Multimedyada Rüzgar var
Kimden geldiği belli olmayan çiçekleri çöpe atmak için elime aldım.Aslında belli ama Enes kim bilmiyordum.Derya çiçekleri atmamam için zorla elimden aldı.Ters bakışlarımı ona yolladım.Tanımadığım birinin yolladığı çiçekleri birde vazoya mı koyacaktım.
Elimde zorla aldığı çiçekleri vazoya koyup birde su ekledi.Ölmeyeceklermiş.Of Derya!Salona geçip koltuğa bağdaş kurarak oturdum.Deryada müzik kasetini çıkarıp filmi yerleştirdi.Ben korku filmi beklerken macera filmi çıktı karşıma. ‘’Neden korku açmadın Derya?’’ dedim kaşlarımı kaldırıp sinsice güldüm.
‘’Çünkü şey Miraycım, gündüz gündüz korku filmi izlenmez değil mi?’’dedi.Bende yemiştim bakışını Deryaya attım.Bari gündüz izleyelim diyoruz o da yok.
Filmi izlerken Derya’nın kahkahalarıyla sıçradım.Macera filminde kahkaha atacak ne bulmuştu anlamıyordum.Pes doğrusu Deryacım.Dans ederken dağılan saçlarım terden kaskatı olmuştu.Film bitsin diye dakikaları sayıyordum.Bir an önce duş almak istiyordum.Derya’ya baktığımda hala gülüyordu.Salak gibi davranmasa iyi kızdı.
‘’Derya daha çok var mı bitmesine?’’diye sordum.Bana ağzını aça aça güldükten sonra dudaklarını büzüp ‘’15 dakika var.’’dedi.Neyse ki çok değildi.Sabredebilirdim.
*
Film bittikten sonra Derya’yı kapıdan geçirdikten sonra odama çıkıp kendime baktım.Berbat görünüyordum.Bu ne hal! Hemen sıcak suyun altına girip rahatlamaya çalıştım.Saçımı 5 kez şampuanladıktan sonra duruladım.Banyodan çıkıp saçlarımı ördüm.Üzerime pijamalarımı geçirip kendimi yatağa attım.
Akşam olduğunda üzerime günün yorgunluğu çökmüştü.Göz kapaklarım benimle savaşmaya başlamıştı.Saat daha erken olduğu için şuan uyumak pek bana göre sayılmazdı.Mutfağa indim ve kendime kahve yaptıktan sonra salona geçip koltukta uzaktandım.Televizyona biraz baktıktan sonra sıkılıp kapattım.Evde yalnız olmak çok iğrençti.Herkes yalnız kalınca sevinir bense sıkılırım.Annem artık gelmeliydi.Ama babam değil!
Televizyondan da sıkıldıktan sonra odama çıkıp okumak için romanımı aldım.Kitap okumaya bayılırdım ama bir türlü vakit bulamıyordum.Şu sıralar Wattpad’de takılıyordum.
Sıkılmaya devam ederken kapının çaldığını duydum.Bu kapı bu sene hiç susmayacaktı sanırım.Kapıyı açtığımda karşımda bu saatte hiç beklemediğim biri elinde poşetlerle gelmişti.Şaşırtıcı.
‘’Hey! Bunlarda ne böyle bu saatte neden geldin?’’dedim şaşırmış bir surat ifadesiyle ona bakarken.Elindeki poşetlerin bir kaçını elime alarak mutfağa götürmek için yardım ettim.
‘’Öğlen davet ettiğin film davetini şimdi kabul ediyorum.Yoksa vazgeçtin mi?’’diye sordu.Tek kaşını kaldırmış bana bakıyordu.Elbette itiraz etmeyecektim.Davet etmiştim bir kere geri çevirmek olmazdı.
‘’Hayır vazgeçmedim tabi ki.Neler aldın?’’dedim tebessüm ederek.Aslında geldiğine seviniyordum.Evde kimse yoktu zaten sıkılmaktan kurtulmuş oldum en azından.Belki onu daha iyi fırsatım budur.
‘’Senin yaptığın Cupcake’lerin yerini tutmasalar da film izlerken yiyecek bir şeyler aldım.Hala var mı becerikli ellerinin yaptığı cupcakeler?’’diye sordu.Ah tanrım! İltifat mı ediyordu yoksa bana mı öyle geliyordu.Aman canım neyse ne. ‘’Dolapta olacaktı.Derya’yı bitirmemesi için yalvarmıştım resmen.’’dedikten sonra ikimizde gülümsedik.Sanırım bu ilk defa oluyordu.Hep ilk yaşıyorduk Rüzgarla.
Rüzgar’ın aldıklarını servis tabaklarına yerleştirdikten sonra salona geçtik.İki kişilik koltuğa oturmuştuk.Umarım göz kapaklarımla savaşmaya devam eder kucağına düşüp uyuya kalmam.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOŞUCU
RomanceGüneşin hiç bu kadar yakıcı olacağını düşünmemiştim. Ta ki Ay'ın koşuşuna hayran kalana dek. Kim bilebilirdi ki bu denli hızlı, bu denli belirsiz bir koşuşturma olduğunu. Miray kimseye güvenemeyen Soykan ailesinin asi öfkeli ve sincap olan tek kızıy...