Bölüm 11 - İlk defa

924 269 11
                                    

 Rüzgar’dan 

Yürümeye devam ederken cebimden telefonumu çıkarım Tamay’ın ismini buldum. ’’Neredesin?’’dedikten sonra durup saate baktım.Henüz sabahın erken saatleriydi.

‘’Red’deyim gel istersen sende.’’dedi.Teklifini düşündükten sonra ‘’Gelmeyeceğim ben bu saatte gidilir mi lan.’’dedim ve telefonu yüzüne kapadım.Tamay resmen saçmalık abidesiydi.Bu saatte gidilir mi oraya be.Zevksiz mahluk.

Telefonu kapatıp cebime koyduktan sonra eve doğru yürümeye başladım.Yüzüme vuran güneşle karşıyı görmekte zorlanıyordum.Birisi geliyordu fakat göremiyordum.Yakınlaştıkça tanıdık biri olduğunu anladım.Önümde durup güneşin yüzüme gelmesine engel oldu.

‘’Derya?’’dedikten sonra gözlerimi kırpıştırarak ona baktım.’’Merhaba Rüzgar, bende şeye gidiyordum işte, Miray’ın yanına.Aslında oradaydım zaten de işte şey oldu kovdu beni  sabah sabah gürültü yapıp uyandırmışım onu falan.’’dedikten sonra kaşlarım kalkık bir şekilde ona baktım.

Anlaşılan Miray kendi gibi bir arkadaş edinmişti.Bu da saçmalıktı.’’Anlaşılan bugün prensesin hey heyleri üzerinde, gitmemeni tavsiye ederim çünkü kapıları yüzüme kapatıp duruyordu.’’dedikten sonra o da beni kaşları kalkık bir şekilde dinliyordu.

‘’Sen onun evine mi gittin? Ne oldu? Ne konuştunuz? Naptınız?Ne dedi sana?’’diye ard arda soruları sorarken Tamay’ın sorularından kurtuldum derken Derya’ya yakalanmışım meğer.Bu da Tamay gibiydi resmen.Of!

‘’Dedim ya kapıları yüzüme kapatıp durdu.’’ Dedim ve bana bakmaya devam ederken yanından ayrılıp yürümeye başladım.Bütün sorularına tek tek cevap verecek halim yoktu.

Eve gidip kendime kahve yaptıktan sonra odama çıktım.Bilgisayarımı kucağıma alıp biraz internette takıldım.Yapacak bir şey yoktu.İnsan bir süre sonra sıkılıyordu yine.Epeydir Supernatural’da izlemiyordum.Huntercılık görevim yarıda kalmıştı.

Birkaç saat dizimi izledikten sonra saatin öğlen saatlerini geçtiğini fark ettim.Baya bölüm izlemiştim galiba.Annemle babamın arası düzeldiğine göre bu öğrendiklerimi Miray da kullanmaya karar verdim.Bende onu da çemberin içine almalıydım.İşkence yapıp her şeyi söylemesini sağlayabilirdim.Vardı bende o potansiyel.

Aşağı indiğimde eve kimse gelmemişti henüz.Cebimden telefonumu çıkarıp annemi aradım.Bana eve döndüklerini ve babamın işi dolayısıyla tatillerini bitirdiklerini söylemişlerdi.Bunu neden bana söylememişlerdi.En azından kafamı dinleyebilecektim.Bir süreliğine de olsa.

*
Akşam olduğunda sahilde takılma istediğim kabardı.Özlemiştim gökyüzünü.Odama çıkıp önce bir düş aldıktan sonra üzerime şortumu ve yazlık bir bluz geçirdikten sonra parfümümü de sıkıp odadan çıktım.Sahile gitmiş olsam da parfüm olmazsa olmazlarımdandı.

Sahile gidip Tamay’ı bulduktan sonra arkadaşlarla voleybol oynamaya karar vermiştik.Aklım geçen oynadığımız voleybol turnuvasına takıldı.Hatırlamak istemiyordum.Tanımadığımız bir kız yüzünden bana atar yapmıştı resmen.Bu da saçmalıktı işte.

Yorulup mola vermek için oturduğumuzda gözüme bize doğru gelen birisine takıldı.Miraydı.
Bana bakıp gözlerini devirdi, bense umursamaz bir tavırla bakışlarımı üzerinden çektim.En kötü şey umursanmamaktı bence.Bende bunu ona yapıyordum.Yığıntı demeden önce düşünecekti bunu.

Yanıma gelip oturdu.Bir süre suratımı inceledikten sonra sessizliği bozdu.’’Tamam yarın beraber gidelim.’’dedi.Yere bakarak konuşuyordu.

‘’Fikrini ne değiştirdi.’’diye sordum.Dudaklarını birbirine bastırıp ’’Canım öyle istiyor.’’dedi.Kuklası mıydım ben bunun.

‘’İşim var yarın gelemem.’’dedim.Kaşlarını kaldırmış bana bakıyordu.Gözlerini devirip derin bir nefes aldıktan sonra yanımdan kalkıp yürümeye başladı.Koltuk deynekleriyle ne kadar hızlı olunabilirse o kadar hızlı gitmeye çalışıyordu.

Arkadaşlarla ateş etrafında biraz oturup sohbet ettikten sonra ay ışığının bu gece ayrı bir parladığını fark ettiğim.En sevdiğim haliydi bu.Yanlarından uzaklaşıp sakin bir köşe bulduktan sonra kumun üzerine uzandım.

Arkamdan gelen çıtırtıları aldırmadan uzanmaya devam ettim.Bakmamıştım nereden geldiğine.Gözlerimi kapadım ve biraz öyle kaldım. Yanıma birinin uzandığını biliyordum.Fakat gözlerimi inatla açmadım.Biliyordum çünkü.Umursamadım o yüzden.

Miray’dan

Sessizce yanına uzanmıştım fakat ben olduğumun farkındaydı.O yüzden hala umursamaz bir şekilde gözleri kapalıydı.Bana inanmadığımı için böyle yapıyordu yoksa gerçekten mi umursamıyordu bilmiyordum.Bense onun yanına geliyordum.

Sahi neden geliyordum ki? Evet bende bilmiyorum maalesef ama geliyordum işte.Sanırım hala ona söylemediğim şey gerçek olmuştu.Ona güvendiğim için böyle davranıyordum.Cevap buydu.

Güveniyordum ona.Kısacık bir sürede olsa güvenimi kazandı dunkof.Tamam dunkof demeyeceğim ona çünkü henüz dunkofluk yapmadı daha çok benimle ilgilendi.Ona yığıntı dediğim için kızıyor muydu acaba? Yada ne bileyim bu kadar tavır yapıyorum ona kapıları yüzüne kapatıyorum tersliyorum falan.Yok ya bence bu da dunkof geninde var çünkü.Sonuçta erkek.Belki de değildir.

‘’Neden geldin?’’diye sorarak düşüncelerim yok oldu.Hala gözleri kapalıydı.Soru sorarken bile umursamaz davranmaya devam ediyordu.Ahmak.

‘’Seyrediyorum bende ne olmuş.’’dedikten sonra gözlerimi devirdim.Acaba bu hareketime de gıcık falan oluyor muydu? Ben neden bu kadar çok merak ediyordum ki onun düşüncelerini.

‘’İyi.’’dediğinde gözleri hala kapalıydı.Bu çok sinir bozucuydu.Tamam şimdiye kadar ona kötü davranmış olabilirdim ama hepsinin dunkof olduğu düşüncesindeydim.Ne yapayım yani.

Bende onun gibi onu umursamadan gökyüzüne bakıyordum.Uyuyup kalacaktı salak.Dürtüyordum fakat tepki vermiyordu.Bende ona doğru yan dönüp onu izliyordum.Hep yapıyordum bunu farkında değildi.Sessizce kıkırdayarak ona bakmaya devam ettim.

Belki de farkındaydı onu izlediğimi bilemeyeceğim.Sessizce kulağına yaklaşıp ‘’Ben ilk defa, ilk defa bir dunkof’a güveniyorum yığıntı.’’ Diye fısıldadım.Duyup duymadığını bilmiyordum.Ondan her şeyi beklerim.Gözlerini açıp bana döndüğünce gözlerimi kocaman açtım.Duymuştu!

KOŞUCUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin