefonu kapatıp aynanın karşısına geçip kendime baktım ‘inanamıyorum bu rezillikle mi gezdim tüm gün’ diye düşündüm.
Hemen duşa girip rahatladım, çıktıktan sonra saçlarımı kurutup dalgalı olsun diye köpükledim, eminim yarın daha güzel olacaklar.Saat epey geç olmuştu, uyku gözlerime meydan okumaya başlamıştı ki bende savaşmadım ve rahat bir uyku çektim.Tanrım her sabah bu güneş gözlerime acı çektirmek zorunda mı? Zombi gibi hissetmeye başlayacağım artık. Bir saniye durup düşündükten sonra bugünün Cumartesi olduğunu fark ettim.
Bugün plajda eğlence vardı herkes orada olacaktı.’Eminim Rüzgar da gelir' diye düşünüp içimi heyecan bürüdü. Neden bu kadar ilgileniyordum ki onunla hoş çocuktu ama aşık olabileceğim bir tip değildi, hiç bir erkeğe güvenmiyorum.Pencereyi açıp içeri oksijen girmesine izin vererek derin bir nefes aldıktan sonra Derya’yı aradım.
’’Bugün akşamı unutmadım değil mi?’’ dedim. Uykulu ses tonuyla ‘’Saatin kaç olduğunun farkında değilsin galiba daha sabahın 6 ‘sı lütfen uyur musun Miray?’’ dedi. Gözlerimi devirerek ‘’Biliyorum aptal kalk hadi anca hazırlanırız ne bu uyku sevdası ya!’’ dedim ve telefondan sinirli bir ‘üfff’ sesi geldi.
‘’Öğlen saat 1’de batı sahilde bekliyorum seni biraz takılırız sonra eğlenceye geçeriz bebeğim,öptüm by.’’ Dedikten sonra saçlarıma havalı durması için elimle dağınık şekil verdim, kot şortumu giyip üzerime askılı bir bluz geçirdikten ve sonra ayakkabılarımı bağladım.Eğlencede hoplayıp zıplamam için rahat olmam gerekiyordu değil mi.
Anneme ‘’Ben çıkıyorum Anne, sonra görüşüz.’’ Dedikten sonra cevap vermesini bile beklemeden kapıyı çarpıp çıktım. Gözlerim sonuna kadar açılmışken yutkundum.Arkasını dönmüş az ileride dikiliyordu.O! buradaydı!
‘’Hey!’’ demem arkasını dönmesi ışık hızındaydı.’’Merhaba Miray.’’ Dedikten sonra ekledim.’’Kaldığım yeri nereden biliyordun?’’ bakışlarını etraftaki çiçeklere kaçırarak ‘’Bilmiyordum zaten, dün gece eve gittiğinden emin olmak istedim ve seni takip ettim.’’ Kaşlarımı çatarak ‘’ Nesin sen sapık falan mısın? Ne diye takip ediyosun beni sanane!’’
‘’Dediğim gibi sadece emin olmak istedim küçük şey.’’ Dedi ve göz kırptıktan sonra hani şu filmlerde olur ya cool ayrılmalar onlardan bir tanesini yaptı.Sanırım kendini fazla beğeniyordu.Ukala şey!
Koşarak arkasından yetiştim ve ‘’Sen kime küçük diyorsun acaba?’’ diye sorarak tek kaşımı kaldırdım.‘’Küçüksün tabi en fazla kaç yaşında olabilirsin ki? 17? 18?’’
‘’18!’’ dedim dişlerimi sıkarak.
‘’Ve bana bir daha sakın küçük şey deme! Hayatımı kurtardın diye ama artistlik yapma hakkını vermiyor seni koca gövdeli herif!’’dedim ve kahkaha atarak yanımdan uzaklaştı.Aptal ya fazla kendini beğeniyordu. Ama çözemediğim bir yanının olduğunu hissediyordum.İnanıyordum çözerdim ben her zaman ki gibi, çözerim yani,çözerim heralde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOŞUCU
RomanceGüneşin hiç bu kadar yakıcı olacağını düşünmemiştim. Ta ki Ay'ın koşuşuna hayran kalana dek. Kim bilebilirdi ki bu denli hızlı, bu denli belirsiz bir koşuşturma olduğunu. Miray kimseye güvenemeyen Soykan ailesinin asi öfkeli ve sincap olan tek kızıy...