Rüzgar'dan
Bu kız neden böyleydi. Hareketleri ışık hızında değişiveriyordu, bir bakıyorsun melek, bir bakıyorsun sürekli patlamaya hazır volkanik lav kadar kızgın, atarlı.
Eve doğru yürürken rüzgarın benimle dans ettiğini anladım. Rüzgar da atarlıydı sanırım, beni hızından dolayı dengemi kaybetmeme sebep oluyordu.Eve geldiğimde ışıklar kapalıydı, annem büyük ihtimal çoktan uyumuştu ve babam.. tabi ki her zaman ki gibi sabah karşı gelip sabahın erken saatlerinde gidiyordu. Neyle meşguldü bu adam bu kadar bilmiyorum ama annem üzülüyordu.Annemi üzmesine izin vermem ben!
Üstümü değiştirdikten sonra kendimi yatağa attım.Plajda ki eğlenceye katılmamıştım çünkü bana göre değil. Ne o çığlıklar değişik değişik hareketler yaparak dans etmeler.
Sabahın güneşi yine yüzüme vuruyordu.Odamın kapısı tıklatıldı ki eminim annemdi.
''Girebilirsin anne.''''Günaydın, dün gece nasıldı eğlendi mi bakalım, eğlence vardı değil mi?''
''Evet vardı. Ben gitmedim.''
''Neden böyle yapıyorsun Rüzgar, sen eğlenceleri seven bir insandın.Bir problemin varsa her zaman yanındayım biliyorsun değil mi?''
''Biliyorum anne, sadece aklıma takılan bir şeyler var.''
''Neymiş o?''
''Hadi ama anne bana bir şey yokmuş gibi davranmayı kesin.Çocuk muyum ben? Babam olacak herifin seni üzdüğünü biliyorum.''
''Rüzgar bunlar babanla benim aramda.Lütfen.''
''Duş alıp çıkacağım, müsaade eder misin?''
''Pekala akşam görüşürüz.'' Dedikten sonra kapıyı sertçe arkasından kapattım.Öfkemi anneme belli etmek istemiyordum fakat engelde olamıyordum.Kendimi rahatlatmak için gündüz yüzerken geceleri denize karşı oturup gökyüzünü seyrediyorum.Bunu yapmaya ne hakkı vardı?
''Tamay nerdesin? Ne yapıyoruz bugün plan nedir?''
''Denizden biraz uzaklaşıp Red'e gidelim ne dersin dostum?''
''Uyar bana.''
''Rüzgar, şu kız Miray kimmiş o ?''
''Bilmiyorum Tamay, kızın isminden başka bir şey bilmiyorum şuan.''
''Dostum senin derdin ne bugün? Sinirli cevap vermek zorunda mısın?''
''Sen çok soru sormasan sinirlenmeyeceğim seni sümsük.''
''Akşama haberleşiriz badboy.''
Dangalak ya! Her seferinde bir ton soru sormasa olmaz.Sahi bazen mantıklı sorular soruyordu.Kimdi bu kız? Merak ediyordum, burada ki herkesi tanırdım ben fakat bu kızı ilk defa buralarda görmüştüm.
Dışarı çıkmaktan vazgeçip evde kalmaya karar verdim.Supernatural izlerim .Herifler her bölüm olayı çözmeyi başarıyor anasını satıyım.İzleyim de belki bende birkaç tüyo alırım.Gerçi benim çözebileceğim şeyler etrafa tuzlayıp pantegram çizmekle çözülecek gibi değildi.. Bende araştırmacı tarafından izlerim.Telefonuma gelen mesajla düşüncelerim kayboldu.
''Ne var yine Tamay, soru sorma kotan çoktan doldu dostum haberin olsun.''
''Abartma sende artık!''
''Ne var söyle hadi.''
''Duydun mu?''
''Neyi?''
''Yürürken birkaç kız konuşurken duydum. Senin şu kızın ismi geçince kulak verdim.Sanırım kız çok kötüymüş.Ailesiyle ilgili bir şeyler geveliyorlardı.Git bak istersen.''
''Ne bakıcam ya iyilik bilmezin teki o kız.''
''Sen bilirsin hadi görüşürüz.'' Dedikten sonra telefonu Tamay'ın suratına cevap vermeden kapadım.Ne olmuş olabilirdi ki? Şımarık kızlardan farklı olmayan kendini beğenmiş bir kız dün gayet atarlı formundaydı. Ailesiyle ilgili? Ama ne? Çözmem gereken bir soru daha mı yani. Sanırım geceleri gökyüzü benden sıkılmaya başlayacak.
Miray'dan''Lanet olsun mahvediyorsunuz tatilimi.Derdiniz ne sizin ya?''
''Miray hemen odana git dedim.''
''Gitmiyorum baba, ne sorunun var senin bizimle, daha doğrusu annemle. Ne ya ne?!''
''Sana odana git dedim Miray!'' diye bir taraflarına yırtarcasına bağırdıktan sonra koşarak odama gittim ve kapımı sertçe kapattım.Öküz herifler.
Erkeklerden nefret ediyordum.Kadınların duygularından zerre kadar anlamıyorlar.Dunkoflar! Sinirle perdeyi çekip pencereyi açtıktan sonra derin nefesler alarak sinirimin geçmesini bekliyordum.
Ne diye annemi üzüyordu bu herif? Zaten dengesiz gibi davranıyor aynı. Şizofren falan mı acaba diye düşünmüyor değilim.
Bir gün akşam haberlerinde ''Şizofren hastası olarak teşhis konulan Soykanlar ailesinin babası yazlık evlerinde eşini ve kızını cinnet geçirerek öldürdü.'' Diye çıkarsak şaşırmayacağım.
Tam bir dunkoflar işte! Bütün herifler! En iyisi koşmalıyım yoksa başka türlü sinirim geçmeyecek ve olanları düşündükçe daha çok sinirlenecektim.
Spor ayakkabılarımı ayağıma geçirdikten sonra salonda ki tartışmayı aldırmadan kapıyı çarpıp çıktım.Yine kıyıda koşmaya başladım ve kulaklığımı takıp müziğe beynimde eşlik ederken.. 'off yine mi yaa' diye mırıldandım.Al işte bir tanesi yetmezmiş gibi iki dunkof daha..Kurtulamayacağım sanırım ben.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOŞUCU
RomanceGüneşin hiç bu kadar yakıcı olacağını düşünmemiştim. Ta ki Ay'ın koşuşuna hayran kalana dek. Kim bilebilirdi ki bu denli hızlı, bu denli belirsiz bir koşuşturma olduğunu. Miray kimseye güvenemeyen Soykan ailesinin asi öfkeli ve sincap olan tek kızıy...