Bölüm 20 - Baş başa

819 109 20
                                    

Multimedyada Derya var

Yorumlarınız beni çok mutlu ediyor.Hepinizi çok seviyorum iyi ki varsınız.Lütfen okumaya devam edelim.Olaylar gelişiyor, görüşlerinize ihtiyacım var :))

Oturduğum yerde karanlık çökene kadar ağlamıştım.Öylece.İçimden binlerce farklı duygu vardı.Tarif edilemez yaşanılası duygular.Gerçekten gittiğine hala inanamıyordum.Neden bana söylemedi? Neden birden gitti? Sebep neydi? Yada gerçekten beni önemsemiyordu? Kafam onlarca soru fink atıyordu.Hiç birinin cevabını yakalayıp bulamıyordum.Karman çorman, darmadağındım.

Kolumdaki saate baktığımda 23:45'i gösteriyordu.Öğleden beri buradaydım ne bir hareket ettim, neden bir lokma bir şey yemiştim.Burada bayılacaktım.Biraz daha sessizlikte otururken gözüme gelen parlaklığı güçlü olan ışık yansıdı.Araba.Rüzgar.Koşarak arabanın önüne koştum.Camı açan adam aval aval suratıma bakıyordu.''Pardon?'' dedi.''Birine benzettim devam et sen.''dedim.Bir sen eksiktin yanlış alarmmış..Büyük bir disapoint yaşadıktan sonra kapının basamağına geri dönüp oturdum.Yazın serin rüzgarı yüzüme yüzüme üfürüyordu.Saçlarımı uçuşturup gözyaşlarıma yapıştırıyordu.Ağzıma giren saçlarımı püskürterek geri çıkarmaya çalışırken yeni bir araba daha görüş alanımdaydı.Hadi lütfen!

Kaşları çatık bir şekilde bana bakıyordu.''İn şu lanet arabadan Rüzgar.''dedim arabanın lastiğine tekmeleyerek .Ağlıyordum.Ah! evet geldi.

''Neler oluyor Miray arabama vurmaktan vazgeçer misin?'' dedi inerken.Direk boynuna atladım.Sırtına bir tane vurup geri çekildim.Elimin tersiyle gözümü silerek konuştum.''Nerdeydin sen? Nereye gittin Rüzgar ya?!''

''Bunun için mi ağlıyorsun sen? Eve gideceğimi söylemiştim hatırlarsan, arkadaşlarım aradı buradan uzak bir yerde alışveriş merkezine gidip takıldık şarjım bitince sizi arayamadım.''

''Ankesörlü telefon denen bir şey var dimi!'' dedim.Resmen sinir fışkırıyordu şuan benden.

''Ağlamayı kes artık.''

''Ama ben gittin sandım Rüzgar öyle deme.''

''Sen gittiğime değil alışveriş merkezine götürmediğim için ağlıyorsundur kesin.''dedi.What the hell? Neler oluyor buna?

''Hala ağlıyorsun Miray.Gel buraya.'' Diyerek iki kolunu bana doğru açtı.İstemsizce gidip kollarımı ona doladım.İşte buydu huzur.Belki de o kadar huysuz olmama gerek yoktu.Rüzgar her şeyi düzeltebilirdi.Beni.Hayatımı.Huyumu.Bizi.

''Rüzgar çok üzüldüm,sakın beni bırakıp gitme ama seni sevdiğimi falanda düşünme gitme işte sadece gitme tamam mı lütfen.''dedim.Tam bir aptal gibi konuştum.Seni sevdiğimi falan düşünme. E o zaman ne diye ağlıyordum ben? Belki sevdiğini kaybetme korkusu vardı.Herkes gibi, ama çok daha fazlası.

''Tamam gitmeyeceğim ama artık ağlama hadi.''diyerek baş parmağıyla gözümü sildi.Arabanın içinden karton poşetleri aldıktan sonra kapısını kapatıp bizim eve doğru yürüdük.Hiç konuşmadık.Dalgaların sesini dinleye dinleye eve gittik.Bu çok hoştu. ''Hey elindekileri unuttum.Neler aldın?''dedim.

''İçeri girince görürsün.''dedi.Kesin bana sürpriz yapıyor.Kapıyı açıp içeri girince Deryayla Tamay..tanrım..

''Siz..şey..Rüzgar gidelim mi?'' diye sordum ama cevabını beklemeden itekleyip dışarı çıkardım.''Ne oldu yine?''

''Ya şey işte bilirsin.Uygunsuz zaman işte anlasana Rüzgar be!''dedim.Kaşlarını kaldırmış şaşırmış bana bakıyordu.''Ciddi misin?''diye sordu.''Yok canım uyduruyorum ben.Gir bak içeri o zaman gıcık.''dedim.Sanki uyduracaktım bir yerlerimden.Uyuz.

KOŞUCUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin